248 syf.
8/10 puan verdi
·
Liked
İki günlük hastalık dönemimde okumuş olmaktan kaynaklı ruhumu daraltmış olması dışında pek güzel bir kitap. Ruhumu daraltmış olması da zaten metnin vuruculuğundan ve anlatılmak istenenin nitelikli bir şekilde anlatılmasından kaynaklanıyor; gerçi kitabın yazarı 'anlatılmak istenen' kısmına 'ben herhangi bir şey anlatmaya
Gençlik Düşü
Gençlik DüşüAyhan Geçgin · Metis Yayıncılık · 200658 okunma
ARADA Her şey araya giriyor, aradan çıkıyor Arada çocuklar doğuyor, büyüyor, yürüyor Arada evler, evlenmeler, ölümler duruyor Arada yaz kış bahar, dünya dönüyor. Her şey arada oluyor arada bir, bir arada Aralarda akla kara, bulmak arayı arayı Bir eldir aralar, açar bir kapıyı usulca Açıksa aralar, kapanır ne iyi! Kara
Reklam
Hikâye röportaj tekniği ile anlatılıyor. Yazar, kahramanların olaya tanıklıklarına ve onların bakış açılarına yer vererek zamanda geriye dönüşler yapıyor. Aynı yerde yaşayan ve aynı olaya tanıklık eden insanların aynı kişi hakkında birbirinden ne kadar farklı görüş ve duygulara sahip olduklarını gözler önüne seriyor. Yazar cinayeti ön plana yerleştirirken, toplumun kadına bakışını, toplumlara ve zamana göre değişen suç kavramlarını, insanların önyargılarını, toplumsal değerlerin birey üzerindeki baskılarını ve bu baskıların yol açtığı olumsuz sonuçları anlatıyor. Bu baskı ve önyargılar toplumun geneline yayıldığında değişikliğe uğramadan devam ediyor ve insanların hayatını bir anda değiştirebiliyor. Yazar bu tehlikeli duruma dikkat çekiyor. Can yakıcı bu hikâyenin bizim yaşadıklarımızla ne kadar benzer olduğunu okuduğumuzda şaşırdığımızı düşünmüyorum. Sosyal medyada, basında bunun gibi onlarca olayı okuduk, okumaya devam edeceğiz. Düşünmemiz gereken şey şu olmalı; birey olarak bizler toplumun dayattığı bu baskın görüşten kaçabiliyor muyuz, buna benzer bir hikâye duyduğumuzda sesli olarak dile getirdiklerimiz ile sessizce mırıldandıklarımız aynı cümleler mi? Yoksa biz de bu değirmende öğütülerek suskunluğumuzu gelecek kuşaklara mı aktarıyoruz? Toplum olarak iyileşmenin bireysel iyileşme ile mümkün olduğuna inanıyorum. Özdemir Asaf’ın dizeleri ile yazımı sonlandırırken herkes için sağduyu diliyorum.
Sistematik !!
Sistematik cehalet, orta çağ eğlenceleri ve küçük kurnazlıklarla çevrili bir ortamda yaşıyoruz.
Önerme, Totoloji, Antikahraman
_Önerme (Görüş, düşünce, fikir)_ _Mantıkta, doğrulanabilir ya da yanlışlanabilir ifadelere denir. En az iki terimden oluşan, içinde en az bir yargı ve bir doğruluk değeri taşıyan cümlelerdir. Soru ve emir tümceleri önerme olamaz çünkü bir soru ve emir doğruluk ifade etmez. Önermeler bir yargı bildirmelidir. _Önerme Türleri_ _1- Nitelik bakımından:
Tarih, gerçekten med ve cezirlerden oluşuyor...
Lakin tarih, med ve cezirlerden oluşur, bitimsiz iniş çıkışlardan; sürekli başka biçimlere giren zorbalık karşısında hiçbir hak bütün zamanlar için kazanılmış sayılmaz, hiçbir özgürlük güvence altında değildir. İnsanlığın her ilerlemesi her seferinde bir kez daha tartışılacak, hatta doğal sayılan şeyler yeniden sorgulanacaktır. Tam da özgürlüğün kutsal bir zenginlik değil de kanıksanmış bir şey olarak algılanmaya başlandığı anda, güdüler dünyasının karanlıklarından onu zorla elimizden almak üzere gizemli bir irade yükselir; insanlık ne zaman uzun süreli barışın kaygısızca tadına varacak olsa, daima, tehlikeli bir iktidar sarhoşluğu merakına, savaş uğruna kanlı heveslere kapılır. Zira tarih, anlaşılmaz maksadına doğru ilerlerken, zaman zaman ileriye doğru bir hamle yapmak üzere akıl almaz geri dönüşler yapar ve kasırga sellerinin en dayanıklı setleri ve bentleri yıkması gibi, hukukun kuşaktan kuşağa aktarılan duvarlarını yıkar; böyle ürkünç anlarda insanlık, güruhların kanlı hiddetine, sürülerin köle uysallığına geri dönmek istermiş gibi olur. Lakin her selden sonra olduğu gibi, sular geri çekilmek durumundadır; bütün despotluklar kısa sürede eskir ya da soğur, bütün ideolojiler ve onların geçici zaferleri kendi zamanları içinde sona erer. Bu nedenle yalnızca düşünce özgürlüğü fikri, fikirlerin fikri, hiçbir zaman yenilmez her zaman geri döner çünkü ruh ebedidir.
Reklam
"Buna sultanlık diyoruz. İnsanlar bir sultana tavsiyede bulunmaktan korkar, ona sadece duymak istediklerini söyler. Gerçeği söylemek tehlikeli olabilir. Tarihin kendisi kadar eski bir slogandır: 'Güç yozlaştırır; mutlak güç, mutlak anlamda yozlaştırır. Bu, kişisel ahlakın yozlaşması değildir. Bir ülkeyi yönetmek psikolojik açıdan aşırı derecede zor bir durumdur. Yeni Zelanda'dan bahsetmiyorum. Sürekli bir kaosun yaşandığı Türkiye, İsrail gibi ülkelerden bahsediyorum. İsrail'den örnek verelim. Birinin Netanyahu'ya 'Politikalarınız iyi değil. İsrail'in imajını zedeliyorsunuz dediğini düşünelim. Buna 'propaganda' diyecek, buna alet olan bir kişiyle artık çalışmak istemeyecektir. Di- ger danışmanlar böyle açık konuşan birinin başına ne geldiğini görür. Ben kovulmak istemiyorum, bu tür şeyler söylemeyeyim' der. Bu durumda lider durmadan kendi dünya görüşünü olumlayan geri dönüşler almaya başlar. Kendi görüşünüze inancınız artar.
Sayfa 29 - Karakarga yayınlarıKitabı okudu
53 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.