Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
"Bir saat düşünmek bir yıl ibadet etmekten daha hayırlıdır."(1) Fakihânî "Fikru saatin..." lâfzıyla zikretmiş ve demiştir ki: Bu (hadis değil), Sırr-ı Sakatinin sözüdür. İbn Abbas ve Ebu'd-Derda: Bir saat fikir, bir gece kıyamdan hayırlıdır, dediler. Bunu Hattabî nakletti ve Suyutî Cami'inde "Bir saat fikir,
Sayfa 289 - Süleymaniye vakfıKitabı okuyor
Bu evrende yerin ve göğün yaratıcısından başka bir ilah yoktur!" Eskişehir'in tam göbeğine kelime-i tevhid bayrağı asıldı elhamdülillah!
Reklam
İhlâsın hakikati
İhlasın zıddı şirk, yani ortaklık, başka bir şeyin karış- ması ve katılmasıdır. Binâenaleyh muhlis olmayan bir kimse müşriktir. Ancak şirk birkaç derecedir. Tevhid hususundaki ihlása ulûhiyetteki ortak koşma zıd düşer. Şirkin bir kısmı gizli bir kısmı açıktır. İhlâs da böyledir. İhlâs ile onun zıddı olan şirk, kalbin üzerine inerler. Binâenaleyh onun merkezi kalbdir. Bu da ancak kasd ve niyetlerde olur.
64 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
70 bin kelime-i tevhid fazileti
Muhyiddin İbni Arabi Hazretleri, 70 bin Kelime-i Tevhid çekmiş, fakat sevabını hiç kimsenin ruhuna bağışlayıp hediye etmemişti. Duası edilmemiş öyle bekliyormuş. Bu muhterem zat, bir gün bir ziyafette yemek yerken, hâl ve keşif ehli, irfan sahibi bir gencin, elini yemeğe götürür götürmez ağlamaya başladığını görmüş. O gence : “Ne oldu, bir derdin mi var? Hasta mısın, bir yerlerin mi ağrıyor?” falan diyenlere genç: “Cehennemi gördüm Annemin orada azap çektiğini gördüm, görüyorum onun için ağlıyorum” diye cevab vermiş.Allah (CC) dostu okuduğu Kelime-i Tevhid'in sevabını hemen bağışlamış: “Ya Rabbi (CC) Biliyorsun ki, Tevhid kelimesini (Lâilâheillallah) cümlesini 70 bin kere okudum. İşte onun sevabını bu çocuğun annesini ruhuna azabtan kurtulması için hediye ediyorum” diye hediye etmiş.Allah(CC) Hzleri’nin sevgili kulu bu hediyeyi eder etmez, çocuk gülümsemiş ve “Annem cehennemden kurtuldu” diye sevinmiş. Ve yemek yemeye başlamış.Allah (CC) dostu bu muhterem zat: “70 bin Kelime-i tevhid'i okuyan ve okuyup başkasına hediye edildiği takdirde cehennem azabından kuruluşa sebep olur” Hadis-i Şerifi aklıma geldi ve okudum ve Hadis'in doğruluğunu kendi gözlerimle gördüm” demişti. Ey Hak yolcusu kardeş Kelime-i Tevhid okuyan cennete girecek ve Allah (CC) Hzleri’nin lütfuna erecektir .70 bin Kelime-i Tevhid okumak Allah (CC) Hzleri’nin dostu ve ehli olan muhteremlerce malumdur .Hatta halkımız arasında 70 bin Kelime-i Tevhid okumak meşhurdur
Nurlu Öğütler
Nurlu ÖğütlerMuhyiddin İbn Arabi · Şadırvan Yayınları · 2010166 okunma
Küfür ne kadar güçlü olursa olsun, tevhid üzere olanlar Allah'a tevekkül edenler kazanmış, inkârcılar da kaybetmiştir.
Sayfa 13 - Ali Sözer
Önemli Bir Uyarı...
Allah (Subhanehu ve Tealâ) şöyle buyurur: “Andolsun ki sizin için, Allah’ı ve ahiret gününü ümit eden ve Allah’ı çokça anan kimseler için, Allah’ın Rasulü’nde güzel bir örnek vardır.” (Ahzab/21)5 İşte böyle! Tağutlar, gerçek durumlarını anlatmaktan, mü’minleri dost edinmekten, bu dinin düşmanlarından beri olmaktan, onlara, onların sahte ilahlarına ve batıl sistemlerine karşı düşmanlık göstermekten uzak, iki kanadı kesilmiş, topal ve eğri bir halde olmadığı sürece, hiçbir zaman ve hiçbir yerde İslam’a rıza göstermezler, İslam ile barış yapıp İslam için enstitü veya üniversiteler açmazlar, konferanslar düzenlemezler ya da kitaplarda ve dergilerde İslam’dan bahsedilmesine izin vermezler. Bu durumu tüm açıklığı ile “Suudi Arabistan” isimli devlette görmekteyiz. Şöyle ki bu devlet, Tevhid’e ve Tevhid ile ilgili kitaplara teşvik etmesiyle, ölülerden medet umma, sufiler, nazarlık, ağaç ve taşlarla ilgili şirk ile mücadele konusunda alimlere müsaade vermesiyle ve hatta teşvik etmesiyle insanların gözünü boyamaktadır. Bu bölünmüş ve eksik olan Tevhid ve bu eksik Tevhid’in davetçileri, yöneticilerden ve kafir düzenlerinden uzak durdukları müddetçe mutlaka onlardan destek, dayanışma ve teşvik görmeye devam edeceklerdir. Halbuki Cüheyman’ın (Rahimehullah) ve onun gibilerinin Tevhid ile dolup taşan yazıları neden destek görmemekte hatta saldırıya uğramaktadır? Neden Suudi hükümeti bu tür yazıları desteklemedi ve teşvik etmedi?
Sayfa 16 - Beyaz minare Kitap
Reklam
İtikadi ve Ameli Tevhid...
Tüm Rasullerin -Allah’ın salat ve selamı üzerlerine olsun- kendisine çağırdıkları Tevhid’dir. Ve bu, “La İlahe İllallah” kelimesinin anlamıdır, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’yı ibadette birlemek ve ihlastır, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’nın dinine ve O’nun dostlarına dostlukta bulunmaktır. Yine bu, Allah (Subhanehu ve Tealâ)’dan başka kendisine ibadet edilenlerin tümünü inkar etmek, onlardan uzak olmak ve Allah’ın düşmanlarına karşı düşmanlıkta bulunmaktır. Bu aynı anda hem itikati Tevhid’in ve hem de ameli Tevhid’in tezahürüdür. İhlas Suresi itikadi Tevhidin delili iken, Kafirun Suresi de ameli Tevhidin delilidir. Nitekim Nebi (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), öneminden dolayı bu iki sureyi çokça tekrar eder ve özellikle sabah ve diğer namazların sünnetlerinde sürekli olarak bu ikisini okurdu.
Sayfa 13 - Beyaz Minare Kitap
... iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.
Sayfa 190 - Envâr NeşriyatKitabı okudu
72 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Akşemsettin hazretlerinin eseri olan 60 sahifelik bu eser sade bil dille günümüz Türkçesine çevrilmiş. 18 Bab ile manevi alemde evliyaullahin makamlarını müşahede ettiği ve izin ölçüsünde bize aktardığı bir eser olmuş . Kitap önce Akşemsettin hazretlerinin hayatı ve Peygamber Efendimiz sav ile görüşmesinden başlıyor. İçeriğe bir göz atacak
Makamat-ı Evliya
Makamat-ı EvliyaAkşemseddin · Özgü Yayıncılık · 201329 okunma
Şöyle denilmiştir: "Kim, tevhid denizine düşerse, onun sürekli susuzluğu artar (müşahede ettikleri onun hayretini artırır)."
Reklam
Dili kaybetmek, dini kaybetmenin ilk aşamasıdır. Tevhid kavramları farklıdır, onları öğrenelim, onların anlamlarına erelim, yaşayalım, yaşatalım. Çünki çok iyi biliyoruz ki Batı’yı ve bâtılı meşrulaşdırmanın ilk adımı Batı’nın ve bâtılın kavramlarını geçerli ve değerli görmektir.
Sayfa 10
Ey esbab-perest gafil! Esbab, bir perdedir. Çünkü izzet ve azamet öyle ister. Fakat iş gören, kudret-i Samedaniyedir. Çünkü tevhid ve celal öyle ister ve istiklali iktiza eder. Sultan-ı Ezelî'nin memurları, saltanat-ı rububiyetin icraatçıları değillerdir. Belki o saltanatın dellâllarıdırlar ve o rububiyetin temaşager nâzırlarıdırlar. Ve o memurlar, o vasıtalar; kudretin izzetini, rububiyetin haşmetini izhar içindir. Tâ umûr‑u hasise ile kudretin mübaşereti görünmesin. Acz-âlûd, fakr-pîşe olan insanî bir sultan gibi acz ve ihtiyaç için memurları şerik-i saltanat etmiş değildir.
Birinci Lem'a
Tevhid iki kısımdır. Mesela, nasıl ki bir çarşıya ve bir şehre büyük bir zatın mütenevvi malları gelse iki çeşitle onun malı olduğu bilinir. Biri; icmalî, âmiyanedir ki "Bu kadar azîm mal, ondan başka kimsenin haddi değil ki sahip olabilsin." Fakat böyle âmî bir adamın nezaretinde çok hırsızlık olabilir. Parçalarına çok adamlar sahip çıkabilir. İkinci çeşit odur ki her denk üzerinde yazıyı okur, her bir top üstünde turrayı tanır, her bir ilan üstünde mührünü bilir bir surette "Her şey o zatındır." der. İşte şu halde her bir şey, o zatı manen gösterir. Aynen öyle de tevhid dahi iki çeşittir: Biri: Tevhid-i âmî ve zâhirîdir ki "Cenab-ı Hak birdir, şeriki naziri yoktur, bu kâinat onundur." İkincisi: Tevhid-i hakikidir ki her şey üstünde sikke-i kudretini ve hâtem-i rububiyetini ve nakş-ı kalemini görmekle doğrudan doğruya her şeyden onun nuruna karşı bir pencere açıp onun birliğine ve her şey onun dest-i kudretinden çıktığına ve uluhiyetinde ve rububiyetinde ve mülkünde hiçbir vechile, hiçbir şeriki ve muîni olmadığına, şuhuda yakın bir yakîn ile tasdik edip iman getirmektir ve bir nevi huzur‑u daimî elde etmektir.
''Ben hangi gün ölümden kaçacağım? Bana takdir edilmediği gün mü yoksa; Takdir edildiği gün mü? Bana takdir edilmediği gün ondan korkmam. Takdir edilene karşı ise tedbir fayda vermez.'' Hasan el-Benna
Sayfa 363 - buruc
Ey daire-i esbabdan zuhur eden işleri, hâdiseleri esbaba isnad eden gafil, cahil! Mal sahibi zannettiğin esbab, mal sahibi değillerdir. Asıl mal sahibi, onların arkasında iş gören kudret-i ezeliyedir. Onlar, ancak o kudretten gelen hakikî tesirleri ilân ve neşretmekle muvazzaftırlar. Demek daire-i esbab, hükûmetin kalem dairesi hükmündedir ki, yukarıdan gelen emirlerin tebligatı o daireden yapılıyor. Çünki izzet ve azamet perdeyi iktiza eder; tevhid ve celal dahi şirketi reddeder, tesiri esbaba vermiyor.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.