Harika bir biyografi okudum. Hayatını ülkesine adamış bir bilim insanı olan Mustafa İnan'ı tanımıyorsanız, adını ilk defa duyuyorsanız çok şey kaçırmışsınız demektir. Bence Mustafa İnan kesinlikle üstün zekalı bir birey. Nice üstün zekalılar imkan kıstlılığından dolayı kaybolup gitmiştir kim bilir, ama Mustafa İnan tüm şartlarını zorlayıp hayal ettiği hayatı yaşayabilmiş. Böyle başarılı insanların erken yaşta ölmesini ise kaderin cilvesi olarak tanımlıyorum. İncelememi kitaptan, Mustafa İnan'ın az tanınırlığına dair atıf ve kitabın yazılış amacını çok iyi anlatan bir alıntıyla bitirmek istiyorum:
" Mustafa, Meydan Muharebesi kazanmadı ki. Harbi Umumi'de esir mübadele komisyonunda da bulunmadı. Bayındırlık Bakanı olmayı da anlaşılmayan bir sebeple, kabul etmedi ki gazetede resmi çıksın. Radyoda, atomu ve Einstein'ı basitleştiren konuşmalar da yapmadı. Cumhuriyetin ilanı sırasında orta yaşlı biri olsaydı, ne yaparsa yapsın, bir caddeye filan adı verilirdi ne yazık ki, o yıllarda geride kalmıştı."
"Bir Mustafa İnan, bilim için yetmez; onun çevresindekiler de yetmez. Hep birlikte terakki etmek mecburiyetindeyiz; onun için her sahayı düşünmek mecburiyetindeyiz."
