“Allah benim sözümü işitip belleyen, sonra da onu benden başkasına ulaştıran kimsenin yüzünü Kıyamet günü ağartsın. Zira nice ilim taşıyıcılar vardır ki, âlim değildir. Nice ilim taşıyıcıları ilmi, kendinden daha âlim olana taşırlar.” (Hz. Muhammed s.a.v)
Peisistratos'un Tıranlığı
Ateşli bir halk dostu olarak tanınan ve Megara'ya karşı yapılan savaşta kahramanlık gösteren Peisistratos, kendi kendini ciddi bir şekilde yaraladıktan sonra, halkı bunu rakiplerinin yaptığına ve hayatını koruması için silahlı korumalara ihtiyacı olduğuna inandırdı. Konuya ilişkin talebi de Aristion yaptı. Daha sonra, "sopa taşıyıcılar" adı verilen bu korumaları halkın aleyhine kullanarak, Komeas'ın arkhon olduğu, yasaların kabul edilişinin otuz ikinci yılında Akropolis'i ele geçirdi. Peisistratos güvenliği için koruma talebinde bulunduğunda, Solon'un buna karşı çıktığı ve "ben bazılarınızdan daha akıllı, bazılarınızdan da daha cesurum," dediği söylenir. Bu sözleriyle, Peisistratos'un tiran olmaya çalıştığını anlamayanlardan daha akıllı, bunu anladıkları halde seslerini çıkarmayanlardan da daha cesur olduğunu kastediyordu. Solon halkı ikna etmeyi başaramayınca, silahlarını çıkarıp evinin dış kapısının önüne asarak, şimdiye kadar vatanı için elinden gelen her şeyi yaptığını artık çokyaşlanmıştı ve bundan böyle başkalarının da aynı şekilde davranmalarını beklediğini söyledi.
Sayfa 16 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır. Ne yazık ki bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir "Kitapları Koruma Derneği" kurulmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itinayla hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar, sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler: kapaklarının üstünde haç biçimli yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir.
Sayfa 576Kitabı okudu
20/Taha Suresi
102. O gün, Sur'a üfürülür. O gün, mücrimleri şaşkınlıktan gözleri donuklaşmış olarak toplayacağız. 103. "Dünya hayatınız sadece on gün sürdü değil mi?" diye aralarında fısıldaşırlar. 104. Biz, aralarında ne konuştuklarını çok iyi biliriz. Onlardan isabetli olanı, "Olsa olsa bir gün kaldınız." diyecek. 105. Sana dağlardan soruyorlar. De ki: "Rabb'im onları ufalayıp savuracak." 106. "Onları dümdüz araziye çevirecektir." 107. Orada ne bir çukur ne de bir tümsek göremezsin. 108. O gün, hiçbir tarafa sapmadan, davetçiye uyarlar. Rahman'a karşı sesler kısılmıştır. Fısıltıdan başka bir şey işitemezsin. 109. İzin Günü, şefaat fayda vermez. Rahman'ın kendisine izin verdiği ve sözünden hoşnut olduğu kimse hariç. 110. Onların önlerindekini ve arkalarındakini bilir. Ama onlar, O'nu bilgice kavrayamazlar. 111. Yüzler, Hayy ve Kayyum olanın önünde eğilmiştir. Zulüm taşıyıcılar perişan olmuştur. 112. İnanan biri olarak salihatı yapan kimse ise haksızlığa uğramaktan da hakkının yeneceğinden de korkmaz.
Kitapçıların ve çiçekçilerin bazı özellikleri olmalıdır Olric. Gelişigüzel insanlar bu mesleklerin içine girmemeli. Kitaplar ve çiçekler özel bir itina isteyen varlıklardır. Ne yazık, bu meslekler de artık olur olmaz kimselerin elinde, sattıklarıyla ilgileri olmayan kişilerin. Durmadan kitaplara ve çiçeklere eziyet ederler, onlara nasıl davranılacağını bilmezler. Bana kalırsa, bir “kitapları koruma derneği” kurmalı ve kitaplara kötü muamele edilmesini önlemeli. Herkes bu işi yapamaz. Bazı zalim insanlar, binbir itinayla hazırlanan o çiçek gibi kitapları alırlar, hiçbir koruyucu tabakaya sarmadan, evet olduğu gibi, üst üste koyarlar; sonra kalın ve çirkin bir iple bağlarlar. Zavallı kitapların, özellikle en üstte ve en altta kalanları, bu işlem sırasında kurban edilirler: kapaklarının üstünde haç biçimi yaralar meydana gelir. Kaba taşıyıcılar da onları oradan oraya fırlatırlar. Lekeler ve buruşukluklar kitapları incitir. Kapaklar, dizgiler, baskılar için gösterilen bunca itinaya yazık olmaz mı? Satıcılar da gelişigüzel dizerler onları: isimlerini bile öğrenmeden. Onlar için en iyi kitap, en çok satılan kitaptır. Müşterinin ne biçim bir insan olduğuna bakmadan, yalnız en çok satılan kitapları överler onlara. Bu adamları bir imtihadan geçirerek yeterlik belgesi verilmeli Olric. Herkes kitap satamamalı. Cahil kitapçıların, iyi okuyucuları rahatsız etmelerine izin verilmemeli artık. İyi okuyucu az bulunan, ürkek bir kuş gibidir. Kapıdan girer girmez kaçırmamalı onları.
Sayfa 576 - İletişimKitabı okudu
İnsanlar bir yerden bir yere giderken güdümlü füzeler gibi hedefe kilitlenmez. Kütüphanede bir kitap aramak için evden çıkmış olabiliriz ama çevremizde gördüğümüz başka şeyleri fark etmeyeceğimiz, onlardan keyif almayacağımız anlamına gelmez bu. Yol üzerinde gördüğümüz bir balıkçı tezgâhında buz kalıpları arasına yerleştirilmiş parlak gözlü balıklar, allı güllü bir kumaşla kaplı kanepeyi sırtlamış apartmanın kapısından içeri sokmaya çalışan taşıyıcılar, ilkbahar güneşiyle yeni yeni sürgün veren yapraklar, otobüs durağındaki banka oturmuş kitap okuyan kumral kız... Tüm bu imgeler ruhumuzu okşar.
Sayfa 275 - SEL YAYINCILIKKitabı okudu
Reklam
191 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.