Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Yaşar G.

Yaşar G.
@thegulveren
Bilgisayar Mühendisi
125 kütüphaneci puanı
163 okur puanı
Ağustos 2019 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Hayatımın en özgür günleriydi çünkü çok mutluydum. Biliyorum beni sevmeyeceksiniz bu kadar mutluluk budalası olduğum için. "Hayatımın en mutlu günleriydi çünkü çok özgürdüm" gibi kahramanca fakat samimiyetsiz bir cümleyle kendimi ifade edebilirdim ama gerçek bu değildi. Tamamen ona bağımlıydım ve onun ilgisi beni mutlu ediyordu. Açıkçası özgür olmak umrumda bile değildi çünkü mutluluk, neden var olduğumu ve var oluşumun amacının ne olduğunu anlamam için bana yardımcı oluyordu.
Reklam
Bizim eski hastalığımızdır. Topluma fazla bilgi vermemek, cahil bırakmakla onları daha kolay yönlendirebileceğimizi sanarız. Oysa cehalet iki tarafı da kesen bıçak gibidir. Bugün sizden yana çalışır, yarın sizi de kesebilir. Diğer hastalığımız, isteklerimizi baskıyla, sertlik ve kabalıkla kabul ettirmeye çalışmaktır. İnsanlara insan muamelesi yapmamak, başkalarının haklarına saygı göstermemek ne yazık ki en yaygın zaafımızdır.
Çukurova insanlarının yüreklerinde ne kadar mor gölgeli dağların, o yitirilmiş cennetin özlemi varsa, dağ insanları da onlar kadar, belki onlardan da daha çok aşağının, çukurun, bu bire bin veren verimli toprakların özlemini çekerler, kayalıklardan, ormanlardan, inanılmaz yoksulluklarından kurtulmanın, oralarda, Akdenizin kıyılarında yumuşacık, sıcacık tarlalara kavuşmanın bir yolunu ararlardı.
Sayfa 11

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Yaşayın arkadaşlar! Biz heheyt! Serdengeçti delikanlı korsanlarız! Ölürsek bile leş gibi ilaç kokan sinameki ve zencefil suları içerek ve kefen gibi ve mıymıntı yatak çarşafları arasında debelenerek değil, bir top aleviyle, bir kılıç şakırtısıyla, Allah diye gülerek çıkarız dünyamızdan!
İki boşluk arasında kendini var ettiğin ve adına ömür denilen anlık sürede deneyimleyebildiğin her şey varlıktı. Seninle, senin kadar gerçekti.
Sayfa 204Kitabı okudu
Reklam
Hep beraber alışverişe çıkmak en önemli etkinliklerimizden biriydi. Tüketim canavarlığımızdan yaratılmış cehennemlerdeki azap çeken insanların uğultusu, parlak ışıklarla ve yoğun klima soğuğuyla unutturulmaya çalışılırken biz karılarımızın arkasından ellerimizde poşetlerle bir o mağazaya bir bu mağazaya girip dururduk. Halimiz, şemsiyeleriyle alışverişe çıkmış kontesleri takip eden pazaryerindeki kölelerle tam olarak aynıydı.
Sınırsızca arzulamak, sınırsızca arzulanmayı da benimsemek demektir. Yok etme serbestliği yok edenin de yok olabilmesini içerir. Öyleyse çarpışmak ve buyruk altına almak gerekecektir. Gücün yasasından başka bir şey değildir bu dünyanın yasası; dünyayı güç istemi yürütür.
Sayfa 50
Krallık, kendisiyle birlikte, yasaları temellendiren Tanrı düşüncesini de ayakta tutuyordu. Cumhuriyetse, kendi başına ayakta durmaktadır, cumhuriyette yaşama biçimi buyruklarla sınırlanmamalıdır.
Sayfa 48
Kartonpiyer dediğin şey basgitar gibidir; yokluğu büyük kayıptır, varlığını fark etmezsin bile.
Sayfa 107 - KartonpiyerKitabı okudu
Dünyadaki kaynaklar sınırlıymış, tükenmek üzereymiş, üretimin tüm aşamalarında korkunç bir emek sömürüsü yaşanıyormuş, doğa bir daha düzelmeyecek şekilde yok oluyormuş, tüketim çılgınlığına dahil olmak için kıçımızı yırtarken tüm insani değerler bir bir yozlaşıyormuş; sevgi, saygı, merhamet, dayanışma, paylaşma, aşk, onur, haysiyet beş paralık oluyormuş kimin umurunda... Umurunuzdaysa tüketmeyin oğlum, tüketmeyin; bırakın yıkılsın kapitalizm.
Sayfa 8 - ÇöplükKitabı okudu
Reklam
Kitab-ı Mukaddes’e göre Kutsal Ruh, Meryem Ana’nın kulağına fısıldadığı anda Meryem Ana hamile kaldı. Ona göre, kulaklar vajinaydı. Tek bir yanlış fikir duyduğunda, masumiyetini yitiriyordu insan. Tek bir detay, çok şey demekti ve insanın hayatı kararıyordu. Bilgi yüzünden insan aşırı dozdan ölüyordu.
Her insan bedeninin çürüyeceğini bilir ve bundan korkar. Ama çoğu insanın ruhu gövdesinden önce çürür; nedense bundan kimse korkmaz!
Sayfa 236Kitabı okudu
İnsan soyu zayıf, kırılgan, ölümlü, her türlü hastalığa, kazaya, acıya açık ama kendini avutarak yaşıyor, bunları unutuyor. İşte anahtar kelime bu; hayatın özü, büyük sırrı; olmazsa olmazı: Unutmak. Eğer unutmak diye bir şey olmasaydı, yaşam da olmazdı. İnsan, unutmadan hayatını sürdüremez.
İnsan düşüncesinin bir anlam taşıyabilecek biricik tarihini yazmak gerekseydi, yapılacak şey birbirini kovalayan pişmanlıklarının ve güçsüzlüklerinin tarihini yazmak olurdu.
Derin duygular da büyük yapıtlar gibi bilinçli olarak söylediklerinden daha fazla anlam taşır her zaman.
222 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.