Zaafın, aczin, tereddütün uzlaşmaz bir düşmanı olmuştu. Herkes, kuvvetle istediği halde, kendi hayatını istediği gibi sevk ve idare edebilirdi. Fenalara, düşkünlere acımak manasız bir mızmızlıktı.
Acımak… Ben insan ruhlarındaki ancak onunla ölçülebileceğinin kanaatindeyim. Evet, dibi görünmeyen kuyulara atılan taş nasıl çıkardığı sesle onların derinliğini gösterirse başkalarının elemi de bizim yüreklerimize düştüğü zaman çıkardığı sesle bize kendimizi, insanlığımızın derecesini öğretir.