Kur'ân manadır, sünnet maksattır. Sahâbe bunu çok iyi biliyordu. Bundan dolayı bir âyetin nasıl yaşanacağını öğrenmek için Efendimiz'e (sas) müracaat etmişlerdir. “Kur'ân mübin/apaçık bir kitapsa neden tefsire ihtiyaç duymaktadır?" sorusu bazen aklımıza takılıyor. İlk muhataplar Kur'ân'ı anlıyorlar ancak anlaşılan mananın nasıl yaşanacağını Efendimiz'den (sas) öğreniyorlar ki sünnetin devreye girdiği yer tam da burasıdır. Onun için Efendimiz (sas) sadece Kur'ân'ı ileten değildir. İletmenin adı tebliğdir. Kur'ân'dan öğrendiğimize göre Efendimiz'in (sas) tebyîn, tâlim ve tezkiye görevi de vardır.
Davun
Davun Uç benim boynumun soytarısı kirle her cemreyi bana doğru olan unuttum güçbela soluyan perdeleri dudaklarımı ısırdıkça kabaran akşam unuttum onu da. Zaten bir tanım değil midir
Reklam
206 syf.
·
Puan vermedi
Rezonans Kanunu
Rezonans Kanunu
Bu kitabı en basit cümlelerle aktarmak istiyorum hani atalarımızın dediği "Aklıma gelen başıma geldi. " veya birçoğumuzun "ne hissedersem oluyor." Bilim buna rezonans alanı diyor . Metafizikle ilgilenmeye başlayalı yani yaklaşık 1 yıldır spirütüel yaşam kuantum derken uygulamaya geçirdiğim şeylerin 5. günündeyim okurların yorumlarında da göreceğiniz ; kitabı okuduktan sonra evet şunlar şunlar oldu.Altta yorumlarda da tesadüftür yazıları. Bu kitabı okuyunca farkında olmadan farkındalığın artacak mucizesini hissettiğin dinginlik ve arınmayı göreceksin ve dahası okurken zihnin komutları vermeye başlayacak okurken aklından geçenlere dikkat et enerjiye dönüşecekler Kendi rezonans alanınızı oluşturmayı öğrenmek biraz zaman alacak ama keyifli bir zaman.Alın size yeni bir hobi.Daha öğrenirken tanık olduğunuz şeyler olumsuz şeyler olsa bile kontrolün tamamen sizin elinizde olduğunu göreceksiniz.Bu alanın başlangıç kitabı bu mudur bilmiyorum kesinlikle araştırın. Dingin bir zihin hepimizin hakkı. Çocuklarıma her daim yenilikçi bir anne borçluyum onlara dingin bir zihin borcum var
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Koridor Yayıncılık · 20195,4bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
Niki öğretmen olarak çalışmaktadır. Okuldan üç gün izin alır ve kaplan böceklerinin peşine düşmek için gideceği yeri söylemeden evden ayrılır.Eşi sadece böcek toplamaya gittiğini bilen eşi polislere de o şekilde bilgi verir ama Niki den bir daha haber alınmaz.Niki böcek toplamaya gittiği yerde otobüslerin saatinin geçtiğini öğrenince köyün yaşlılarından birisi kalacak ev bulacağını söyler ve hanım teyze diye hitap ettiği kişinin evine yani yer altında çukurun içinde kalan eve götürür.Bu ev artık Niki nin yaşamak zorunda olduğu yerdir.Niki bir süre sonra köylüler tarafından kaldırıldığını, kum fırtınalarında evlerin üzerine akan kum sebebi ile köyün yok olmaması için kurulan kooperatif tarafından bir çok kişinin de alı konulduğunu öğrenir.Niki kaçmayı başarıp eski hayatına dönebilecek mi?Niki yi daha neler bekliyor?Tüm bunların cevapları kitapta arkadaşlar. Heyecanlı bir yolculuğa çıkıp Niki ye neler oldu öğrenmek istemez misiniz ?
Kumların Kadını
Kumların KadınıKobo Abe · Monokl Yayınları · 20172,139 okunma
152 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ah Hachiko... Seninle çocukluğumda filmini izleyerek tanışmıştım ve o günden beri en sevdiğim film ve en unutamadığım hikâye olarak kaldın. Sayısız kez izlediğim filmin orijinalini okumak ve kitaplığımda bu eşsiz hikâyeye yer vermek için kitabını aldım. İyi ki almışım, çok geç kalmışım... Okumak ayrı duygular yaşattı bana çocukluğuma döndüm. Hayatının bir dönemini, en sadık dostlar olan köpeklerle geçirmiş, onlarla bağ kurabilmiş her insanın derinden etkileneceği bir hikâye. Onların duygularını bir nebze anlayabilmek ve sevginin en saf haline tanık olmak için her yaştan insanın bu kitabı okumasını isterim. Çocukluğumu ve ilk gençliğimi birlikte geçirdiğim, hiç beklemediğim bir anda kaybettiğim sadık dostum Adolf'u da anmış olayım. Dünyanın en güvende hissettiren duygusu bence çıkarsız ve saf sevgi olmalı. Bunun da en iyi hayvanlarla olacağını düşünüyorum. Tabii kaybetme korkusu ve acısı çok farklı ama eğer bu hayatta yaşıyorsak bu acılarla da başa çıkmayı öğrenmek zorundayız maalesef...
Hachiko
HachikoLuis Prats Martinez · Beyaz Balina Yayınları · 2020571 okunma
"Geçmişte kalmış adamlar hakkında bir şeyler öğrenmem gerektiğini hissettim," dedi. "Onlar gibi olmamak için en iyi şansımın bu olduğunu düşündüm." ... "Sen tam tersi oldun," dedim. "Sanırım bu şimdiye kadar birinin bana söylediği en iyi şey olabilir," dedi. "Bu doğru," dedim. Ve doğruydu da. Owen tam tersiydi. İlk günden beri, atölyemdeki o ilk buluşmadan beri diğerlerinin tam zıttı gibi hissettiriyordu ama artık sadece bir duygudan daha fazlasıydı. Bu sadece onunla birlikte olmanın kolay olması (gerçi öyleydi) ya da daha önce hiçbir ilişkimde hissetmediğim şekilde onunla birlikte daha da derinleştiğimi hissetmem değildi. Birbirimizi ya da biriyle yaşadığınız ya da asla tam olarak bulamadığınız o zor yolla anlamamız bile değildi: Bir bakışın bize diğer kişinin neye ihtiyacı olduğunu söyleyebileceği o yaygın durum. Partiden ayrılma zamanı; benimle iletişim kurma zamanı; nefes almam için bana biraz alan tanıma zamanı. Bunların hepsinden biraz vardı ve aynı zamanda hepsinden çok daha büyük bir şeydi hissediyordum. Hayatınız boyunca beklediğiniz şeyi birinde bulduğunuzda bunu nasıl açıklardınız? Kader mi derdiniz? Buna kader demek tembellik olurdu. Bu daha çok evinizin yolunu bulmak gibi bir şeydi. Ev, gizlice umduğunuz, hayal ettiğiniz ama daha önce hiç gitmediğiniz bir yer. Ev. Hiç sahip olup olamayacağınızdan emin olmadığınız bir yer. Onun benim için olduğu kişi buydu. Anlamı buydu.
Sayfa 212 - Artemis Yayınları
Reklam
1.000 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.