Ben Albert Einstein, atom bilgini
Hiroşima'dan yükselen çığlıklar benim
Çürüdü beynim, çürüdü etlerim gerçi
Toprak eritti bedenimi ama
Kemiklerimde rahat yok, suçum ulu
Ben atom bilgini Albert Einstein
Bıkmadan lånetlerim kendimi ve bulgumu.
Vah bana, vahlar bana, uğraşılarıma vah Pişmanlığım sonsuza değin büyüyecek
Bir nükleer sözü
Yaşamın kendi yatağında huzurlu, sakin, güvenli alap gitmesi için "üç maymunu oynamak gerektiğini ben Doğu'da öğretmenlik yaparken öğrendim. Görüyorsanız ,duyuyorsanız, hele de konuşuyorsanız sulh sükün bulmanız zordur. Oralarda gördüğüm, duyduğum şeyler vicdanımı uyarırken suskunluğum beni suçlu kıldı. O suça dayanamadım, suskunluğumu yazarak, konuşarak değil insanı sevip koruyarak bozdum. Pişman mıyım? Hayır. Tek pişmanlığım yaşadıklarımı yazmamış olmak. Neden yazmadım, işte bunu bilmiyorum.
''Pişmanlık'' diye inledim. ''O tadına doyulmaz hayat pınarı...Ebedi gençliğin kaynağı...Pandora'nın büyük iksiri...Sevgilerimin, özlemlerimin, tutkularımın aslan payını vereceğim sana, sen de bana karşılığında ölümsüzlüğü. Orak diğer her şeyi biçerken ben özgürce at koşturacağım sonsuz, yemyeşil kırlarda.Bilmediklerime inanacağım, yapmadıklarımdan güç alacağım, tanımadıklarıma sığınacağım, ihtimallerle tazeleneceğim. İki vakte kadar bir adam öldüreceğim. Evleneceğim sonra. Bir cesedi tek başına taşımak zor iştir çünkü ve aşk,karşılık bulmayan iki sevgi. Mahsustan yanlış yerlere bakacağım, çiçeklere değil vazolara şiirler yazacağım. İnanamadığım şeylere, inanmadığım manalar yükleyeceğim, doğru hayatı yanlış yaşayacağım. Göz önünde görünmez olacağım. Zamanın kanlı ellerini seninle bağlayacağım, insafsız dudaklarını seninle mühürleyeceğim. En güvenli limanım, biricik sevgilim, hayat ışığım...ey benim güzel pişmanlığım...''