🍀 “Ve sonunda geldi aşk, bir tesettür gibi Ruhunu çırılçıplak göstermekten çok daha erdemli.” ~Erinna~ / M.Ö IV. yy 🌱🌱🌱
Ne var ki bugün tesettür ölümden sonrasına ertelen mektedir. Hayatında Allah 'ın tesettür emrine göre örtünmemiş bir hanımefendiyi, ölümünden sonra namahrem bir erkek tabutunun içinde görmek istese olay çıkacak derecede tepkiyle karşılanır. Oysa asıl tesettür yaşarken lazımdır kadına.
Reklam
Tesettür ertelemeye gelecek bir emir değildir. Zira kadının örtünmesi iffetinden, erkeğin bakmaması izzetindendir.
İslâm'ın, kadını namahrem bakışlardan gizleyerek himaye ve muhafaza etme maksadıyla farz kıldığı tesettürü bugün bazılarının kadını daha da cazip hale getirebilmek için imaj haline getirmiş olmaları ve bunun adına da tesettür demiş olmaları yaptıkları işi asla İslâmîleştiremez. Zira din her şeyden önce ciddiyettir. Dinin emir ve yasaklarını, çok afedersiniz ama- bir futbol maçındaki kural ve disiplin kadar ciddiye almayanlar, başına İslâmi takısını yerleştirdikleri her şeyi Allah'ın dinine boca etme peşindeler. Ne yazık ki bu densizlikten en fazla nasibini alan kavramımız da 'tesettür' olmuştur.
İslâm, tesettürü emrettiği gibi nasıl bir tesettür istediğinin de çerçevesini belirlemiştir. Tıpkı Kur'an-ı Kerim'de namaz kıl' emrinin bu kadarla bırakılmayıp her türlü detayıyla ortaya konmuş olması gibi. Buna göre bizlerin bir tarz belirleyip adına 'tesettür' demiş olmamız onu direkt olarak 'tesettür' yapmaz. Önemli olan bu 'tesettür' dediğimiz şeyin, dinin belirlediği çerçeve ve esaslara uygunluk arz etmesidir.
Reklam
Nefis, tembellik sâikasıyla vazife-i ubudiyetini terk ettiğinden tesettür etmek istiyor. Yani onu görecek bir rakibin gözü altında bulunmasını istemiyor. Bunun için bir Hâlık'ın bir Mâlik'in bulunmamasını temenni eder. Sonra mülahaza eder. Sonra tasavvur eder. Nihayet ademini, yok olduğunu itikad etmekle dinden çıkar. Halbuki kazandığı o hürriyetler, adem-i mes'uliyetler altında ne gibi zehirler, yılanlar, elîm elemler bulunduğunu bilmiş olsa derhal tövbe ile vazifesine avdet eder.
Moda olsun diye, kolumu buradan, boynumu buradan göstereyim diyorsanız eğer, bu tesettür değildir. Tesettür, yalnız yüz ve el görünecek şekilde, şeffaf giyinmeyerek ve vücut hatlarının görünmesine müsaade edilmeyecek şekilde giyinmeye çalışmaktır.
Laiklik, İslam dini hariç her inanca saygı duyar. Arapça hariç her dile saygı duyar. Alimlerin fetvaları hariç her görüşe saygı duyar. Tesettür ve peçe hariç her giyime saygı duyar. Sonra da der biz insanların özgürlüğü için mücadele ediyoruz...
Eşlerde, dışarıya taşabilecek duyguları ve eğilimleri boğmak için tedbir alalım: İslamiyette uygulanmakta olan tesettür, kadınların kocalarından başka erkekle katiyen temasa gelmemeleri ve dış hayata sahip olmamaları, bir dereceye kadar kadınları durdurur, fakat erkekler için, bugünkü medeniyet zemininde bir engel icat etmek zor... Gerçi onları ciddi ve sürekli çalışma içinde bulundurmak suretiyle meşgul etmek hatıra gelir. Pek güzel, o kadar ciddi ve yorucu çalışmadan sonra, son asrın ilerlemesi ve medeniyetin ışıklarıyla ve dimağı aydınlanmış bir erkek, işinden doğru evine gelip kapanmak suretiyle yarın için icap eden zevk ve çalışma kuvvetini kazanabilir mi?… Biraz hava, biraz müzik, biraz tiyatro, kısacası bir hayat arzu etmez mi?... Bu doğal ve medeni gerekleri tatbik ederken yanında karısı bulunmazsa, bu eksiği telafi etmek lazım gelmeyecek mi? Çünkü bir erkek için kadın huzurundan, kadın sözünden, kadın refakatinden mahrum bulunmak bir eksikliktir, bu mutlaka tatmin olunur. Fakat evde erkeksiz kalacak kadın için erkek ihtiyacı aynıdır... Ruh ihtiyacıdır ve önemli olan budur. Sonra, bu derece sıkı şartlara bağlı olarak yaşayacak kadınlarımızın hayat hakkıııda, medeniyet hakkında, hürriyet hakkındaki fikirleri, ihtisasları ne olabilecektir?
Sayfa 189 - Karlsbad’da Geçen Günlerim (30 Haziran 1918-28 Temmuz 1918) - 6 Temmuz 1918, CumartesiKitabı okuyor
Reklam
"Tesettür güzelliği yok etmez, sadece saklar. Bırak saçların şiirlere konu olmasın..."
SIRRIN ÖRTÜSÜ ve TESETTÜR ŞUURU...
- "Sırrın örtüsünü remzlendiren ve bu mânâyı, içine denk bir dış liyâkat nişanı hâlinde dışında parıldatan tesettürlü hanımdır ki, yükselen bir toplum mimarisinin hayâlini remzlendirme yeridir; tesettür şuuru..."
Sayfa 184 - 10.Levha, (Hepçilik ve Hiççilik)-Kadın ve Erkek-, İBDA YayınlarıKitabı okudu
"Kadın"ın ruhunu alırsanız geriye sadece dişiliği kalır. Tesettür ruhunu yitirdiği andan itibaren aksesuarlaşır. Başörtüsü ruhunu ancak takva örtüsüyle bütünleştirdiğinde bulabilir.
Cumhuriyetin Rejiminin ve İnkılapların Ortaya Çıkış Tarihi
Defteri getirdiğimi görünce, sigarasını birkaç nefes üst üste çektikten sonra : "- Amma bu defterin bu yaprağını kimseye göstermiceksin. Sonuna kadar mahrem kalacak. Bir ben, bir Süreyya, bir de sen bileceksin. Şartım bu ... ,, Dedi. Süreyya da, ben de : - Buna emin olabilirsiniz Paşam .. Dedik. Paşa, bundan sonra : - Öyle ise önce
Neden tesettür var?' a ingiliz edebiyatından bir cevab
Bereket versin ki Bağdat'ta değildik; hiç olmazsa onu yaşmagin altinda saklamiyordu ve bu sayede diğer erkekler de karısının iri, masum gözlerini hayran hayran izlemekten mahrum kalmıyordu.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.