Bu gece zihnimi kusasım var satırlara,
Hapsedesim..
Yokluğuna bulanan hayallerimi bir bir uğurladım yıldızlara,
Arkalarından kol bile salladım:
Ruh'um dingin,
Bedenim kolay yorulmasa da ağır; yokluğun kadar hem de.
Hatta kafamdan bile,
Bile bile, bilmemeyi o kadar isterdim ki
İçimdeki çocuk sustu,
Konuşmak istemiyor seninle bu gece..
Ben onu hunharca şımartıyorum,
Tıpkı varlığında şımardığım gibi..
O kadar ciddileştim ki sen yokken,
Ben bile çekemiyorum şimdi kendimi,
Bile bile..
🎶🎶🎶🍷Elley Duhe ❤️ Middle Of The Night
HZ. ÂİŞE (ra) ve EVLİLİĞİ MESELESİ...
Mesud Özbilir Hoca'nın da gayet vuzuhla ifade ettiği gibi "evlilik yaşı" meselesinin "18"e tapulanması çok sonraki Avrupalı bir iştir. Bizim Müslüman memleketimizde, daha babalarımız çağına uzandığımızda dahi, bu işin daha erken yaşlarda olduğunu hepimiz biliriz. Aşağıdaki yazı Mesut Hocama aittir:
- "Hz.
insanlar ne derse desin, ne yaparsa yapsın, ben iyiliğe mahkûmum. tıpkı zümrüt yeşilinin, altın renginin ya da morun hep söylediği gibi: "kim ne derse desin, ne yaparsa yapsın, kendim olup gerçek renklerimi göstermek zorundayım."
Alınmış her darbe daha da güç verir ....
İşaret koymak sana has değil, bunu başkaları da yapar, bil istedim ....
Ama beni tanımıyorsun ve ben artık alınmayı bırakalı çok oldu ....
Aslında ne biliyormusun ??
Birine güveniyorsun; dalını kırıyor, bir başkası kolunu kırıyor, bir diğeri kalbini kırıyor ve sen insanlara güvenmeyi bırakıyorsun; ta ki karşına tam güvenilecek biri çıkmışken, sen de tutup onu harcıyorsun, hiç tereddüt etmeden, pervasızca kırıyorsun ruhunun kanatlarını; ki bu en acımasız darbe ....
Ama farkında olmadığın bir şey varsa; o da ruh ölümsüzdür, yani tıpkı bir kertenkele gibi, yeniden onarır kendini yada anka kuşu gibi küllerinden yeniden doğar....
Tabi ki her ruhun yapabileceği bir beceri değildir bu, aksi takdirde ne farkımız olurdu birbirimizden ....
Gölge Yazardan Alıntı
14.06.2024
Seni artık tanıyamıyorum. Çünkü insanlar değişir düşünceler değişir, sen değişirsin tıpkı değiştirdiğin ben gibi
16 Haziran Babalar Günü
Bugün,
Her tarafı terör örgütleriyle çevrili bir ülkede vatan sevdasıyla yüreği tutuşan ve bu uğurda semaya yükselen asil şehitlerimizin,
Bir madende hakları elinden alınarak çalışan ve tedbirler alınmadığı için adeta ölüme sürüklenen emekçilerimizin,
Dizlerine kadar karın geldiği günlerden alınlarından ter akan günlere dek çalışmaya devam eden işcilerimizin;
Bize eğiterek bir yerlere getirmeye çalışan öğretmenlerimizin;
'Giderlerse gitsinler' dediğimiz ama en ufak hastalıkta şifayı bulmak için bizim onların yanına gittiğimiz doktorlarımızın;
Gencecik yaşta yaşanacak o kadar güzel günlere rağmen toprağın altında yatan babalarımız,
Önce sizin babalar Gününüz Kutlu Olsun.
İyisi vardır kötüsü vardır ama ben buradan iyi babalara yönelik yazıyorum bunu:) Çocuklarınız yani bizler sizlerin kendi içinizde verdiğniz o yaşam mücadelesini bizzat görüyoruz. Hayatın bu gelgitleri arasında savrulup giderken bizlerin en iyi yerlere gelmesi için var olduğunuzun da farkındayız. Kavgaların, gürültülerin yalnızca birbirimizin iyiliğini istediği için olduğunu biliyoruz. Küçükken düştüğümüzde kaldırdığınız gibi büyüyünce düşerken yanımızda olacağınıza eminiz.
Toplumun tıpkı kadınlar üzerinden dayattığı bu baskılardan sizin de nasiplendiğinizi ve bunun ne kadar ağır olduğunu da anlıyoruz.
Bırakın hayat aksın, bırakın zaman geçsin... Kötü insanlar ve kötü anılar şu hayat atlasında cirit atsın.
Bugün babalar günü, HAKKINI VEREREK baba olanların babalar gününü kutluyorummm ♥
unutmayın çocuklarınız sizin kaleminizden çıkma eserlerdir.