Sanatçı kendini her şeyden önce özgür kılmaya uğraşan insandır ve eserini, kendi dışında bulunup kendisi gibi doyumdan yoksun bırakılmış isteklerin rahatsızlığını yaşayan daha başka kişilere sunarak onların da böyle bir özgürlüğe kavuşmasını sağlar.
Okuma listemin ilk sırasına sonradan aldığım bu kitabı büyük bir memnuniyetle bitirdim. Gizem-gerilimin bilim kurgu türü içerisinde harmanlanmasıyla ortaya güzel bir kitap çıkmış olduğunu söyleyebilirim.
Antik Mısır, 1940 ve 2017 Norveç'indeki olaylara zamansal geçişlerle odaklanan kısa romanımız içten ve sürükleyici diliyle okuru kendi dünyasına
Ahraz ötekini temsil ediyor. Yani herkes gibi olmayanı. Kendisinden farklı olana şüphe ve ön yargıyla bakma alışkanlığı son bulmadı insanoğlunun. Kabul edip içeriye almak ise hak getire. Bir kediyi bile sahiplenmeyi istediğimizde bir gözü kör olanı tercih etmeyiz. Çünkü farklıdır o, normal değildir. Aslında korkarız ondan, korktuğumuz için gözümüzün önünde olmasını istemeyiz. Onun da herkes gibi yaşamaya hakkı olduğu düşüncesi silikleşir zihnimizde. O eksiktir ve bizim gibi yaşayamaz.
Herkes gibi olmamak, fiziksel kaynaklı da olabilir tercih edilen yaşam şekli bakımından da.
Her insanın ona sunulanla, yaşam denilen bu serüvene atıldığının baştan kabul edilmesi gerekiyor. Eşit şartlarda başlanan bir yolculuk değil hayat ve yanlış gemiyle doğru limana ulaşılmıyor.
Farklı ve normal değil diye birilerinin ötekileştirilmesi gerekiyorsa bu; sadece kötü düşünceye sahip insanlar olmalıdır.
Kitapta, normal diyebileceğimiz hayatı yaşayıp da iyilik düşünen sadece iki kişi var. Bir ada kasabasında sadece iki kişi. Diğerleri kötüler, kötülüklerini paylaşarak büyütüyorlar ve sayıca fazlalar. Kendi günahlarından, başkasını kurban ederek arınmaya çalışıyorlar. Bu tüm dünyada böyle.
Aynı günahı ve yanlışı, perde arkasında hem de misliyle işlediği halde kendisi gibi olmayan birinde bunu gördüğünde gizli veya açık ona saldıran ve hedef gösteren insanları görmek çok zor değil.
Kitabın mitlerle çevrili bir atmosferi var ve kendini sıkmadan okutuyor.
AhrazDeniz Gezgin · Sel Yayıncılık · 20124,903 okunma
Hamile kadın ve kör nineyi saymıştım. Adile, İsrafil, Yusuf ve papazla kızını kaybeden ana kahramanlar olarak görmüştüm.
Bu kitabı tavsiye ettiğin için ben teşekkür ederim.
Bir haksızlık, onu düzelten kişi ceza gördüğünde düzeltilmiş sayılmaz. Ayrıca intikam alan kişi karşısındakine bu işi kendisine kimin yaptığını hissettirmezse haksızlık yine düzeltilmiş olmaz.