Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

zeynep erdoğan

zeynep erdoğan
@thegreatwhitewitch
sadece okuduğum kitaplardan keyif almaya çalışıyorum. olağan üstü bir okuma geçmişim de yok. karakterlerden çabuk etkilenen ve onlara kolay bağlanan biriyim.
edirne
2002
4 okur puanı
Ekim 2023 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Bir Aklın Savaşı
Bir Aklın SavaşıKazuaki Takano
8.9/10 · 225 okunma
Reklam
Yüzbaşının Kızı
Yüzbaşının KızıAleksandr Puşkin
8/10 · 29,1bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi
(SPOILER) Kitabı okurken çoğu yerde kendimi Nora'nın yerine koydum. Baktığımda onunla birçok ortak noktamız olduğunu fark ettim. Onun pişmanlıklarıyla benzerdi benimkiler de. Ben de onun gibi milli sporcu olabilirdim, olamadım. Ben de onun gibi bilim insanı olabilirdim, olamadım. Kitabı okurken sürekli onun yaşadığı deneyimi yaşayabilmek istedim. Ama Nora ile kendimi ne kadar bağlı hissetsem de aramızda tek büyük bir fark var. Onun deneyimleyebildiği birçok hayatı oldu, benim ise bir tanecik var. Kitapta verilen mesajlar gözümü açtı diyebiliriz. Aslında zaten bildiğim şeyleri bana hatırlattı demek daha doğru olur. Ne kadar pişmanlıklarımız olursa olsun, geçmişi bırakıp önümüzdeki sayısız gerçeklik var ve biz her şey olabiliriz.
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202154,7bin okunma
Reklam
282 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig
8.3/10 · 54,7bin okunma
Sarpedon'un Hektor'a çıkışması
Nereye gitti senin eski gücün? Ordusuz, yardımcısız koruyacaktın kenti hani, kayınlarınla, kardeşlerinle tek başına? Ama şimdi göremiyorum onların hiçbirini, sinmişler aslan karşısında köpekler gibi. Biz nasıl dövüşüyoruz, baksana bize, biz ki yardımcınızdan başka bir şey değiliz. Ben ta uzaklardan geldim yardıma, anaforlu Ksanthos'tan geldim, uzak Lykia'dan. Sevgili karımı, yavrumu kodum orada, yoksulların göz dikeceği bir sürü mal mülk kodum. Savaşa sürüyorum Lykialıları yine de kendim de en öndeyim işte bak. Oysa Akhaların alıp götüreceği bir şeyim de yok. Böyleyken yerinde saymadasın sen, karılarını korumaları için, öbür ordulara bile buyuramıyorsun karşı koymayı. Sımsıkı bir ağa düşüp yem olacaksınız düşmana. Düşman yerle bir edecek düzenli ilinizi. Sen gece gündüz yormalısın kafanı, ünlü yardımcıların önderlerinle dört bucakta yalvarmalısın dayanmaları için yılmadan. Böyle karşı koyabilirsin acı günlere.
Öteki
Benden kurtulamazsın. Benim binlerce çehrem var. Ben herkesin tanıdığı sesim. Ben her zaman var olan ötekiyim. Öteki, cevap veren. Sen ağlarken gülen. Sen yorgunken dürten. Dürten, gizli kalan, bir vicdan gibi tedirgin edenim ben. Kötüde iyiyi, en koyu karanlıklarda lambayı gören iyimserim ben. İnanan, gülen, sevenim nen! Topallayarak da olsa yürüyüp gidenim ben. Sen hayır derken evet diyenim ben! Ben evet diyenim! Ben...
charlie is so in love with nick
I have been going out with Nick Nelson since I was fourteen. He likes rugby and Formula 1, animals (especially dogs), the Marvel universe, the sound felt-tips make on paper, rain, drawing on shoes, Disneyland and minimalism. He also likes me. His hair is dark blond and his eyes are brown and he is two inches taller than me, if you care about that sort of thing. I think he's pretty hot, but that might just be my opinion.
Sayfa 20 - nick and charlieKitabı okudu
Reklam
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski
8/10 · 68,4bin okunma
·
Puan vermedi
·
Beğendi
Uğultulu Tepeler Hakkında Düşüncelerim
(SPOILER) Daha önce hayatımda beni bu kadar yoran bir kitapla karşılaşmamıştım. Çok zordu, gerçekten çok zordu okuması. Buradan sayın Emily Bronte'ye sesleniyorum: Yazdığın her karakter kafadan kırık olmalı mıydı gerçekten? Bu arada kitabı sevdim, ona lafım yok. Karakterlerden nefret etmem - hatta onlara kin duymam- kitabın ne kadar iyi olduğunu gösterir. Nelly ve Mr. Lockwood hariç her karakterden yer yer nefret ettim. Ama bir karakter var ki sevgi asla hissettirmedi bana. Kitaba ilk girdiği andan itibaren ondan ölesiye hoşlanmadım. Linton Heathcliff... Edebiyat tarihinin en pick me, en problematik, en hasta ruhlu karakteri. Ona olan nefretim Mr. Henry'e (Dorian Gray'in Portresi) olan nefretimden bile fazla. Onun yerlerini okurken kitabı yemek, duvara fırlatmak istedim. Gerçek bir insana bile bu kadar kin duymamışımdır. Bu kitap incelemesinden çok Linton'a nefret kusma gibi oldu. Ama olsun. Öyle işte
Uğultulu Tepeler
Uğultulu TepelerEmily Brontë · Martı Yayınları · 201242bin okunma
heathcliff'in tiradı
"Bana ne kadar acımasız davrandığını şimdi anlıyorum, ne kadar acımasız davrandığını ve nasıl aldattığını. Neden beni hor gördün? Neden kendi kalbini de yanılttın, Cathy? Seni avutacak tek söz söylemeyeceğim. Bunu hak ettin. Sen kendi kendini öldürdün. Evet, beni dilediğin kadar öpüp ağlayabilirsin, benden de karşılık görebilir, bana da gözyaşı döktürebilirsin; bunlar seni yakıp bitirecek, seni kahredecek. Beni sebiyordun - öyleyse beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Söyle, Linton'a duyduğun o geçici heves yüzünden beni bırakıp gitmeye ne hakkın vardı? Çünkü ne yoksulluk ne alçalma ne ölüm, kısacası Tanrı ile Şeytan'ın elbirliğiyle üzerimize yığabileceği hiçbir şey bizi ayıramayacakken, bunu sen kendi isteğinle yaptın. Senin kalbini ben kırmadım, onu sen kendin kırdın; kendininkini kırarken benimkini de kırdın. Güçlü oluşum benim için daha da kötü. Yaşamak istiyor muyum? Benim için bu nasıl yaşamak olacak, sen... Of, Tanrım! Ruhum mezardayken bedenim yaşamış, ne yapayım?"
Sayfa 197 - can yayınları