İç içeyiz ama, bir arada gibi değil Varlığımız kiralanır yalanlara bizim Yolu bulan kendini sahibi sanınca Başımıza gelen taşlar bir ömürlük dizi Sızlayan nehirler, başım bir de dişim Yoruldum paşam, bil ki ondan gidişim Helal olsun hepimize, kızdığımdan demiyorum Üzüldüğüm tek şey biri iki edişim Ayrılığı duyduğum sabahlar ve gecelerde Duvara
TAHTERAVALLİ
“İyi ki “ diye basladi “ama” ile bitti..
Reklam
Hüseyin Paşa ile ilgim, tabiatiyle silik... Beni o cihete döndüren tek dava, hanımlarından birinin, aynı zamanda babaanneme sütannelik yapması... O Hanım’ın, Abdülhakîm Arvasî Hazretlerinin kardeşi olması!.. Hanife Hanım’ın anlattığı hikâyedir: Dedemin, hükümetle arası bozuk olduğu zaman... Muhacir oluyorlar... Baba evine gelecek... Kucağında,
- Aşka örnek verir misin? + Tahteravalli. - Ne alaka? + Kimin aşkı ağır basarsa diğerinin götü kalkar.
Hayat denen koşturmaca...
Küçükken ekmek almaya koşardık,geriye kalan para üstüyle ya horoz şeker veya elma şekeri ya da leblebi tozu alırdık. Öğlen olunca komşu teyzeler kapıya çay indirirdi. Deli gibi ordan oraya koşturmaktan , mahallenin elektrik direğine tahteravalli kurmaktan ,saklambaç oynarken heyecanla saklanıp beklemekten bitap düşer, yorgunluğumuzu kapı önünde annelerimizin yaptığı ekmek arası reçel veya salçayla giderirdik. Şimdi bakıyorum da çocukluğum yüzyıl öncesinde kalmış gibi hissediyorum.
"Bütün düzen bir tahteravalli aslında. İki ucu birbirine bağımlı. Yukardakiler durabiliyorlar orada, sırf ötekiler durduğunda aşağıda." 🌾 Bertolt Brecht
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.