Araplardan çıkacak bir lidere Türkler, Kürtler, Malezyalılar, Pakistanlılar, Afganlar ya da Çeçenler itibar etmez. Türk bir lider ortaya çıkacak olursa, Bosna’dan Hint Okyanusu’na, Rusya içlerinden Afrika’nın ortasına kadar tüm Müslümanlar Türk bayrağı altında seve seve birleşirler.
Daha önce Papalar döneminde Türkiye’de ektikleri tohumlar fide olmuş, sonrada ağaca dönmüştü. Devlet kadrolarına İslami görünen bir cemaat yoluyla sızmışlardı.
Süleyman Askeri'nin lrak'taki faaliyetleri, Teşkilat-ı Mahsusa'nın Arap düzensiz kuvvetleriyle giriştiği gerilla hareketi türünün iyi bir örneğidir. Süleyman Askeri'nin bu ülkedeki operasyonları, Enver Paşa'nın teşkilatı kurma amaçlarını gösterir, Süleyman Askeri'nin Teşkilât-ı Mahsusa'nın lider kadrosu için de üstlendiği önemli rol nedeniyle özel önem taşır. Çeşitli tarihçilerce, teşkilâtla ilişkisi en çok belirtilen kişi odur.
Sayfa 115 - Arma YayınlarıKitabı okudu
Cizvit Tarikatı, Moon Tarikatı, Masonlar, Tapınakçılar ve Siyonistler ile birlikte bilimum örgüt, hem milletimiz hem de mazlum milletler için, asırlardır her türlü fenalığa başvuruyorlar. Anadolu, Türk ve İslam dünyasının son kalesidir.
İstanbul manzarasını seyretmekten de kendini alamamıştı. Boğaz çevresine dizilmiş yalılar, sahil yolundan akan trafik ve köprü, muhteşem bir görüntü meydana getiriyordu.
Hacı Wilhelm:)
1914 Ekim'inin ileriki günlerinde İngiliz büyükelçisi şu bilgiyi iletiyordu: Halep vilayetindeki Müslümanlar, öyle büyük bir propaganda bombardımanına uğramışlardı ki, kayzerin Müslüman olduğuna ve Almanların Rusya'ya karşı İslam için savaştığına inanmış görünüyorlardı. Alman ve Türk propagandacılar kayzerden "İslam'ın dostu ve koruyucusu Hacı Wilhelm" diye söz ediyorlardı. Kendisinin Osmanlı İmparatorluğu'na yaptığı ziyaretler de geniş kitlelere duyurulmuştu. Eşref Kuşçubaşı birçok defa şu noktayı belirtmiştir: Bu tür unvanlar Teşkilât-ı Mahsusa propagandacılarını oldukça eğlendimiş, ancak bunların pratik değeri, kayzerin adını hiç duymamış ve çok uzakta bir memleket olan Almanya'yı belli belirsiz bilen yığınların cehaletiyle sınırlı kalmıştır.
Sayfa 68 - Arma YayınlarıKitabı okudu