Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şu an kısaca bahsettiğim konular önemli. Ancak felsefi tartışmanın konusu olan hiçbir şey, adalet için doğduğumuzu ve adaletin fikirle değil doğayla sağlandığını açıkça anlamaktan daha değerli değil. İnsanlar arasındaki ottak bağları incelerseniz, bunu net bir şekilde görürsünüz. Hiçbir şeyin diğerine, biz insanlar arasındaki benzerlik kadar büyük benzerliği ve yakınlığı yoktur. Eğer bozulmuş alışkanlıklar ve yanlış fikirler zayıf zihinleri çarpıtıp onları yoldan saptırmasa, hiç kimse kendisi gibi olmaz, tüm insanlar aynı olurdu. Dolayısıyla, bir insan için kabul edilen tanım, tüm insanlar için aynı derecede geçerlidir. Bu da tür içerisinde hiçbir farklılığın olmadığının yeterli bir kanıtıdır; eğer farklılık olsaydı, hepsi için tek bir tanım geçerli olmazdı. Özellikle, sayesinde hayvanlardan üstün olduğumuz, onun aracılığıyla çıkarımlar yapabildiğimiz, yargılara varabildiğimiz, başkalarının fikirlerini çürütebildiğimiz, tartışmalar ve gösteriler yapabildiğimiz tek şey olan akıl, herkeste ortaktır, her ne kadar bilginin özellikleri farklılık gösterse de tüm akılların öğrenme kapasiteleri aynıdır. Aynı şeyler duyular tarafından kavranır ve daha önce bahsettiğim, zihne etki eden anlama ilkeleri, tüm insanlara benzer şekilde etki eder ve zihnin yorumlayıcım olan dil, sözcükler bakımından farklı olabilir ama tikirlerde aynıdır. Kimse yoktur ki bir kılavuz yardımmyla erdeme ulaşamamış olsun.
Zeka İçin Tanım
“Bireyin yaratıcılık ve anlayarak öğrenme kapasiteleri, bu kapasiteleri kaydedecek hafızası ve bu kapasitenin kullanılma hızı”
Reklam
Diyalektik Kıyas Teorisi
_Burhan, tüm şüpheleri ortadan kaldıracak açıklıkta ve itirazlara yer bırakmayacak kesinlikte bir kıyas ve delildir. Kesin ve zorunlu bilginin ilke ve kurallarını vermekte, felsefeyi mükemmel hale getiren kaideleri içermektedir. Bu bakımdan da o, mantığın en yüce bölümü olmaktadır. _Burhan, 3 çeşittir: _1- Varlık burhanı. (Tez) _2- Sebep
Belirlenen hedef ve amaçlar; Gerçekçi değilse umut beklenmez. Zorlu değilse motivasyon sağlanmaz. Yeterince anlaşılır olmadığında, amaçtan kolay sapılabilir. Hedef için net bir tanım yapılmadığında yeterli performans ölçümü yapılamaz ve öğrenme zarar görebilir.
Belirlenen hedef ve amaçlar: Gerçekçi değilse umut beklenmez. Zorlu değilse motivasyon sağlanmayabilir. Olumlu olmadığında motivasyon sağlayacak bir odak bulmakta zorlanılabilir. Yeterince anlaşılır olmadığında, amaçtan kolay sapılabilir. Hedef için net bir tanım yapılmadığında yeterli performans ölçümü yapılamaz ve öğrenme zarar görebilir.
Hedef Belirleme Stratejisi
Belirlenen hedef ve amaçlar: Gerçekçi değilse umut beklenmez. Zorlu değilse motivasyon sağlanmayabilir. Olumlu olmadığında motivasyon sağlayacak bir odak bulmakta zorlanılabilir. Yeterince anlaşılır olmadığında, amaçtan kolay sapılabilir. Hedef için net bir tanım yapılmadığında yeterli performans ölçümü yapılamaz ve öğrenme zarar görebilir.
Sayfa 111Kitabı okudu
Reklam
giriş
Rahman ve Rahim Allah'ın adıyla [başlarım]. Ümmetlerin farklılığı nedeniyle dinler ve mezhepler¹ farklı farklı da olsa, hikmetleri² en kadim makamdan³ tek ve en yakın yolla⁴ KELİMElerin⁵ kalplerine indiren Allah'a hamd olsun!⁶ Allah'ın salat⁷ ve rahmeti, cömertlik ve ikram hazinelerinden⁸ himmetlere⁹ en doğru sözle yardım eden
Sayfa 19 - KABALCI YAYINEVİ - BİRİNCİ BASIM - Temmuz 2006Kitabı okudu
Zekâ (anlak) insan beyninin karmaşık bir yeteneğidir. Daha doğru bir deyimle, zihnin birçok yeteneğinin uyumlu çalışması sonucu ortaya çıkan bir yetenekler bileşimidir. Zihnin algılama, bellek, düşünme, uslamlama, öğrenme gibi birçok işlevini içerir. Şöyle bir tanım yapılabilir: "Zekâ, zihnin öğrenme, öğrenilenlerden yararlanabilme, yeni durumlara uyabilme ve yeni çözüm yolları bulabilme yeteneğidir," Buna göre zeki insan, öğrendiğini değerlendiren, yeni durumlara yeni çözümler getirebilen kişidir. Bu ise, nesneler, sayılar, düşünceler ve olaylar arasında bağlantı kurabilmeyi, oradan da yeni bir sonuca gitmeyi gerektirir. Görüldüğü gibi, zekâ, zihnin neredeyse bütün işlevlerini kapsayan bir genel güçtür. Ancak duygusal yaşamımız ve istence (irade) bağlı eylemlerimiz bunun dışında kalır.
Sayfa 105 - Özgür YayınlarıKitabı okudu
Teknopoli'de gençlerin eğitimini geliştirmek için "eğitim teknolojileri" adını verdiğimiz şeyleri geliştiririz. Bir zamanlar sınıflara televizyon konulmasının gerekli oldu­ğunu düşündüğümüz gibi şimdilerde de sınıflara bilgisayar koymanın ge­rekli olduğunu düşünüyoruz. "Bunu neden yapmalıyız?" sorusuna verdi­ğimiz cevap ise: "Öğrenmeyi daha verimli ve daha ilginç kılmak için" oluyor. Bu tarz bir cevap tamamen kafi kabul edilmekte zira Teknopoli'de verimlilik ve ilgi, gerekçeye ihtiyaç duymamaktadır. Bu nedenle bu ce­vabın "Öğrenme ne içindir?" sorusuna hitap etmediğini genelde fark et­miyoruz. "Verimlilik ve ilgi" teknik bir cevaptır, araçlarla alakalı bir cevaptır, amaçlarla alakalı değil ve eğitim felsefesi üzerine düşünmeye bir yol açmamaktadır. Doğrusu "neden" yerine "nasıl" sorusuyla başlayarak böyle bir yolu tıkamaktadır. Öğrenmenin ne için olduğuyla ilgilenmeyen bir eğitim felsefesinin (tanım gereği) olamayacağını söylemeye sanırım ge­rek yok.
13 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.