Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Tek hatırladığım sarı telefon kulübesi.. ilk ihanetimi orada yaşadım. Defalarca çevrilen numaraların ardından uzun cevapsız çağrılarda.. en sevdiğim renklerden olan sarı rengini sevmekten de o gün vazgeçtim. Daha sonralarında sarı renkle karşılaşmak bile midemi bulandırmaya yetti. Bu da benim küçük travmalarımdan bir iz oldu böylece.İlk defa da o gün kahverengi botlarıma ayrıntıyla baktım. Büyük bir üzüntüye kendime göre böyle cevap verdim ben de.
136 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Kitabı tek kelimeyle mükemmel. Kitapta İlhami, Caner ve Zümrüt' ün yeni türkçe öğretmenlerinin her hafta bir hikaye anlatma kuralı vardı. İlhami ise kitap okumayı hiç sevmiyordu, bu yüzden kendi yaşına hiç uymayan bir Kibritçi Kız masalı aldı Caner ve Zümrüt dalga geçtiler.Orada yeni kurulan bir sirk vardı fakat hayvanlar kullanıldı ve kapatıldı fakat bundan bu üç arkadaşın haberi yoktu. Arkadaşlar yarına biletleri olmasına rağmen bakmak istediler ve baktıklarında sikin kaldırıldığı fark ederler. Çok üzülürler. Oradaki eski eşyalara bakarlar ve orada bir telefon kulübesi bulurlar. İlhami incelerken bir ses duyar ve korkar ama bunu arkadaşlarına söylemez. Onlar gittiğinde korkusu geçer ve bunun bir kayıt bantı olduğunu düşünür. Kayıtta sana bir hikaye anlatıcam diyordu. İlhami anlattığı hikayeyi okulda anlatabileceğini düşündü ve bunu yaptı.kulübenin altında yazan Yuan Huan yazısını bulur ve yazar olarak kabul eder. Ve hep 100 alır...
Yuan Huan'ın Kulübesi
Yuan Huan'ın KulübesiMiyase Sertbarut · Tudem Yayınları · 2019422 okunma
Reklam
136 syf.
10/10 puan verdi
·
4 günde okudu
Kitabı beğendim.Kitapta İlhami,Can ve Zümrüt'ün sınıfına yeni bir Türkçe öğretmeni gelir.Bu öğretmen öğrencilerinden her hafta bir kitap okumalarını ister.Tüm sınıf buna üzülür.İlhami kapanan sirkin bıraktığı hurdalara bakarken.Bir telefon kulübesi görür.Şaka olsun diye içine girip telefonu kulağına koyar.Bir ses gelir.Ve o ses ona hikaye anlatır.Bu hikayeler sayesinde İlhami'nin kitap okumasına gerek kalmayacaktı.İlhami hikayeleri dinledikten sonra telefonun altında yazan Yuan Huan'ı bu hikayelerin yazarı seçer.Bu sayede Türkçeden 100 almaya başlar.Bir gün Yuan Huan'ın Arjantin'e kitap okumayı sevmeyen çocukların yanına gideceğini öğrenir.Buna çok üzülür.Ama Türkçeden yüz alabilmek için değil Yuan Huan'ın hikayelerini sevdiği için.Öğretmen ondan kitabı getirmesini ister fakat kitap yoktur.İlhami yalancı durumuna düşmüştü.Ama Yuan Huan ona çok büyük bir iyilik yapmıştı.Ona Yuan Huan'ın yazdığı bir kitap bırakmıştı.Ve içinde anlattığı tüm hikayeler vardı.(:
Yuan Huan'ın Kulübesi
Yuan Huan'ın KulübesiMiyase Sertbarut · Tudem Yayınları · 2019422 okunma
144 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
Ritim ve seslerle yazılan şiir....
Voznesenski abimizin eserleri genellikle insanın iç dünyasını, toplumsal meseleleri ve çağdaş konuları ele alır. Toplumsal meseleler evvelden ezele ilgi alanım olduğu için okumam gereken bir kitaptı ve okudum ve çok sevdik kendisini... ki zaten "abi" dememizin sebebi bundandır:))) Kendisi şiirine dair; "Benim şiirlerim günce gibidir. Bir günceye insan hissettiği, gördüğü her şeyi yazar." diyor... Her şairin kendine özgü bir yazma tekniği olduğu su götürmez bir gerçek... aksi olsa herkes birbirinin saçma bir taklidi olurdu zaten... Ne diyor Voznesenski ?: "Ben, şiirlerimi ayaklarımla yazarım. Bu cümlenin iki anlamlılığından korkmam. Adımlarımla dizeleri oluşturuyorum veya daha doğrusu onlar beni" ve kendi şiiri için görsel şiir yazıyorum diyen bi abimizdir :))) Fazla uzatmadan okuyun okutun bence... :))) bol sayfalar diliyorum
Telefon Kulübesi
Telefon KulübesiAndrey Voznesenski · Broy Yayınevi · 199761 okunma
Filistin şiir olsa bu olur du...
Ayrılık asılı kaldı erkeğin omuzlarında. Evin sessizliği ise kapının kancasında asılı. Neyin üstünde asılı ülke? Sen nereye çekip gittin? Dolabın karanlığında parlıyor gece yerinde beyaz elbisenin metalik bir soru
Sayfa 135 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Hiçbir zaman
Ne zaman cuma çarşamba olacak artık sevmeyip unutacağım seni, her yerde güllerin sürecek, mavi, ardıç kuşu yumurtası gibi.
Sayfa 122 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Reklam
Seninle..
Seninle biz zaman' a nişanlandık Yüzüklerle değil, elektronik saatlerle ... Korkuya kapılıyorum yitip gidiyor diye dakikalar. Hem onlar ısınmıştı cana yakın bir elde.
Sayfa 112 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
El çekmem Bir tek adım bi le Arkamızda o değil mi? belki de yolunu şaşırmış olanlarla, yalancılarla.. Her fidanım!
Sayfa 110 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Seni hiç kimse ayıramaz benden ama kucakladığım zaman seni - ­ öyle bir hüzünle sarılıyorum sana birisi elimden alıyormuş gibi seni. Ayağı sürçmüş olan arkadaşın alçak tiradlarını duyduğumda, aradığım benzeri değil aslı, kederleniyorum ona, gerçek olana. Yalnızlığı telafi edemeyecek bahçeye ardına kadar açık marangozhane. Benim üzüntüm sanatla ilgili değil, Bunalıyorum gerektiği gibi işte.
Sayfa 91 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Tekrar karşılaştık biz. Ve bir kamyon taşımaktaydı beni ve seni. Aşka düştük -- hem de kaçıncı kez. Tanımakta güçlük çekiyordun sen beni. Sen getirmiştin beni eve. Seviyordun, esirgemeyerek sevgini. Yıllarımız geçip gitti seninle. Tanımakta güçlük çekiyordun yine de beni.
Sayfa 79 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Reklam
biz o kadar çok şey öldürdük içimizde, henüz doğurmadan..
Sayfa 66 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Kum taneleri gibi hüzünlüyüz ...
Sayfa 47 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
İlk aşk.
İçimizden akıyordu aşk, kana karışmaksızın. Bağışla, o günlerde aşka düşmüşlüğümüzü.
Sayfa 11 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Sen!
Hiçbir zaman rüyalarıma girmiyorsun Sen. Gerçekte ya şayışım senin varlığınladır . Rüyalara giriyor bunun dışında her şey. Ve bunlar kötü rüyalardır. Saten yastığında uyuyorsun. Güneşte tamamen yandın, Bir çay süzgeci gibi nefes alıyor traşlanmış koltukaltı. işte Sofia rıhtımı Gıcırtısı balkon kapısının. Ballanmış metafiziği Senin kokunu veren ıhlamurların.
Sayfa 9 - Broy yayınları -1.Baskı-Ekim 1997
Hayat bir bekleyişle aydınlanandır
Sayfa 128 - Broy yayınları
589 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.