Evden Cennete Uzanan Köprü: Anne
Bu mesele de zor bir meseledir ve sıkıntılarımız vardır. Biliyorum, bazı cümleler acıtacak bizi. Bu konudaki sıkıntılarımızı hatırlayınca neleri ihmal ettiğimizi daha doğru bir biçimde tespit etme imkanı bulacağız Ama ne olursa olsun derdimiz imar ve inşadır. Bu yüzden evimizdeki en kıymetli hazineden cennete uzanan bir köprüyü burada anlamaya çalışacağız..
Ne kadar gerçekçi bir tespit
Abimin aklına kardeş olduğumuz geldi. Vay anasını… Kimsesizden hallice bir hayat sürüyoruz hepimiz ayrı evlerde yıllardır. Şimdi diyor ki biz kardeşiz.
Sayfa 67 - DkKitabı okuyor
Reklam
Hayatı boyunca hiçbir işe yaramamış birini öldürdüm. Ve belki de vardı bir nedenim. O da pişman olup olmayacağımı anlamak. O kadar istedim ki gerçek bir duyguyu içimde hissetmeyi! Eğer pişmanlık hissedersem devamı da gelir, diyordum kendime. Sevmeyi bile öğrenebilirim yeniden, diyordum. Yeniden bir insan olabilirdim. Ama şimdi anlıyorum ki benim için artık çok geç. Ne bir pişmanlık duyuyorum, ne de gözpınarlarım ıslanıyor. Hiçbir şey hissetmiyorum. Hiçbir şey... Belki Kayra’yı öldürsem birkaç duygu kırıntısı doğabilir içimde. Ama sanmıyorum. O da olmaz. Ona da üzülmem. Ben bir caniyim. Ben sadece tespit edebilirim. Yaşayamam..
Kelâm ilmini öğrendikten sonra, felsefe bilgilerini incelemeye başladım. İyice anladım ki, bir ilimdeki fesad ve bozukluğu ancak o ilmi derinlemesine inceleyen kimse anlayabilir. O ilme öyle vâkıf olmalı ki, o ilmin en âliminin ilmine eşit hâle gelmeli, hattâ onu da geçmelidir. O ilmin ehlinin ulaşamadığı derinlikleri ve tehlikeleri tespit edebilmelidir. Ancak o zaman o ilmin bozuk olduğuna dair iddiasının doğru olduğu ortaya çıkar. İslâm âlimlerinden, felsefeyi derinlemesine incelemek için gayret sarf edenini görmedim. Kelâm âlimlerinin kitaplarında felsefecilerin sözlerini çürütmek için yazılmış olan sözlerde tenakuz ve ehemmiyetsiz ifadeler vardı. Bunlarla ilimlerin inceliklerine vâkıf olduklarını iddia edenler şöyle dursun, avamdan bir kimsenin dahi iknaası düşünülemez. Nihayet anladım ki, bir yolun hakikatini tam anlamadan onu reddetmek, karanlığa taş atmak gibidir.
İspanyol Engizisyonu
Kendilerini iyi gizleseler de din değiştiren birinin hala Yahudi geleneklerine bağlı olup olmadığını anlamanın çeşitli yolları vardı. Sözgelimi yemek, kişinin samimiyetini belirlemede büyük rol oynamaktaydı. Domuz eti, tavşan ve boğulmuş kuş yememek veya etleri domuz yağı yerine zeytinyağında kızartmak onları ele veriyordu. Etin genel olarak temizlenmesi, yağın kesilmesi ve cumartesi günü pişirilmemesi de sözde din değiştirmiş “yeni” Hristiyanlara karşı kanıt olarak kullanılıyordu. Çocuklarını vaftiz ettirmekten kaçınmaları ve Hz İsa’nın Mesih olduğunu inkar etmeleri de gizli Yahudileri tespit etmenin diğer yolları arasındaydı.
Türklerin Ortadoğu Sahnesine Çıkışı
Türklük bir şuur olarak ortaya çıkmıştır. Yani Osmanlılık ve İslamlık değil ön planda Türklük vardır. 1800'lü yıllar bir milletin kimliğinin önemli bir kısmının tespit edildiği bir devirdir. Fakat Türk kimlik ve şuurunu yerleştiren olaylar, şüphesiz ki böyle münevverlerin faaliyetleri, tarih ve dil kitapları değildir sadece. Herkesin bildiği gibi Balkan muharebeleridir, Çanakkale savaşlarıdır, Yemen'dir, Galiçya'dır, Kafkasya'dır. Yani her ailenin şehit verdiği, cemiyetin alt üst olduğu, hakikaten toz dumanın ortalığı kapladığı söz konusu dönemlerde, vatan savunması denilen olayların etrafında insanların milli kimliği oluşur.
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.