Eren Dogan

Si tu souris, c'est le part d'ete. Si tu me touches, c'est l'enfer qui marche derrier nous. Tu m'as demandé est-ce qu'il y a du jour, est ce qu'il y a de la nuit. Je t'ai repondu d'en regardes bien, tu vas le voir.
Reklam
— Je ne vois rien ici que vous, Lavinia, lui dit-il avec force ; je n’entends de voix que la vôtre, je ne respire d’air que votre souffle, je n’ai d’émotion qu’à vous sentir près de moi. Savez-vous bien que je vous aime éperdu- ment ? Oui, vous le savez ; vous l’avez bien vu aujourd’hui, et peut-être vous l’avez voulu. Eh bien ! triomphez s’il en est ainsi. Je suis à vos pieds, je vous demande le pardon et l’oubli du passé, le front dans la poussière ; je vous demande l’avenir, oh ! je vous le demande avec passion, et il faudra bien me l’accorder Lavinia ; car je vous veux fortement, et j’ai des droits sur vous… — Des droits ? répondit-elle eu lui retirant sa main. — N’est-ce donc pas un droit, un affreux droit, que le mal que je t’ai fait, Lavinia ? Et si tu me l’as laissé prendre pour briser ta vie, peux-tu me l’ôter aujourd’hui que je veux la relever et réparer mes crimes ? »
Yıldız büzüştükçe, yüzeyi yakınındaki çekim alanı gittikçe şiddetlenir ve ışık konileri daha çok bükülürler. Bu da ışığın yıldızdan kaçmasını zorlaştırır ve uzaktaki bir gözlemciye göre ışık daha sönük ve kızılımtrak görünür. Sonunda yıldız belli bir kritik çapın altına düşünce yüzeydeki çekim alanı o denli şiddetli ve ışık konisi o denli bükük olur ki, artık ışık kaçamaz (Şekil 6.1), Görelik kuramına göre hiçbir şey ışıktan hızlı gidemeyeceğinden, eğer ışık kaçamıyorsa, hiçbir şey kaçamaz; her şey, kütlesel çekimin etkisiyle geriye döner. O halde öyle birtakım olaylar, uzay-zamanının öyle bir bölgesi vardır ki, ondan kaçılıp uzaktaki bir gözlemciye ulaşılamaz. Bugün kara delik dediğimiz işte böyle bir bölgedir. Kara delikten çıkmayı kıl payı başaramayan ışık ışınlarının yollarının kesiştiği sınıra ise olay ufku denir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Bir yıldızın oluşumu, büyük bir miktar gaz (çoğunlukla hidrojen gazı) kütlesel çekim kuvveti etkisinde kendi üstüne çökmesiyle başlar. Gaz kütlesi büzüştükçe, atomları gittikçe daha sık ve daha büyük hızlarla birbirlerine çarpar ve böylece gaz ısınır. Sonunda gaz öyle sıcak olur ki, hidrojen atomları çarpışınca sıçrayacakları yerde birleşerek helyum atomları oluştururlar. Denetim altında patlatılan bir hidrojen bombasına benzeyen bu reaksiyonda salınan ısı, yıldıza parlaklığını verir. Bu fazladan ısı aynı zamanda gazın basıncını artırarak, çekim kuvvetini dengeler ve gazın büzüşmesi durur
― C’est bien. Mais pourquoi cet homme a-t-il volé? Pourquoi cet homme a-t-il tué? Voilà deux questions auxquelles ils ne répondent pas.
Reklam
Reklam
326 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.