Bulgakov, doktoru stresli heyecanlı ve bir o kadar sempatik bir şekilde resmetmiştir. Doktorun sürüklendiği bu akıntıda verdiği tepkiler oldukça canlı aktarılmış ve Bulgakov bu dinamizmi okuyucuya geçirecek kadar başarılı bir dil kullanmıştır.
Doktorun verdiği mücadele, hareketli bir şekilde okuyucuya geçer. Doktorun gizli stresi ve dışarıya yansıttığı soğukkanlılık tam olarak bir insanın ruh sağlığını bozan başarı kompleksi sınırlarındadır. Olması gereken ile aslında olan benlik karmaşasından dolayı yorulan bir zihne vurgu yapılır. Yetersizliğini ve tecrübesizliğini karşılaştığı olaylarda şansına bağlı olarak gizleyebilmesi belli bir süre sonra gerçekten başarılı olduğunu ve yeterli noktaya geldiğini hissettirir genç doktora. Daha sonra bir tokat yer ve pes eder. Bilgi sonsuzdur, deneyim sonsuzdur, hiçbir zaman ne kendini küçük görmek ne de yeterli ve yüksekte görmek ona bir şey kazandırmayacaktır. Bu iki uç nokta da sonuç olarak hayal kırıklığına uğratan bir yanılgıya sürükler genç doktoru. Merhametiyle, öfkesiyle, gençliğiyle, bilgisiyle, deneyimsizliği ile sık sık sınanır ve bize bunu kendi dilinden karma duyguları ile aktarır. Bulgakov, kitapta sıklıkla tıp terimlerinden bahsetse de kitapta okuyucuyla bir mesafe kurmamış ona doktorun mahrem sayılabilecek her duygusunu ve düşüncesini açmıştır. Bu sayede ana karakter ile yakınlık kurmak kolaylaşmıştır.