Her yer puttu; üstelik bu putlar cahiliye Arabistandaki gibi taştan tahtadan değil, etten kemiktendi. İnsan kendisine dahi kendisi ile kavga etmeden teslim olmamalıyken, kimileri tereddüt etmeden birilerine kul köle oluyorlardı. Diplomayla belgeyle tezle evrakla resmi mühürle adam olunduğunu sanılıyordu… Birileri birilerine kim olması gerektiğini
Nedir bu ellerle ayak Nedir bu dillerle dudak Aç gözün ibret ile bak Âlem temâşâ-gâh imiş
Reklam
İlişkinin gizemi kaybolunca aşk da kaybolur. Bu kadar basit. Demek ki bizim için öylesine önemli olan aşk değil, gizemin kendisi. Aşk bağlantısı bizi gizemle temasa geçirmek için yalnızca bir bir araç belkide bizler, gizemin yakınında olmanın mutluluğu sürsün diye arzuluyoruz aşkın sürmesini.
Bazen kendimi, sarılmak ve içten bir tokalaşma da dahil olmak üzere, başka biriyle en son ne zaman anlamlı fiziksel bir temasa geçtiğimi hatırlamaya çalışırken buluyordum ve kalbim sıkışıyordu.
‘’Avrupa sermayesinin istilasının neticeleri bu kadar mı? Hayır efendiler, hayır! Bu istiladan dolayı Osmanlı ülkesinde küçük ve orta sanayi hemen hemen kalmadı; Avrupa sermayesiyle temasa gelen şehirlerimizde esnaf adeta kayboldu, dokumacılar peştemalcılar, saraçlar, çadırcılar, kazancılar, kılıççılar,kaşıkçılar, fincancılar, tarakçılar… daha ne bileyim ben, Evliya Çelebi merhumun saydığı birkaç yüz sanat esnafının bugün mesela kaçı mevcuttur? Hele bu gidişle yarına kaçı kalacaktır. Avrupa büyük sermayesi, yani Avrupa fabrika sanayi bunları devamlı öldürüyor.Zanaat böyle! Yerlilerde büyüyecek ticaret olsun kaldı mı? Meddah hikayelerinden, ortaoyunlarından öğrendiğimiz Bedestaniler, Asmaaltı ve Mısır Çarşı tüccarları şimdi nerededirler? Eskiden Mısır’a, Tunus’a,hatta Hint’e gemi donatan büyük İslam tacirlerinin yerlerinde bugün kimler var? Yabancılar! Yerli ticaretini de Avrupa büyük sermayesi, Avrupa banka ve şirketleri bitirdi. Bugün şurada gördüğümüz iki üç Osmanlı tüccarı da, nihayet Avrupa sermayedarlarının komisyoncu ve tezgahtarı mesabesindedirler. Avrupa sermayedarlarının fabrika mamullerini dükkanlarında satıp, bir komisyon alırlar, diğer tabirle tezgahtarlık ücreti alırlar… Bağımsız tüccarımız, Avrupa sermayesine, Avrupa banka, fabrika ve ticaretgahlarına haraç ermeyen tüccarımız hiç kalmış mıdır?’’
Mor salkımın yanından geçen bir dünya yolcusu, Yaratıcı'nın eserini temaşa etti. ''Maşallah '' dedi, içinden. Mor salkımın yeni açmış çiçeği kendinden geçti.. Beklediği, bu andı. Melekler, yolcunun bu sözünü duyup kaydettiler. ''Sonsuza dek koruyalım'' dediler.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.