Paul jellinek, The Psychological Basis of Perfumery adlı eserinde kokuları, onları soluyan kişiler üzerinde oluşturdukları davranışsal etkilere göre dört gruba ayırır. Afrodizyak etkili kokular -başlıca örneği misktir - cinsel uyarıcılardır; çiçek kokuları ve balsam benzeri narkotik- mest edici kokular rahatlatıcıdırlar; nane, turunçgiller, kafur gibi ferahlatıcı kokular canlılık verir; birçok tohum, ağaç veya kökün baharatlı ya da keskin kokusu zihin açar.
Bu yüzden ateşli bir buluşma için misk, uykusuzluk için yasemin, direksiyon başında uykusu gelenler için nane veya limon, sınavdan önce adaçayı veya tarçın birebirdir.
Deniz savaşındaki başarısızlıktan cesaret alan imparator, padişaha elçi gönderip eskisi gibi haraç ödeme ve başka kolaylıklar önererek barış yapma ve şehri kurtarma umuduna kapıldı. O, barış için başından beri Osmanlı tarafında kuşatmaya karşı olanlardan, başlıca Çandarlı Halil'den cesaret almaktaydı (kuşatma sırasında Osmanlı tarafından imparatora mektuplar gidip geldiği biliniyor). Bu barış saldırısı, Halil Paşa ve yandaşları tarafından destekleniyordu. İdris-i Bitlisi, Farsça ağır bir inşa diliyle yazdığı Heşt Bihişt adlı büyük Osmanlı tarihinde, deniz savaşındaki başarısızlık üzerine imparatorun barış için elçi gönderdiğini ve Osmanlı karargahında barış yandaşlarıyla kuşatmaya devam için sultanı destekleyenler arasındaki anlaşmazlığı açık biçimde belirtmektedir. [...] Bozgun ruhu üzerine sultan bütün vezirleri ve kumandanları büyük bir meşveret meclisinde topladı. Bu mecliste Çandarlı ve taraftarları, son bir saldırı yapalım, sonuç alınmazsa çekilelim, diye yine karşı çıktılar.
Günümüzde okulda geçirilen sürede hedeflenen başlıca amaç, neredeyse hiçbir değerli şeyle ilişkisi olmayan yüksek standartlı test sınavlarından alınan yüksek puanlardır.
Yakın zaman önce, bir grup Alman bilimadamı, Almanya'da yaşayan Türk çocuklarının IQ'sunun Alman çocuklarının IQ'larına göre daha düşük olduğu iddiasını dile getirdi.
Doğrusu, Nazizm gibi sapkın bir ideolojiye beşiklik etmiş bir coğrafyada, bilimadamlarının daha temkinli bir dille konuşmalarını beklerdim. IQ testlerinin sınır ve kısıtlamaları
Günümüzde okulda geçirilen sürede hedeflenen başlıca amaç, neredeyse hiçbir değerli şeyle ilişkisi olmayan yüksek standartlı test sınavlarından alınan yüksek puanlardır.
_İnsanIar, kuşIar gibi uçmayı, baIıkIar gibi yüzmeyi öğrenmişIer ama insan gibi yaşamayı öğrenememişIer.
_Görmek isteyenler için ışık, istemeyenler için karanlık vardır.
_Hiçbir şeyi kendisi kadar sevmeyen insan, sevdiği varlıkla, kendi kendisiyle baş başa kalmaktan çok hiçbir şeyden korkmaz. Her şeyi kendi için arar ama en çok kendinden kaçar.
Türk kavimlerinin, her şeyde ecdatları olan Hunları takip ettikleri görülmüştür. Bununla beraber zaman, ihtimal ki diğer milletlerle münâsebetler onları biraz değiştirmiş olacaktır. Büyük Han ilan etmek istedikleri prensi bir keçe üstüne çıkarırlar, toplanmış olan bütün milletin alkışları arasında dokuz kere dolaştırırlar, sonra bir beygire
Hemen hepsi, özellikle yağ ve un tüccarları, göbekli, tıknaz ve kalın enseli olurlardı. Öyle ki, kısa ve kalın bacakları, sanki onların oturaklı ve tombul bedenlerini değil,
ticaret gibi rizikolu bir işte daima topun ağzında olan sermayelerinin ağırlığını ve derdini yüklenirdi.
Köstekli cep saati taşıyan bu adamlar ayaklarına mest giyerler, başlarında birer namaz takkesi ya da
zigzaklı başlıkla dolaşırlardı. Allah dinden imandan ayırmasın, hepsi de namazında niyazında, gayet
sofu şahıslardı. Gel gör ki her akşamüstü hasılatlarını sayarlarken, onca fakir fukara, aç biilaç olduğu
halde, kendilerinin dünya işlerine ve nimetlerine bu kerte gark olmaları sonucu kalpleri az buçuk
sızlar, artık iç sıkıntılarını bastırmak için midir, evlerine dönerken bir dilencinin eline gönüllerinden
kopan sadakayı sıkıştırmadan edemezlerdi. Hele hele akşam yemeğini midelerine indirince, karınları
ve gözleri doyduğundan olsa gerek, hayata bir mânâ bulamaz, servetlerini beyhude yere
kazandıklarını düşünürlerdi...
Yazar Muzaffer İzgü, Hikmet Çetinkaya'nın kaleme aldığı Gülmeyi Acılarla Yaşamak başlıklı uzun söyleşisinde 1950'li yılların başında Adana'da bir sinemada çalıştığını anlatır. Sinemanın makinistliğini yapan genç İzgü aynı zamanda köylerde de perde kurup gösterimler yapmaktadır. Adana'da o dönem en çok western filmleri, hac yolculuğunu anlatan "belgesel" filmler ile dansöz gösterilerinden oluşan filmler ilgi görmektedir.
Halk arasında "göbek filmi" olarak bilinen dansöz filmleri Adana'daki sinemalarda izleyicilerin coşkulu alkış ve çığlıkları eşliğinde, üstelik hac filmiyle birlikte rahatlıkla gösterilebilirken köylerde durum değişmektedir. İzgü, birçok köyde dansöz filmlerini ortaya çıkaramaz ama bazı köylerde gençler için bu filmleri gösterdiği ek seanslar düzenler.
Bu gizli seanslardan birinde muhtar ve adamları baskın yapar. İzgü'yü hırpalayan baskıncıların kendisini jandarmaya teslim etmeden önce tutanak hazırlaması gerekmektedir. Bunun için filmi izlemeleri gerektiğini iddia eden baskıncılar dansöz filmini başa sardırır. Dansözün performansı o kadar beğenilir ki, İzgü jandarmaya teslim edilmediği gibi rakılar açılıp masalar kurulur ve sabaha kadar dansöz filmi seyredilir. Köyün ileri gelenlerini mest edip İzgü'yü kurtaran dansöz, Ayşe Nana'dır.