Çağlar Erdem

Çağlar Erdem
@tarihcikalem
Ahi Evran Üniversitesi Tarih Anabilim Dalı Yüksek Lisans.
Kamu İnşaat Teknikeri
Yüksek Lisans
Kırşehir
Niğde, 13 Mart
143 okur puanı
Kasım 2021 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Dünya görüşünü ele alacak olursak, Müslümanlık mutlaka her hususta ahireti gözetmeyi emretmiştir. Zira insan bu dünyadan ibaret bir hayatla tatmin olamaz. Mutlaka ahirete inanmak, ahiretin varlığını bilmek mecburiyetindedir. Çünkü bu dünyada her şey ölümle bitecek olursa bütün bu yaratılışın genel düzeni, abes- ten başka bir şey olamaz. Adaletin tecelli edeceği gün, bu dünyanın içinde de vardır. Ancak, mutlak adaletin tecelli edeceği gün arkasından gelecektir. Ve bu yaratılışlar geçici değildir, insan mutlaka sonsuza kadar gidecek bir yaratılıştadır. Cenabı Hakk bunları tahakkuk ettirecek kudrettedir. Dolayısıyla Müslüman, sadece dünyasını düşünen birisi değildir, her hususta ahiretini de düşünür. Ekonomik düzenin temelini de bu düşünce oluşturur.
Sayfa 83 - Milli
Reklam
Enderun'da yetişen devşirmeler vasıtasıyla üst düzey yönetici kadroları da domine edilecekti. Daha önce de bahsettiğimiz gibi, Fatih Sultan Mehmed'in Çandarlı ailesini saf dışı edip yerine bir devşirme olan lalası Zağanos'u atamasıyla vezaret makamı bunların eline geçmişti..
Sayfa 29 - Kronik
İkinci Viyana Kuşatması'nın hemen ardından gelen süreçte Osmanlılar ağır toprak kayıpları yaşadıysa da, bunun en önemli nedeni, karşısında aynı anda Avusturya, Lehistan, Papalık, Venedik ve Rusya gibi birçok Hıristiyan devletini bulmasıydı. Kısacası, Osmanlı lojistik hatlarının uzağında bulunup savunulması zor topraklarda alınan mağlubiyetlerin çok da abartılmaması lazım...
Sayfa 22 - Kronik

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gücün merkezine bürokrasi, yeniçeri ve ulemanın oturduğu ve sultanın sembolik bir konuma itildiği onyedinci ve onsekizinci yüzyıllarda ne padişahın ne de saray kadınlarının yönetime karışmasının imparatorluğu yıkacak düzeyde bir etkisi olacağı ortadadır. Zaten koskoca bir imparatorluğun çökmesinin nedenini sadece yönetimsel eksikliklerde aramak da dünya tarihinin parametrelerini ( Paramete:!belirli bir sistemi tanımlamak veya sınıflandırmak için yardımcı olabilecek herhangi bir özellik..!) hesaba katmamak olur..
Sayfa 15 - Kronik
Osmanlılarda Türklerin aşağılayıcı ve yönetimde yer verilmediği iddiası bir imparatorluğun nasıl bir yapı olduğunu anlamamaktan kaynaklanmaktadır..Lütfen prim vermeyiniz.
Sayfa 15 - Kronik
Reklam
Atilla'nın dağılan ve Şarlman'ın hemen bölünen imparatorluğu kişisel bağlarla kalıcı siyasi yapılar kurmanın zorluğunu işarettir..
Sayfa 14 - Kronik
Dünyanın her yerinde onlar vardı, daima hükmettiler baş eğdirdiler, diz çöktürdüler, bazen bir hatundu hükmeden, düşmanına kan içirdi, bazen tanrının kırbacı oldu, papaya diz çöktürdü, bazen türklerin katili vaciptir diyene azap oldu, bazen çağ kapatıp çağ açtılar, bazen bozkurt oldu dünyaya kafa tutup 28 devletle birden savaştılar ve hepsini yendiler, bir çok ortak özellikleri vardı, ama en önemlisi hepsi Türk'tü...”
Sayfa 67
Moğolca ve Türkçe konuşanlar bin yılı aşkın bir zamandır karşılıklı etkileşim halinde bulunuyorlardı.Bu kültürel etkileşim Türk halklarının Moğolistan'da en önemli devletleri kurdukları (Türk ve Uygur İmparatorlukları) dönem boyunca giderek pekişti ve akabinde de Türk halkları (bilhassa Uygurlar), Moğolların yahut Moğollara benzer halkların (Kitanlar gibi) yarattıkları devletlerde son derece önemli bir kültürel kılavuzluk ile bürokratik çekirdek kadro hizmeti sundular.
Sayfa 56 - Kronik
Barbar Adı..
Barbar başka dil konuşan demektir. Zamanla bu kelime aynı zamanda, medeniyetten mahrum manalarında kullanılmıştır. Eski Yunan, Roma, hatta Bizans medeni dünyayı yalnız kendisinden ibaret zannederdi. Bu yanlış itikadın uzak ve yakın milletler ve alemler hakkındaki bilgisizlikten ileri geldiği muhakkaktır. Halbuki eski Yunan ve roma'dan evvel muhtelif Türk kavimleri daha yüksek bir medeniyet seviyesine varmışlardı. Nitekim sonraları Türklerle tanışan Bizans elçileri, devlet adamları ve seyyahları gördükleri yüksek medeniyet karşısında hayretlere düşmüşlerdir.
Sayfa 103 - İlgi Kültür Sanat Yayınları
asker sayısı üstünlüğü sürekli İtilaf devletlerindeydi...
Böylece 1915 yılının 19 Şubat'ında başlayan Çanakkale muharebeleri tam on ay devam etti. Tarihçi ErickSon'n verdiği rakamlara göre, bu on aylık süre zarfında İngiltere ve Fransa Çanakkale'ye 489.000 asker gönderdi. Bu on ay içinde Türklerin gönderdiği asker sayısı 500.000'dir. Ancak Türk ordusunda hastalıklar daha yaygın olduğu için fiili muharebelerde asker sayısı üstünlüğü sürekli İtilaf devletlerindeydi...
Sayfa 15 - Doğan Kitap
Reklam
Çanakkale savaşları 19 Şubat 1915'te İngiliz donanmasının Türk mevzilerine yağmur gibi bomba yağdırmasıyla başladı. İngilizler 25 Şubat'ta Seddülbahir ve Kumkale'ye asker çkardılar. 18 Mart Türk deniz zaferinden sonra Ingiliz ve Fransız orduları Gelibolu yarımadasına asker çıkararak sonuç almak istediler. Kanlı muharebeler oldu. 19 Aralık 1915 gecesi Çanakkale'nin geçilmez olduğunu görerek çekilip gittiler.
Sayfa 15 - Doğan Kitap
Atatürk dinsiz değildi. Yani ateist değildi. Hangi din olursa olsun dinin varlığını inkar etmemiştir. Yani Allahsız değildi. Böyle olduğunu gösteren hiçbir işaret yoktur.
Sayfa 164 - Kronik
"Hasta Adam Osmanlı.."
Fakat 1877-78 Osmanı-Rus Savaşın'da Rus ordusunun Tuna nehrini atlayıp Plevne'yi gecerek Ayastefanos'a, İstanbul kapılarına kadar ilerlemesi "hasta adam" görüntüsünü zihinlerde pekiştirdi. 1876 yılının Aralık ayında İstanbul'un koşullarını tespit etmek için İstanbul'a gönderilen Albay Home, İngiltere'nin yıkılmakta olan Osmanlı devletini ayakta tutmak için uğraşmamasını, Osmanlı İmparatorluğu'nu parçalayıp İngiltere'nin de kendi payına düşeni almasının vaktinin geldiğini yazmıştı!
Sayfa 76 - Doğan Kitap
NEYİ DEĞİŞTİRDİ?
Yirminci yüzyılın en ses getiren olaylarından biri Gandi'nin 'pasif direniş' yöntemi ile, tek bir kurşun bile sıkmadan, koskoca Britanya Imparatorluğu'na diz çöktürüp ülkesi Hindistan'a bağımsızlığını kazandırmasıyd. Sosyal değişim için en etkin yol olarak sivil itaatsizliği ve şiddet içermeyen toplu gösterileri savunmast, Polonya'dan Amerika'ya, oradan Burma'ya kadar özgürlük mücadelesi veren kitlelere çok şey öğretti En önemlisi ise işgalci bir güce karşı şiddete başvurnmadan da mücádele edilebileceğini ve başariya ulaşılabileceğini tüm dünyaya göstermişti.
Sayfa 61 - Timaş
Amerikan İç Savaşı..
İnsanlık öldürücü gücü yüksek silahlarla bu savaşta tanıştı. Tek başına yivli mermiler 234 bin askerin ölümüne yol açmıştı. Bu tarihteki ilk endüstriyel savaştı da...
Sayfa 39 - Timaş
1.136 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.