Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
E'ûzü Besmelenin Hikmeti
"Peygamberimiz "sallallahü aleyhi vessellem" buyurdu ki: (Hoca çocuğa, Besmele okur, çocuk da söyleyince, Allahü Teâlâ, çocuğun ve anasının ve babasının ve hocasının Cehenneme girmemesi için sened yazdırır)."
Sayfa 3 - Hakikat YayıneviKitabı okuyacak
Allahü teâlâ, her insanın ve her hayvanın rızkını ezelde takdîr etmiş, ayırmışdır. İnsanların ve hayvanların ecelleri ve nefeslerinin sayısı belli olduğu gibi, her insanın bedeninin ve rûhunun rızkları da bellidir. Rızk hiç değişmez. Azalmaz ve çoğalmaz. Kimse kimsenin rızkını yiyemez. Kimse kendi rızkını yimeden, bitirmeden ölmez.
Reklam
İstanbul gazetelerinde, hıristiyan ölülerine, kırkıncı günlerinde mezârlıklarında âyîn yapılacağını, tanıdıklarını oraya çağırdıklarını çok okudum. Onlara sordum. Kırkıncı gün ölüye yardım yapmak âdetimizdir dediler. Ölüler için sadaka, mevlid gibi hayrâtın belli günlerde yapılmasının müslimânlara hıristiyanlardan sirâyet etmiş olduğu anlaşılmakdadır.
Sayfa 1001Kitabı okuyor
Ölülere Kur’ân-ı kerîm okumak, sadaka vermek, düâ etmek gibi yardımları yapmak için, elliüçüncü gecesini beklememeli, birinci günü yaparak, imdâdına bir ân önce yetişmelidir. Bu yardımları, yedinci, kırkıncı, elliüçüncü gecelere bırakmak, boğulmak üzere olan birine, biraz bekle yardıma birkaç gün sonra geleceğim demeğe benzer.
Sayfa 1000Kitabı okuyor
Nemâz kılmıyan bir kimse, müslimânların hakkını da vermemiş oluyor. Çünki, her nemâzda oturunca, (Ve alâ ibâdillahissâlihîn) diyerek mü’minlere düâ etmek vazîfemizdir. Nemâz kılmıyanlar, mü’minleri bu düâdan mahrûm bırakıyor. Hakları olan bu düâyı yapmıyor.
Se’âdet sâhibi ol kimsedir ki, Azrâîl “aleyhisselâm” gelip, (Korkma, Erhamürrâhimîne gidiyorsun. Asl vatanına kavuşuyorsun. Büyük devlete erişiyorsun!) der. Böyle kimseye, bundan dahâ şerefli bir gün yokdur.
Reklam
Dünyânın iyiliği gitdi. Kederleri kaldı. Bundan dolayı ölüm, her müslimân için hediyyedir. Bir adamın dînini, ancak kabri korur.
Ömer bin Abdül’azîz “rahmetullahi aleyh” buyurdu ki, (Sizler, ancak ebediyyet, sonsuzluk için yaratıldınız! Lâkin bir evden, bir eve göç edersiniz!)
Yıldızların arasındaki mesâfe, pek fazla olup (Zıyâ senesi) ile ölçülür. Bir zıyâ senesi, sâniyede üçyüzbin kilometre giden ışığın, bir senede gitdiği yoldur. Yıldızlar, birbirinden o kadar uzakdır ki, ışık bir yıldızdan, başka komşu bir yıldıza, yüzlerce ışık senesinde varabilir. … Bir kerre, fezânın [birinci semânın] büyüklüğünü düşünelim.
Reklam
… nemâzın letâfeti, güzelliği o kadar yüksekdir ki, saçma sapan sözlerimizle bildirilemez. Kıymetleri o kadar üstündür ki, bu kırık kalemim, ona tercümânlık edemez.
Nemâzı yalnız yatıp kalkmak sanmamalıdır. Nemâzın gayb âleminde bir hakîkati vardır ki, bütün hakîkatlerin üstündedir.
Herşeyden, her mahlûkdan Allahü teâlâya giden bir yol vardır. Çünki, her mahlûkun kendisi ve sıfatları Onun kudretinin eseridir. Bu eserlerin sâhibini bulan uyanık bir kimse, o gizli yolu ve o ma’nevî bağı görür, anlar. Eşyânın Allahü teâlâya delâlet etmesi, Onu göstermesi için, Onunla ittihâd etmesi, birleşmesi niçin lâzım olsun? Duman ateşi haber verir ise de, ateşle ne münâsebeti, ne ittihâdı var?
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.