Yine yıllarca sonra, süfi düşüncesi konusunda İbn Arabi konusunda çalışmaya başladığımda,
Kemal Tahir 'in "gerçek" konusunda, "gerçeğin değişkenliği" konusunda söyledikleriyle İbn Arabînin ilahî tecelliyat (realite) konusunda, hakikatin temaşası konusunda söyledikleri arasında da ne kadar çağrışımsal bir yakınlık olduğunu görecek; Kemal Tahir'i tasavvuf düşüncesine, âlem konusundaki tasavvufî tavra yakın kılan eğilimleri daha iyi fark edecektim.
Merhabalar
Bugün sizlere @bilalcivelek_yazar kaleminden çıkan #sükut eseri ile geldim. Biz okuyuculara @yediverenyayinlari ile ulaşan eserde Yunus Emre'nin çocukluğundan başlayarak Hak yolunda Elif , Lâm, Mim'ini bulma yolcuğunu anlatıyor. Bu yolculukta Mevlana'dan Elif Ba'yı, Hünkar Hacı Bektaş'tan adabı, Tabduk
Akıl tek başına bir işe yaramaz. Akıl cüzi durumdan külli duruma ancak ilahi tecelliyat ile erişir. Aklı yararlı hale getirmek için çaba sarf etmeliyiz. İyi şeylerle meşgul etmeliyiz. Hak akıldan düşmemeli, unutmamalı.
Allahu zü'l Celal, tek bir millet, tek bir devlet, tek bir dil yaratabilirdi; ama öyle yapmamış. Muhtelif renklerde, ırklarda, dillerde insanlar yaratmış ki birbirimizi bilelim, birbirimizi sevelim, yardım edelim, iyiliği ve güzelliği yayalım, kardeşliği çoğaltalım. Dünyadaki farklılıklar aslında tanışıp bilişmemiz içindir; çünkü her yaratılışta farklı bir tecelliyat vardır. Mizaç, renk, gelenek ve görenekler, diller, coğrafyalar hepsi farklı farklı. Bunlar hilkatin tecellisidir, tanış olmak içindir, savaş- mak için değil. Allah indinde en hayırlı kişi takva ehli olandır, ırk olarak üstünlük yoktur.
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da bir emanet. Nasip var hiç şüphesiz, kısmet var, kader var, tecelliyat var. Bir program yapacağız ama bileceğiz ki o mutlak bir program değil, o her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Sayfa 175 - Turkuaz Haberleşme ve YayıncılıkKitabı okudu
"Ölümü de, hayatı da yaratan Odur." Mülk Sûresi, 67:2.
Hayat, kudret-i Rabbaniye mu'cizatının en nuranisidir, en güzelidir. Ve vahdaniyet bürhanlarının en kuvvetlisi ve en parlağıdır. Ve tecelliyat-ı samedaniye âyinelerinin en câmii ve en berrakıdır.
Evet, hayat tek başıyla bir Hayy-ı Kayyum'u bütün esma ve şuunatıyla bildirir. Çünkü hayat, pek çok sıfâtın memzuç bir macunu hükmünde bir ziya, bir tiryaktır.
Sözler
Her vakit, her an insana bir emanet, hayat da. bir emanet. Nasip var hiç şüphesiz, kısmet var, kader var, tecelliyat var. Bir program yapacağız ama bileceğiz ki o mutlak bir program değil, o her an değişebilir. Değiştiği zaman da üzülmeyeceğiz.
Hem zeminde kısa bir zamanda hadsiz vazîfeler gören ve hadsiz bir zaman yaşayacak gibi isti'dâd ve ma'nevî cihâzât ile techiz edilen ve zemin mevcûdâtına tasarruf eden insân için bu ta'lîmgâh-ı dünyâda ve bu muvakkat ordugah-ı zeminde ve bu muvakkat meşherde; bu kadar ehemmiyet, bu hadsiz masraf, bu nihayetsiz tecellîyât-ı rubûbiyet, bu hadsiz hitâbât-ı Sübhaniye ve bu gâyetsiz ihsânât-ı İlâhiye, elbette ve herhalde bu kısacık ve hüzünlü ömre ve bu karışık kederli hayâta, bu belâlı ve fânî dünyaya sığışmaz. Belki ancak başka ve ebedî bir ömür ve bâkî bir dâr-ı saâdet için olabildiği cihetinden, 'âlem-i bekāda bulunan ihsânât-ı uhreviyeye işaret, belki şehadet eder.
1471- Soru: Akşam ve yatsı namazlarının farzlarının birinci ve ikinci rekâtlerinde açıktan okuyup, daha sonraki rekâtlerde ise gizli okumanin hikmeti nedir?
Cevap: Gündüz namazlarında ilâhí tecelliyât ağır, gece namazlarında ise daha hafif bulunmaktadır. Bu sebeple, gündüz namazlarında gizli okumak emrolunmuş bulunmaktadr. Zira açıktan okumakta da ağırlık vardır. İki ağırlığın bir arada bulunmaması için böyle emredilmişir. Gece namazlarındaki tecelliyat hafif bulunduğundan açıktan okumak vâcib olmuştur.
Eğer sem'-i îkan ile irşad-ı Kur'anîyi dinlesem, o müdhiş âletler, salıncak ve merakibe ve seyr ü tenezzühe dönerler ki; dünya denizinde, zaman seylinde, hayal ve akl-ı beşer onlara biner, Cenab-ı Kadîr-i Zülcelal'in tecelliyat-ı şuunat-ı san'atını müşahede ederler.
Birincisi: Cenab-ı Vâcibü'l-vücud'un tecelliyat-ı icadiyesini tecdid ve tazelendirmek için her bir tek ruhu model gibi ederek, her sene mu'cizat-ı kudretinden taze birer ceset giydirmek ve her bir tek kitaptan ayrı ayrı bin muhtelif kitabı, hikmetiyle istinsah etmek ve bir tek hakikati başka başka surette göstermek ve kâinatların ve âlemlerin ve mevcudatların, taife taife arkasından gelmelerine yer vermek ve zemin hazırlamak için Fâtır-ı Zülcelal kudretiyle zerratı tahrik ve tavzif etmiştir.
Sözler
Hayatın tecelliyatını fark edemiyorsunuz.Bahar geldi, haberi yok, bir haz almıyor ondan.Nisan yağmurları başladı, rahmet yağıyor,ılık bir gün seher vakti kuşlar,geceleyin bülbüller ötüyor, farkına varın. Bunlar hep tecelliyat. Bunların hepsi bize bir şey söylüyor.
Cenab-ı Vâcibü'l-Vücud'un tecelliyat-ı icadiyesini tecdid ve tazelendirmek için her bir tek ruhu model gibi ederek, her sene mu'cizat-ı kudretinden taze birer cesed giydirmek ve her bir tek kitabdan ayrı ayrı bin muhtelif kitabı, hikmetiyle istinsah etmek ve bir tek hakikatı başka başka surette göstermek ve kâinatların ve âlemlerin ve mevcudatların, taife taife arkasından gelmelerine yer vermek ve zemin hazırlamak için, Fâtır-ı Zülcelal kudretiyle zerratı tahrik ve tavzif etmiştir.