Bu örgütün Ağustos 1984'te gerçekleştirdiği Şemdinli-Eruh baskınında, Amerikancı İslamcı Nakşi Başbakan Turgut Özal'ın takındığı umursamaz ve kayırıcı tutum, bir yanıyla Amerika'nın bu örgüte kayırıcı yaklaşımının bir yansımasıdır. PKK bu eylemi gerçekleştirdiğinde Turgut Özal Başbakandı ve Marmaris'te tatil yapmaktaydı. Onun umursamaz tutumu eleştiri konusu edilince; "Baldırı çıplak eşkiya için devletin seferber olduğu izlenimini yaratmak istemediğini" söylemiştir. Amerikancı İslamcı Nakşi Turgut Özal, gerek Başbakanlığı döneminde, gerekse Cumhurbaşkanlığı yıllarında, hem Siyasal-İslamcıların hem etnik bölücülerin isteklerini doğru bulduğu yönünde demeçler vermekten çekinmemiştir.
BİN YILDIZLI OTELDE BİR SAAT
Selam dünyanın şahanesi,
Rüyaların en güzel durağı, en güzel bahanesi...
Rüzgârında savrulurken, Hazar denizine düşerek sönen...
Işık cümbüşlerinde alev topuna dönmüş sevdaların şehri...
Bakü... Biliyor musun? Duyuyor musun beni?
Yılları beni eskiciye satarken yakaladım bu sabah...
Kırık bir aynanın
BİN YILDIZLI OTELDE BİR SAATBİN YILDIZLI OTELDE BİR SAAT
Selam dünyanın şahanesi,
Rüyaların en güzel durağı, en güzel bahanesi...
Rüzgârında savrulurken, Hazar denizine düşerek sönen...
Işık cümbüşlerinde alev topuna dönmüş sevdaların şehri...
Bakü... Biliyor musun? Duyuyor musun beni?
Yılları beni eskiciye satarken yakaladım bu sabah...
Kitabımızın ana karakterleri kitaba adını veren Felâtun Bey ile Râkım Efendidir.
Felâtun Bey, Mustafa Merâki Efendinin oğludur. Çok zengin ve alafranga düşkünü olan Meraki Efendinin bir de kızı vardır ki Mihriban Hanım. Annesi Mihriban hanımı dünyaya getirdikten sonra vefat etmiştir. Mustafa Meraki Efendi'nin asıl ismi Mustafa Efendidir.
Öykü kitabı okumak tıpkı hayat gibi, nasıl yaşarken bazı anlardan nefret edersin, bazılarını unutamazsın ve bazılarını hatırlamazsın, öykü kitaplarında da öykülerin bazıları aklına mıh gibi çakılırken bazılarını anımsamıyorsun bile. Adı bile çok çekici olan bu kitapta da bazı öyküler beni çok etkiledi.
Kitapta şu öyküler var.
1.Angel’ın
Hayatım boyunca edindiğim tüm deneyimler ve şahitlik ettiğim hayatlarda şunu gördüm: Bazı insanların tüm başarı sızlıklarının arkasında "zatenler': başarılı insanlarda ise "rağmenler" var. Birileri yapamadım ama zaten şartlar uygun de ğildi, zaten bana uygun bir iş değildi, zaten param yetmezdi, zaten iyi bir ev değildi benzeri şeyler söyler. Onlara göre bir şeyin olmaması için hazır zatenler vardır. Yemeği, kıyafeti ya da tatil yaptığı yeri beğenmediğinde de aynı söyleme rastlarsın: "Zaten
Güzellik bizi canlı kılar, canlandırır. Çirkinlik ise uyuşturur, zombileştirir. Sıkıcılık ve çirkinliğin duygu, düşünce ve algılarımızın bilinçdışı ruhsal temelini oluşturduğu bir dünyada, canlı olduğumuzu hissetmek için sansasyonel olanın peşinde koşuyoruz. En gürültülü müzik, en çok fav/like, en heyecanlı müsabaka, en maceralı tatil, en hararetli politik tartışma. Ölmeye yatan ruhlarımıza yanlış yerde son bir hayat öpücüğü arıyoruz. Çokları bu mezatta dikkat ve alkış uğruna haysiyetlerini rehin bırakıyor.
1983'te çok sayıda evlilik bürosuna da bomba attılar. Bürolar Alman erkeklerine Tayland'a bir tatil balayı paketi reklamı yapıyorlardı.: " Yüzlerce genç, güzel kizın doğru kocayı beklediği Tayland'a gelin."
Çünkü altına eski leğenini, çay tepsisini kapan çocuklar, Bahariye Yokuşu’ndan aşağı kayma keyfini yaşıyor. Babadan doğma zengin değil, yokuştan bozma kayak pistimiz orijinal tatil merkezi oluyor. Her ne kadar sisten durulmaz olsa da.
Her dakika başı burnunu çeken sümüklü bir adam oturdu yanıma. Uçak havalandı. Umutlarımı geri kazandığım topraklara veda ederken yanımda oturan sümüklü adama baktım. Eski müdürümü anımsatıyordu bana. Rezil hayatının farkındaydı ama etrafındakilere lüks içinde yaşayan mutlu bir adam rolü yapmayı seviyordu hostesten bir kadeh şampanya isterken. Bana