Yahudiler'in narsisizmi
Sürgün, Tanrısal cezaya boyun eğmek ve sürgüne giderek tekrar Yeruşalim'e ve Mabet'e kavuşma anını beklemek olarak ifade edilmiştir. Bu süreçte sürgün sonrası Yeruşalim, "boş ülke" olarak düşünülmüş, gerçek manada Yahudi olanların ancak sürgüne gidenler olduğu belirtilmiştir.
-Dinle, bu ney nasıl şikâyet ediyor; ayrılıkları nasıl anlatıyor Beni kamışlıktan kestiklerinden beri feryadımla kadın -kek herkes ağladı. - İştiyak derdini anlatmak için, ayrılıktan parça parça olmuş sine istiyorum. - Aslında vatanından ayrı kalan, tekrar kavuşma anını arar. - Ben her toplulukta ağladım, iyilere ve kötülere eş oldum. Herkes kendi düşüncesine göre bana arkadaş oldu. İçimdeki sırları araştırmadı. Sırrım ağlayışımdan ayrı değil, fakat göz ve kulağın o Işığı yok. - Beden, ruhtan; ruh bedenden saklı değil, ancak kimsenin ruhu görmesine izin yok. Derviş, ahraz sesi çıkardı. Sonra kendini zorladı. Konuşabildi. Bu ney biz miyiz Sofi, diyebildi. Hüdavendigår Efendimiz asırlar önce bizi anlatmış. Ellerimden tut Sofi, ellerimden. Kalbim, kalbim çatlayacak...
Reklam
Köleleştirilmiş insan özgürlük gibi bir kavrama sahip olamaz ancak böyle bir kavram olmadıkça da özgürleşmesi mümkün değildir. Eski Ahit hikâyesi bu paradoksa bir çözüm yolu bulmuştur. Kurtuluş, insanoğlunun acı çekme kapasitesiyle başlamaktadır, fiziksel ve ruhsal olarak baskı altına alındığı takdirde insanoğlu acı çekmektedir. Bu acı da onu ezenlere karşı harekete geçirmekte, bu durumu ortadan kaldırmaya teşvik etmektedir. Gerçi başlangıçta özgürlük hakkında hiçbir şey bilmediği için onun peşinde koşması mümkün değildir. İnsanoğlu acı çekme kapasitesini kaybedecek olursa, değişim kapasitesini de kaybetmiş olacaktır. Bununla birlikte devrimin ilk aşamasında yeni mekanizmalar geliştirir. İnsanoğlunun köle olarak yaşamış olduğu dönemde bu mekanizmaları geliştirmiş olması mümkün değildi. Geliştirmiş olduğu bu yeni mekanizmalar sayesinde o artık özgürlüğe kavuşma olasılığını ele geçirmiş olmaktadır. Gene de özgürleşme mücadelesinde eski kölelik düzenine tekrar geri dönülmesi riski bulunmaktadır.
O saatleri bir kez daha hayal ederken bunu onları kaybetme korkusuyla değil, tekrar kavuşma sevinciyle yapıyorum
Sanal benliğin içinden sıyrılmak.
Büyük savaş; hakikati gözümüzden gizleme potansiyeline sahip sanal benliğin içinden sıyrılarak, adeta yumurtayı kırıp da dünyayla buluşan bir yavru gibi, bir civciv gibi, hayata tekrar kavuşma mücadelesidir.
İlkbaharın yeşilliğine bürünmüş olan doğadaki her bir yaprağın şeklini kağıda çizebilirim, şimdi sonbaharda bile kestane çiçeklerinin hoş, tozlu, yumuşak kokularını hâlâ hissediyorum; şayet o saatleri bir kez daha anlatıyorsam bunun nedeni o anları kaybetme korkusu değil, onlara tekrar kavuşma sevincidir.
Sayfa 11 - VenedikKitabı okuyor
Reklam
333 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.