Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tarihi iktidar sahipleri yazar ve bir katil gibi gerçeğin bütün ipuçlarını saklamaya uğraşırlar. Tarihçiler ise cinayeti aydınlatıp, gerçeği ortaya çıkarmakla yükümlüdürler.
Roma ve Gladyatör Dövüşleri
Roma'da yaşayan bazı tarihçiler bu kana susamışlığın yanlış ve kötü olduğunu düşünüyorlardı. Eserlerinde Servius gibi rakibini öldürmeyi reddeden adamlardan söz ettiler. Hatta bazı gladyatörler başka insanları öldürmek zorunda kalmamak için kendilerini öldürmüşlerdi. Romalı filozof Seneca bir arkadaşına yazdığı mektupta şöyle demişti: "Böyle bir şey olduğunda gösteri çok daha harika olurdu, çünkü seyirciler ölmenin öldürmekten daha erdemli bir davranış olduğunu öğrenirlerdi:'
Reklam
Devrim ve Napoleon döneminde Osmanlı ve Rusya'nın batısın­ dan kuzey Pireneler'e kadar olan bölgedeki Avrupa ülkelerinin tümü bu hareketlerden derin biçimde etkilenmişlerdir. Sonuç olarak, bazı tarihçiler Fransız Devrimi'ni yepyeni bir bakış açı­sıyla ele almışlardır: Onlara göre bu devrim artık tek başına te­kil bir olay olarak ele alınamaz, tersine Avrupa ve Amerika'ya yayılan ve "Batı" , "Atlantik" devrimi ya da "Demokratik" dev­rim adlanm verdikleri daha geniş çaptaki olaylar zincirinin ilk aşaması olarak kabul edilmelidir.
Sayfa 204 - PdfKitabı okudu
... 13 Şubat 1878 Çarşamba günü yayınladığı fermanda, "Meclis-i Mebusan'ın süresiz olarak kapatıldığı"nı duyurdu. "Sultan Abdülhamid'e düşmanlık" modasına kendini kaptırmamış tarafsız tarihçiler, "bunun mecburiyet hâline geldiği"nde birleşmektedirler. İsmail Hami Danişmend'in bu husustaki görüşü şöyledir: "Herhalde ilk Meclis-i Mebusan dağılmayıp devam etmiş olsaydı, Osmanlı İmparatorluğu yirminci asrı idrak etmeyip, daha on dokuzuncu asrın sonlarında inhilal edip [yıkılıp] giderdi..."
Sayfa 481 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Hain Mithat Paşa
Yıldız Mahkemesi'nde diğer yardakçılarıyla birlikte suçlu bulunup -zaten çoğu itiraf etti- ölüm cezasına çarptırılacak, ancak Sultan II. Abdülhamid'in affına uğrayıp sürgünle paçayı kurtaracaktı. Tarih susmaz. Sultan Abdülaziz'in öldürüldüğü, Yıldız Mahkemesi'nde kesinlik kazanmışken, resmi tarihler, siyasi sebepler yüzünden -Avni Paşa, Mithat Paşa gibilerini korumak için intihar ettiğini savunmuştur. Yıldız Mahkemesi'ni kanun dışı ilan etmiştir. Çünkü bu mahkemeyi kabul etmek demek "hükmünü de kabul etmek" demektir... Hükmünü kabul etmekse "Mithat Paşa'nın katil olduğunu kabul" manasına gelir. Oysa resmi tarih görüşü, Mithat Paşa'yı büyük bir devlet adamı sayar. Sultan II. Abdülhamid'i yerin dibine geçirmek için, ona karşı olan herkesi "büyük" ilan etmek, bir zamanların kötü bir alışkanlığı, gerçek dışı, tarih dışı saplantısıydı. Sultan II. Abdülhamid'i çok haklı olduğu konularda bile suçlamak, cumhuriyet devrinin uzun süre modası hâlinde yaşadı. Özel sohbetlerinde Sultan II. Abdülhamid'i takdir eden bazı tarihçiler, yazılarında sürekli tenkit ediyordu.
Sayfa 453 - Nesil Yayınları, 15. Baskı, Nisan 2008Kitabı okuyor
Fransız Ordusu'nun 1812 yılında perişan olmasının nedenleri artık bizim için açıktır. Napolyon'un Fransız birliklerinin perişan olmalarının bir nedeninin Rusya'nın içlerine, uygun zaman geçtikten sonra, kış için hiç hazırlık yapmadan girmeleri; diğer nedeninin savaşın, Rus şehirlerinin yakılması ve Rus halkında düşmana karşı nefret
Sayfa 118Kitabı okudu
Reklam
Ülkemizde niye fanatik tarihçiler ve tarih savunucuları var? Her iki grup için de geçerlidir.
Cuma ertesi :)
Ey Ankara pek güzelsin :) Memleket neresidir? Google der ki: "Kişinin ”Memleketi”? Bir taraftan kişinin memleketi “doğduğu yer değil, doyduğu yerdir” deriz. Ama diğer taraftan doyduğu yeri memleketi olarak benimsese de doğduğu, büyüdüğü veya sadece ailesinin köklerinin dayandığı yer de kişiler için özel bir anlam taşır çoğu zaman." Bazı tarihçiler 'memleket' atalarının mezarının olduğu yerdir der. Bazı büyükler: 'ailede baba tarafının yaşadığı yerdir' der. Benim için ise kalbimin attığı yerdir memleket. Evet birden fazla memleketim var! 📍Ankara
Ama öte yandan, hakikat şu ki iktidar ve ayrıcalık hiyerarşileri kaybolup gitmeyecek, bütün tarihçiler bilir bunu, insan doğasına içkindir bu, bütün çağlarda bütün toplumlara içkindir, hayvanlar âleminde de aynı şekilde geçerlidir, dolayısıyla aksi doğruymuş gibi yapamam. Bir öğretmen olarak benim görevim dezavantajlı olanlara yardımcı olmak.
Bilindiği gibi, her tür tarihsel ya da kurgusal biyografi, her şeyden de öte, -her iki durum için de aynıdır- her zaman otobiyografidir, başka birini anlatmayı amaçlayan yazar aslında kendinden başkasını anlatamaz, her ne kadar özü kendinden oldukça farklı olsa da tam olarak olmayı istediği kişiye dönüşür. En önemli tarihçiler kurguladıkları hikâyelere kendilerini en çok dahil eden romancılardır.
Reklam
Zira bazı tarihçiler yabancıların birini bin, bizim ise binimizi bir yapmakta hayli mahir...
Sayfa 141 - Timaş YayınlarıKitabı okudu
·
Puan vermedi
Anadolu Devriminin Dede Sultan'ı Börklüce Mustafa
İlk romanı „Aşkın Hünkarı Hacı Bektaş Veli / Şehdiz“ ile dikkatleri üzerine çeken Avukat Kemel Derin`in Destek Yayınları`ndan çıkan „Anadolu Devriminin Dede Sultan´ı Börklüce Mustafa“ romanını okudum bir solukta. Sonra bir kenara bıraktım. Konuyu az çok vakıf olduğum için romandan bir süre uzaklaşmanın doğru olacağına karar verdim. Roman da olsa
Kalplerin Işığı: Börklüce Mustafa
Kalplerin Işığı: Börklüce MustafaKemal Derin · Destek Yayınları · 201420 okunma
İngilizlerin Hakimiyet Stratejisi
İngilizler, bir bölgeye hâkim olmak istediğinde aşağıda verdiğim hizmetçilerini sırasıyla kullanır: 1.Psikolog, sosyologlar ve tarihçiler 2.Haritacılar 3.Kışkırtıcı İngiliz ajanlar 4.İngiliz ordusu 5.İngiliz eğitimciler 6.Mankurtlar
Muhtemeldir ki, bazı tarihçiler "köylü" terimini yalnızca bu anlamıyla kullanmış ve onu "sınai olmayan" kelimesinin eşanlamlısı olarak görmüştür, "sınai" ve "köylü" milletler arasındakı büyük zıtlığın sebebi de budur.
Sayfa 39 - VakıfBank Kültür YayınlarıKitabı okuyor
Papa Eftim: Ben Türk Dostu Eftim Değil; Türk Oğlu Türk Eftim'im.
Çile ve mücadele ile geçen ömrünü 14 Mart 1968'de tamamlayarak hayata gözlerini yuman Papa Eftim hakkında birçok olumsuz görüş ileri sürüldü. Bunlardan bir tanesi Papa Eftim'in etnik olarak Türk olmadığı hâlde "Türk Ortodoksluğu" tezini öne sürerek şahsi menfaat sağladığı, Türk hükümetinin desteğini alarak mal mülk edindiğidir. Papa Eftim'inde içinde bulunduğu Karamanlılar diye bilinen ve Türkçe'den başka dil bilmeyen Ortodoks cemaatin etnik olarak Türk olduğu konusunda tarihçiler fikir birliği içindedirler. Papa Eftim de Türk oğlu Türk olduğunu her fırsatta dile getirmiş, kendisine Türk dostu denilmesine şöyle tepki göstermiştir: "Ben Türk dostu Etim değil; Türk oğlu Türk Eftim'im. Ben her zaman, her yerde Türk olduğumu beyan ettim. Bir yabancı Türk dostu olabilir. Fakat benim gibi, halis bir Türk vatandaşının, yabancı bir Türk dostu gibi gösterilmesi, onun milliyetinden şüphe edilmesine delâlet eder ki bundan incinmemek imkânsızdır. Bana Türk demeyip Türk dostu diyenleri hiçbir surette affedemem."
Sayfa 374Kitabı okudu
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.