Şimdi oturduğum evde, ben gökyüzü ile yeniden tanıştım. Eskiden de benim için bir gökyüzü vardı. Şimdi evimdeki bal­kona çıktığım zaman, yıllardır gökyüzünü nasıl da tanımadığımı anladım. Onu, olabildiğince geniş bir plandan görüverince, yüre­ğim ağzıma geldi. Meğer ne muhteşemmiş dedim. İşte hayat da böyle. Küçücük pencerelerden gördüklerimiz, aslında hayatı bize tanıtmaya yetmiyor. Tıpkı gökyüzü gibi, ha­yata da geniş pencerelerden, yüksek balkonlardan bakmak gere­kiyor. Bu yüzden gücüm yettiğince, bu farklı ve geniş pencereler­den gördüklerimi, duyguları da hiç atlamadan göstermeye çalışıyorum insanlara. Pencereler çoğaldıkça yükselecek, ufuk daha net görülecek.
Tragedya
İşte böyle rahattır tragedya. Rahattır, emindir... Oysa ki bir dram olsaydı, hainler, amansız kötü kişiler, ezilen mazlumlar, öç almalar, fedakarlıklar ve ümit parıltıları arasında, ölmek ne kadar güç olacaktı. Tıpkı bir kaza gibi. Belki de iyi kalpli genç jandarmalarla birlikte, tam zamanında yetişecek, böylelikle kahraman da kurtulacaktı. Tragedyada ise böyle bir imkan yok. Biz bizeyiz. Yani kısacası hepimiz masumuz. Biri ölüyormuş, öbürü öldürüyormuş, ne çıkar bundan? Bu sadece bir rol taksimi meselesi. Tragedyada ümit yok. Onun için herkes rahat. İnsan tragedyada kapana kısılmış bir fare gibi kıskıvrak bağlıdır. Sırtında bütün kâinatın yükü, bağırıp çağırmaktan başka elinden hiçbir şey gelmez. Ne ağlamak, ne de sızlanmak sadece bağırmak. Söylenecek olanı, o ana kadar hiç söylenmemiş olanı, belki de daha hiç düşünülmemiş olanı bağırmak. Dramda insan çırpınır durur. Çünkü her an kurtulma ümidi vardır. Bu sefil, haris bir duygudur. Tragedya asildir, krallara göredir.
Reklam
Fıransisko diyankonyo
“İkisinin de aynı konu olduğu hiç aklınıza geldi mi? Paranın maddesel kaynaklardan geldiğini, zihinsel bir kökü ve anlamı olmadığını düşünen insanlar, aynı zamanda ve yine aynı sebeple, seksin de fiziksel bir kapasite olduğunu, zihinle, seçenekle ve değer sistemleriyle ilgili olmadığını düşünürler. Bedeninizin bir arzu yarattığına ve seçimi sizin
Sayfa 236 - PegasusKitabı okudu
672 syf.
·
Puan vermedi
·
14 günde okudu
Dördüncü kanat inceleme
Dördüncü Kanat
Dördüncü Kanat
Kitap.treni
Kitap.treni
Herkese sellaaaaaam: Nasılsınız bakalım. Sonunda efsaneeee bir kitap olan (bu yılda okuduğum en iyi kitaplardan) DÖRDÜNCÜ KANAT'ın yorumuyla buralardayım. İsterseniz sizi daha fazla heyecanlandırmadan yorumumuza başlayalıım. . . . #kitapyorumu Kitabımızın ana karakteri olan Violet yaşadığı yerin tüm karmaşasına rağmen kendini kitaplara adamış biri olarak hayatını Katipler Bölüğü'ne girerek şekillendirmek istiyor fakat annesi bir general ve kızının da tıpkı diğer 2 kardeşi gibi Biniciler Bölüğü'nde olmasını istiyor ve kızımız kendini ejderha binicilerinin arasında buluyor. Bu dünyaya alışık olmadığından burada hayatta kalabilmek için mücadele ediyor. Burdaki öğrencilerin tek bir amacı var o da ejderhalarla bağ kurmak. Bu kitapta kızımızın bu dünyaya (Biniciler Bölüğü) adapte olmaya çalışmasını ve verdiği mücadeleleri okuyoruz. Çoğunuzun bildiği gibi bu kitap bir kaç ay önce baya popüler olmuştu ki hala öyle. Ben de en sonunda bu kitaba şans vermeye karar verenler arasına girdim. İyi ki bana bu kitabı önerenleri dinlemişim diyorum. Bir kitap nasıl bu kadar mükemmel olabilir hala aklım almıyor :)) Kitabın konusundan tutun işlenişine kadar her bir ayrıntısı ayrı güzel. Eğer ki aranızda okumayanlar varsa en kısa sürede okumalılarrr :)))) Sevgili olimpos yayınları size sesleniyorum noolur 2. kitabı en kısa sürede çıkartın lütfeeen. :))) . . . #kitapalıntısı ''Zihnin yanıtı zaten biliyor, o yüzden sakinleş ve zihninin hatırlamasına izin ver. Babam bana hep böyle derdi.'' . #dördüncükanat #ejderha #rebeccayarros #olimposyayınları #book #kitap #fyp #bookstagram #bookstagrammer
Dördüncü Kanat
Dördüncü KanatRebecca Yarros · Olimpos Yayınları · 20232,556 okunma
147 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
4 günde okudu
Fakir Baykurt'un okuduğum ilk kitabıydı. Başlarda dili dolayısıyla kitabın içine girmeye zorlandım. Ağır olduğu için değil, fazlasıyla duru ve hafif olduğu için. Her yaştan insan ve her düzeyden okur rahatlıkla okuyabilir. Kitapta eski Türkiye'yi görüyoruz fakat bir şeyler hâlâ o kadar aynı ki... Başta bize umut veriyor. Mustafa
Eşekli Kütüphaneci
Eşekli KütüphaneciFakir Baykurt · Literatür Yayınları · 201024 okunma
"Zulüm bizdense, ben bizden değilim"
BİR ŞEYLERİ DEĞİŞTİRMEK ADINA, Rachel insanlığının bedelini ödemiş bir kahramandır. Rachel Corrie Mart 2003 tarihinde iki İsrail buldozerine karşı 3 saatlik direnişi sonrasında İsrail dozeri tarafından ezilerek katledildi. 16 Mart geldi mi gözlerimiz yaşarır Rachel Corrie'yi düşünerek. Vahşete karşı sessiz kalan küresel güçlerin bir ferdi Rachell. Ruhunun güzelliğini ile dünyada ses olan Rachel'lerin sayısı her geçen gün azalıyor Rachel Corrie nin şu sözlerinde anlam buluyor her şey; "Canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi, dünyanın böyle korkunç bir hâle gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek." "Zulüm bizdense, ben bizden değilim" Ben Diğer çocuklar için buradayım. Buradayım çünkü önemsiyorum. Buradayım çünkü her yerde çocuklar ıstırap çekmekte. Çünkü kırk bin insan her gün açlıktan ölmekte. Buradayım çünkü o insanların çoğu çocuklar. Anlamalıyız ki, fakirler hep yanımızda ve biz onları görmezden geliyoruz. Anlamalıyız ki, bu ölümler önlenebilir. Anlamalıyız ki,üçüncü dünya ülkelerindeki insanlar da tıpkı bizim gibi düşünür, endişelenir, güler ve ağlar. "Canımı yakıyor, geçmişte de yaktığı gibi, dünyanın böyle korkunç bir hâle gelmesine göz yumuşumuza tanıklık etmek." "Zulüm bizdense, ben bizden değilim" Rachel Corrie
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.