Zamanı armağan etmenin manasını nihayet anlamıştım. Zamanda aynı anda var olmayı paylaşım sanıyordum. Bana bir çiçek bile getirmemesini önemsememiştim. Oysa birlikte geçirdiğimiz zaman, onun kendisine verdiği hediyeydi. Benimle birlikte olmadığı zamanı verebilseydi bir hediye olurdu. Hoşuma gidecek bir kitabı bulmak için kitapçılarda dolaşabilseydi, eski kasetleri hard diske dolduracak bir usta bulabilseydi, sevdiğim müzikleri netten indirebilseydi, bir mektup yazabilseydi... Kendi zamanında yanında ben olmadan da bir parçasını bana ayırabilseydi... Yalnızken zamanını hediye etmeyen biri sevmemiş demekti. Sürekli sorduğum sorunun cevabı buydu.