Dino Buzzati kesinlikle şahane bir yazar. Bu kitaptaki öykülerin sadeliği ve vuruculuğu kimi zaman soyutluğu insanı şaşkına çevirebiliyor. Baktığınızda pek de ilgi çekici gelmeyen öyküyü genel anlamıyla düşündüğünüzde bir şaşalıyorsunuz. Çünkü o burun kıvırıp küçümsediğiniz yazın aslında çok güzel şeyler anlatmakta. Benim hayran olduğum bir kitap oldu.
Kafka'dan esinlenmiş ama kendine özgü olağanüstü bir taşlama ve mizah anlayışı olan Buzzati'nin kısa olmalarına karşın bir o kadar da fazla şey anlatabildiği, insanın zayıflıklardan garipliklerine - bir çok şeye değindiği, bir birinden eğlenceli, tek solukta okunacak hikayeler kitabı. Yer yer üzülüp, yer yer kakaha atacağınız türden bir kitap.
1960'lı yıllarda Milano'nun hali vakti yerinde, orta yaşlı bir erkeğin üst sınıf erkeklerin takıldığı bir genelevde henüz reşit olmamış bir balerin ile tanışır. Hiç ihtimal vermese de kızı yaşındaki kıza aşık olur. Kızın kendisini kullandığını, maddi manevi sömürdüğünü bilir fakat kendisine mani olamaz. Orta yaşlı bir erkeğin düşebileceği en zavallı durumlara düşen karakterimizin kendisini devamlı sorguladığı bir kitap. Dino Buzzati'yi ben çok severim. Tanrı'yı gören köpek kitabı efsanedir bana göre, bu kitabı bir tık altında kalmış sadece. Yine de okuması zevkliydi.
Bir AşkDino Buzzati · Can Yayınları · 2016369 okunma
her hikayede insanın aciz bir tarafından tutup kendi eliyle kendini manasızlığa iten insanı anlatıyor. hepimizin zaman zaman yaptığı şeyleri bakış açısına göre belki abartılı bir dille belki de aslında hiç abartmadan olduğu gibi aktarıveriyor. kendine gel demiyor ama kendine gel diyor.
*kitabın sonuna yaklaştıkça ilk hikayeler de kapılarını daha çok aralamaya başlıyor.
Öykülerin ana teması sıkıntı, yenik düşme, ölüm, rüya, fantastik ögelerdir.
Bazı kelimeler somut ve normal görünürken altından soyut bir anlam çıkması okurken okuyucu şaşırtıyor. Bazen en alışagelmiş bir sözcük başka bir çelişkili anlama dönüşebiliyor. Okurken bir süre sonra bulmaca çözüyor hissi yaşıyorsunuz, acaba burada demek istediği şu olabilir mi yoksa şu açıdan da ele alınabilir mi tarzı bir çok soruya cevap verirken buluyorsunuz kendinizi. Öykülerinde zaman ve mekan olmaması da öykülerin her yerde geçebileceğini düşünerek hayal gücünü etkili kullanmamıza olanak veriyor. Anlatımı çok sıradan ve de akıcı.Tavsiye ederim.