Kitap benim için iki kısımdan oluşuyordu. ilk kısım her şeyin sıradan geçtiği, sıkıcı bölümler. Ardından gerçekleşen kırılma noktasından sonra gelen heyecanlı bölümler.
Sarah J. Maas tanrıçadır. Bu seri başyapıttır. Kitabı yorumlaması çok zor çünkü gözümde kusursuz. Beğenmekten çok kitaba karşı derin duygular besliyorum. Gördüğü ilgiyi ve başarıyı, daha fazlasını hak ediyor. Karakterler, kurgu, akış... Her şey yerli yerinde, hayranlık uyandırıcı. Her ayrıntısına kadar çok seviyorum kitabın, serinin her şeyini. Aşık oldum desem yeridir sanırım. Daha fazlasına ihtiyacım var, bir de hiç bitmemesine.
Karanlık TaçSarah J. Maas · Dex Yayınları · 20152,130 okunma
Ganeş şiva
ile parvatinin oğludur, durga ve kali diye de adlandırılır, yüz kollu
tanrıçadır, bir adam gülerek, Kolları değil de ayakları olsaydı, ona
kırkayak diyebilirdik, diye atladı
Arkad hikâyesini anlatmıştı. Arkadaşlarından bir tanesi, "Algamish seni mirasçısı yaptığı için gerçekten şanslıymışsın," dedi.
"Şansımın tek nedeni daha onunla tanışmadan zengin olma isteğine sahip olmamdı. Dört yıl boyunca amacımdan dönmeyeceğimi kazancımın onda birini biriktirerek kanıtlamadım mı? Yıllar boyu balıkların her rüzgâr değişikliğindeki davranışlarını bilen, ağını ona göre atan bir balıkçıya şanslı mı derdiniz? Fırsat, kendini beğenmiş bir tanrıçadır ve hazırlıksız olanlarla vaktini harcamaz."
Vefasız kader, kimseye kalıcı bir şey getirmeyen, hırçın bir tanrıçadır. Tam tersine, kazanılmamış altınları verdiği her adamın sonunu da getirir. Bütün aldıklarını kısa sürede harcayan adamlar yaratır; zevklerini ve arzularını artık tatmin edemeyen adamlar kalır ardında. İyi davrandığı başka adamlar da cimrileşip bütün zenginliklerini ellerinde tutarak sahip olduklarını harcamaktan korkar, yerine yenisini koyma yetisine sahip olmadıklarını bilirler. Hırsız ve felaket korkularıyla boş hayatlar sürerek gizli bir mutsuzluk içinde yaşarlar.
Aslında bütün ilah tasvirleri -resim ya da heykel olsun-, varoluşa ve insana dair en derin hakikatlerin sembol ve alegorilerle anlatılışıdır. Dıştan bakanlar sıradan birer put, "içten" bakmayı öğrenenlerse onların bu ezoterik doğasını görecektir. Örneğin Kali'yi ele alalım.
Bu kadim vedik tanrıçanın sembolik müphemliği daha