İrade
Bir ses mi fısıldamalıydı, yoksa ani bir çöküş mü haber vermeliydi zamanın gelişini? Oysa kaza geliyorum derdi… Dedi de, insan onu ne kadar hissetti? Ah, yoksa bu, ‘belâ dile bağlıdır’ sözünden doğan çelişki değil miydi? Hani, bir Hz. Yakup vardı; Oğlu Yusuf’u diğer çocuklarından ayırır, gözünden sakınırdı… Kardeşlerinden bile kayırması… “Korkarım
Zamanın raylarında ilerleyen, her bir vagonu umut ve özlemle dolu bir trenin yolcusuyuz. 🚂 Her bir istasyon, bir kavuşma vaadiyle bizi karşılar. Ve her kavuşma, ruhumuzda bir bahar meltemi gibi eser. 🌸 Sevdiklerimize doğru ilerlediğimiz bu yolculukta, her tekerlek dönüşünde kalbimizin ritmi artar. Onların yüzlerini görmek, seslerini duymak, varlıklarını hissetmek; tüm yorgunluğumuzu alır, bize yeni bir güç verir. 💞 Bazen trenimiz beklenmedik duraklarda durur, bazen de hedefimize varmak için sabırsızlanırız. Ancak unutmayın, her bekleyiş, kavuşmanın değerini arttırır. Her vedalaşma, aslında bir sonraki kavuşmanın tohumunu eker. 🌱 Yolculuğumuz boyunca karşılaştığımız zorluklar, bizi daha da güçlendirir. Her zorlu geçit, bizi sevdiklerimize kavuşturacak köprülerin mühendisleri yapar. 🌉 Ve her kavuşma, zamanın dokusunda bir ömür boyu sürecek bir iz bırakır, tıpkı raylarda kalan fren izleri gibi. İşte bu yüzden, treniniz raydan çıksa bile, asla umudunuzu kaybetmeyin. Sevginin pusulasını takip edin ve tekrar yola çıkın. Çünkü siz, kendi hayatınızın makinistisiniz ve rotanızı siz belirlersiniz. 🧭 Ve unutmayın, her yeni gün, yeni bir yolculuğun başlangıcıdır. Güneş her sabah yeniden doğar ve siz de her gün yeni bir şansa sahipsiniz. ☀️🌅 Yani, kemerlerinizi bağlayın ve hayallerinizin peşinden gidin. Bu yolculukta sizi kimse durduramaz. 🌟✨ #motivasyonel
Reklam
Sevdiklerimizin değerini bilelim:(
(okumak isteyenler için çok uzun ama duygusal bir metin bırakıyorum buraya -bendenizden-) (Askerden dönen Necmi'nin annesini kaybetmesi üzerine arkadaşına bunu anlatması) Necmi başını büküp olayları tek tek anlatmaya başladı. ‘Valla devrem ne sen sor, ne ben söyleyem. Bizimkiler de bilmez ama benim sonum yakındır. Benim Valideyi hatırlar
Ali Şeriati insanın dört zindanından bahseder. İnsan; doğa, tarih, toplum ve kendi benliğinin zindanında doğar. İlk üçünden bilimle ama kendi benliğinden ancak aşk ile kurtulabilir. Akıl, insanı diğer canlılardan ve doğadan ayıran üstün bir özelliktir. Aşk ise burada tasavvuf literatüründeki ilahi-rahmani bir enerji manasındadır. İnsanı insan
Ruh bedenden kilometrelerce öteye gidebilmesine rağmen Beden ağır kalarak dengeyi sağlamakla ustalığını sergiliyordu Her şeyde bir denge ve ahenk olması düzeni koruyan mekanizmanın kendisiydi Lakin;ruhun özgürleştirildiği anlar da yok değildi Olmak istediği yerde bir saniyeliğine bile kalması Kendisine verilen bir ödüldü aslında Hatta bu eylemi sorunsuz sergilemenin mükafatıyla sahip olduğu bedene tekrar dönmesi de mucizenin apaçık var olduğunu gösteren bir delildi Aklın ve ruhunla burada ol! Her zaman olmuyormuş işte anlıyoruz Bazen yaşayarak bazense yaşatarak Ruhun neredeyse sen de oradasındır aslında.. İnsanı bir et yığını olmaktan kurtaran sistemlerin en güzelinin ilk çivisini bir nefes serüveni başlattı Kudret sahibinin verdiği ülfet değerlerin en üstünüydü Her bir hücreye verilen kopya ile mananın sırrı şifrelendi Yaşama sadece mantık ile değil gizli manalarla bakma öğretildi Hakkı verilmeye çalışılsa da en mahrem güzellikler zamanla  hasletlerini yitirmeye başladı Özlem duydukça da bedendeki çürüme ve tahribat onarılmamak üzere Ta ki sevgiliye kavuşma anına kadar devam edecekti... 4/9/2023 Pınar PEKĞÖZ
.... Siyasi İslam’ın Atası: Osmanlı Uleması Yalnız Olan Yozlaşır Sizce neden yozlaşan inançlar dünyanın her yerinde aynı etiklere sebep oluyor? Aslında anlaşılması güç değil, güç yozlaştırır. Şimdilik dünyayı bırakalım da son günlerde özellikle de sosyal medya fenomenleri sayesinde tekrardan alevlenen “Siyasal İslam” tartışmalarının özüne
Reklam
81 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.