Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Ahmet Hamdi Tanpınar'dan okuduğum ilk eser oldu. Eserde üç dönem ele alınıyor. Konusu batılılaşma sürecindeki kimlik bunalımı ve karmaşasını ele alıyor. Türk insanının doğu ve batı arasında yaşadığı sorunları irdeliyor. Anlatımı akıcı ama dili ağır. Kitabı yarım bırakan belki de çok olmuştur. Keza bunu fark ettiğim için ağır ağır okudum. Kitabı birden bitirip anlayabilmek, o tadı alabilmek zira mümkün değil. Toplumsal statüden tutun sosyoekonomik düzeylere kadar yazar kendine has yorumuyla ışık tutuyor. Hayri İrdal ve Halit Ayarcı karakterleri en sevdiğim karakterler oldu. Hayri Bey'in saatlere olan merakı, yeteneği ve bu uğurda Doktor Ramiz ile kesişen yolları ki bu kısım beni Tatar Çölü'ne ve Büyülü Dağ'a götürdü. Bu rastlantılar ve yaşanmışlıklar vesilesi ile Halit Ayarcı ile tanışmaları ve tüm hayatının değişmesi hayatın durağan olmadığını, olmaz dediklerimizin bir gün başka bir rota ile karşımıza çıkacağını gösteriyor. İnsanın gözünde bir perde vardır. Bunu kimi zaman kişi fark eder yaşanmışlıklar silsilesi ile kimi zaman da bir el dokunur bir değişim süreci başlar. Saatleri Ayarlama Enstitüsünün nasıl kurulduğu, nasıl devam ettiği, yaşananlar hepsi bu güzel romanda saklı. Her kütüphanede olması gereken bir eser.