Saf edebi bir bakış açısıyla incelenmesi argo kadar ilginç ve üretken bir dil pek az bulunur. Bu, dil içinde bir dil, habis bir ur, içeriği bozulmuş bir aşıyla üretilmiş bir bitki, köklerini eski Galya dilinin gövdesinden alan, dilin bir bölmesinden çıkan kasvetli yaprakları her yana yayılan asalak bir ağaç, bir yabanotudur. Bu, argonun ilk ve kabataslak görüntüsü olarak adlandırılabilir. Ama dili tıpkı toprağı araştıran jeologlar gibi hakkını vererek inceleyenler için argo, gerçekten alüvyon gibi görünür. Ne kadar derin kazıldığına bağlı olarak, eski halk Fransızcasının altında, argo, taşra dili, İspanyolca, İtalyanca, Akdeniz limanlarının Levanten dili, İngilizce, Almanca, Fransız Roman dili, İtalyan Roman dili, asıl Roman dili, nihayet Bask ve Kelt dilleri ortaya çıkar. İlginç ve derinlikli bir oluşum. Tüm sefillerin birleşerek inşa ettiği bir yeraltı abidesi. Lanetlenmiş her ırk ona katkı sağlar, her acı bir taş, her yürek bir çakıl taşı ekler. Bu dünyadan göçüp giden ve sonsuzlukta kaybolan bir yığın lanetlenmiş, alçak ya da öfkeli ruh orada, dehşet verici bir sözcüğün silüetinde hâlâ görülebilir.
Sayfa 300 - Cilt 2Kitabı okuyor
“Taş taşa değmeden duvar olmaz, birbirini üzmeyen insan olmaz. Kimileyin insanın yükü ağır, kimileyin duyguların dili sağır. An olur öfke kabarır, an olur yüz kararır. Dünya işi dünyada kalır. Kişi kötü demeyelim, işi kötü diyelim.”
Sayfa 54 - Everest Yayınları, “Üçüncü Bölüm: Kötü Haber”
Reklam
Dili, bilindik kelimelerden çok farklı olsa da aşk, doğası icabı gizli kalamayan bir şeydi.
Gönül
gönül: Sevgi, istek, düşünüş, anma ve hatır gibi kalpte var sayılan duygu kaynağı. mec. İstek, arzu. tas. Kâbe, Tanrı evi, misafir evi, mescit. Gönül bir mescittir, beden orada secdeye kapanmıştır. Gönül misafir evidir. Üzüntüler, dertler, kederler o evde kalmaya gelen Tanrı misafirleridirler. Ârif, kâmil insan onları hoş karşılar, ağırlar. Gönül evini ancak gam, keder temizler. Bu temizlikten sonra, sevinç ve mutluluk gelir. Gönül öyle bir varlıktır ki yedi kat gök orada kaybolur, görünmez. Gönül sahibi altı yüzlü ayna gibidir. Allah altı yöne de o aynadan bakar. Allah "Biz daima gönüle bakarız, su ve çamurdan olan bedene, şekle değil.” diye buyurmuştur. Gönül engin bir ovadır, oraya adım atmak gerekir. Gönül yurdu eminlik ülkesidir. Orası güllük gülistânlıktır. Orada cana can katan manevi kaynaklar, ölümsüzlük çeşmeleri vardır. “Gönül bir Kâbe'dir sen onu yıkma Tığ-ı gamzelerin sineme çakma” (Âşık Veli) “Gönül Çalab’ ın tahtı Çalab gönüle baktı İki cihan bedbahtı Kim gönül yıktı ise” (Yûnus) “Ermişlerin gönlünden başka mescit yoktur.” (Mevlânâ)
Sayfa 215Kitabı okudu
Dinsel benzerlikler 25 (Babil Kulesi)
❝ Çok eski günlerde gerek Sümer ülkesi, gerek komşuları bolluk ve huzur içinde yaşıyorlarmış. Hepsi de Hava Tanrısı Enlil'e tek dilde dua ediyorlarmış. Bilgelik Tanrısı Enki, Enlil'in üstünlüğünü kıskanarak insanlar arasında bozuşmayı, savaşı çıkararak bu güzel çağa son veriyor ve çeşitli diller koyarak insanların birbiriyle anlaşmalarını önlüyor. Aynı konu Tevrat'ta (Tekvin, 11: 1-9) şöyle: "Ve bütün dünyanın sözü bir, dili birdi. Şarktan göçtükleri zaman Sinear diyarında bir ova buldular, orada oturdular. Birbirlerine, 'Gelin kerpiç yapalım, onları iyice pişirelim. Onların taş yerine kerpiçleri, harç yerine ziftleri vardı. Yeryüzünde dağılmayalım diye kendimize bir şehir, başı göklere erişecek bir kule yapalım,' dediler. Ve Ademoğullarının yapmakta olduğu şehri ve kuleyi görmek için Rab indi. Onlar bir kavm, hepsinin tek dili var. Gelin inelim birbirlerinin dilini anlamasınlar diye onların dilini karıştıralım. Rab onları oradan dağıttı ve şehri bina etmeyi bıraktılar. Bundan dolayı onun adına Babil dendi." Buradaki Babil kulesinin, Mezopotamya'nın ziguratları olduğuna kuşku yok. İbraniler onları yıkılmış halde gördüler. Bu yıkılmış ve harap olmuş kule kalıntılarının, insanların korumasızlığını, güce karşı duyulan isteğin insanlara verdiği üzüntüleri sembolize ettiğini söylüyor S. N. Kramer. (Sumerians, s. 293.) ❞
"Hayat koşusu engebeli, hayat yolu dikenli. Taş taşa değmeden duvar olmaz, birbirini üzmeyen insan olmaz. Kimileyin insanın yükü ağır, kimileyin duyguların dili sağır. An olur öfke kabarır, an olur yüz kararır. Dünyanın işi dünyada kalır..."
Sayfa 54 - Everest Yayınları, 1. BasımKitabı okudu
Reklam
571 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.