Şurada gaddar tiranlık, burada kör teslimiyet. Hangisi hangisinden türüyor? Tiranlık, alçak yerlerden, yumuşak topraklardan başka toprakta büyümeyen bir ağaç mı? Yoksa, teslimiyet, üzerinde dikenden başka bir bitki yetişmeyen terkedilmiş bir arazi mi?
Ben Robot
Eğer günün birinde kamu idareciliği yapabilecek bir robot üretilirse, bu işi herkesten iyi kıvırır. Robotbilim Kanunları’na göre insanlara zarar vermez, tiranlık edemez, rüşvet alamaz, önyargılı davranamaz, saçma sapan kararlar çıkartamaz. Ve dönemini başarıyla tamamladıktan sonra ölümsüz olsa bile görevini başkasına devreder, çünkü insanlara bir robot tarafından yönetildiklerini itiraf ederek gururlarını kırmaz. Robotlar bu iş için biçilmiş kaftandır.
Sayfa 205 - İthakiKitabı okudu
Reklam
“Yasaların bittiği yerde tiranlık başlar ”
Yunan tiranlığının işlevi geçiciydi. Tiranlık. aristokrasİ yönetiıninde zorla bir gedik açarak orta sınıfa. demokratik devrimin son aşaması için güçlerini sağlaıniaştırma olanagını verdi; bu aşamaya tiranitğın kendisinin devrilmesi de dahildi. Tirantığın Yunan geleneğinde hemen hemen oy birliğiyle suçlanmasının nedeni budur. Önce aristokratlar tarafından. ilerici olduğu için. daha sonra da demokratlar tarafından geric iliğe dönüştüğü için suçlanınıştı.
516 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 6 days
Marquis De Sade, kimine göre deli, kimine göre dahi; kimine göre sapık, kimine göre gerçekçi, ama bence en çok bir filozof. Tıpkı diğer filozoflar gibi bir öncü. Bir fark yaratmanın bedelini de ödemiş elbette. Kapatılarak. Her türlü haneye konuk olmuş. Konuklukları bir ölümle sonuçlanmama sebebi elbette zengin nüfuslu aristokrat bir aileye mensup
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)
Aline ve Valcour: Felsefi Roman (1. Cilt)Marquis de Sade · İthaki Yayınları · 202317 okunma
Cezaların en kötüsü ve en tehlikelisi olan hapishanenin, adaletin en eski suistimal yollarından başka bir şey olmadığını, bu adetin daha sonra despotizm ve tiranlık tarafından daha ileri taşındığını bilmiyor musun?
Sayfa 419 - İthaki Yayınları. 1. Baskı. Temmuz 2023. Çeviren: Birsel Uzma.
Reklam
Tek adam yönetimin doğru formu monarşi, sapkın yada kötü formu tiranlik ve zorbalıktır.
Timokrasidaki yöneticiler parayı rahat rahat harcamak için kanunları değiştirirler. En sonunda da kimse yasaları dinlemez olur. O zaman paraya daha fazla değer verirler. Böylece oligarşi geçilir. Oligarşi devletin başında zenginlerin bulunduğu yönetim şeklidir. İşi bilmeden sadece zengin olanların yüksek mevkiye geldiği bir sistem doğar. Halk bölünür. Fakirliğin olduğu yerde hırsızlık ve pek çok ahlaksızlık ortaya çıkar . Oligarşi sonucu fakir düşen halk ile zenginler arasındaki uçurum büyür. İç karışıklıklar çıkar. İşte bu karışıklıkta fakir halk kazanırsa demokrasi ortaya çıkar. Oligarşiyi nasıl en sevdiği şey zenginlik düşkünlüğü yıkıysa demokrasiyi de özgürlük düşkünlüğü yıkar. Özgürlüğe doymuş devletin başındakiler İçki sunmayı bilmeyen sakilere döndüler mi bir sarhoşluk alır herkesi. Devlet herkese istediği özgürlüğü veremeyince kavgalr başlar. Bu noktada tiranlık gelir. Demokrasilerde büyük kısmı eğitimsizler oluşturur pek azı başa gelir ama her yerde gösterirler kendilerini, halk ise en güçlü kısım onlar olmalarına rağmen baldan pay aldıkça birleşmeyi akıllarına bile getirmezler. Bastakiler halkın kendilerine kul köle olduğunu görünce yurttaşların kanına girmeden duramaz. Lekeleme yolunu tutar. Halka iyi şartlar verileceği vaadinde bulunur . Ama halk yağmurdan kaçarken doluya tutulur ve gerçek zorbalık altında ezilir.
J.K Rowling romanı Harry Potter ve Ölüm Yadigarları ise zulüm ve direnişle ilgili bir hesaplaşmadan bahseder. Eğer siz, arkadaşlarınız ya da çocuklarınız bunu ilk okuduğunuzda bu gözle bakmadıysanız, o halde bu kitabı alın ve bir kez daha okuyun.
Sayfa 55 - Olvido KitapKitabı okudu
56 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Enfes bir kısa öykü! Ara ara elimin gideceği, tekrar tekrar okumaktan keyif duyabileceğim çok güzel bir eser. Anarşi ve anarşist kavramlarına bambaşka bir bakış açısı! İki kişinin kendi arasında yaptığı bir sohbetin, diyalektik, soluksuz okunacak bir düşünsel yolculuk olarak sunulmasını çok sevdim. Üstelik öyle güzel akıyor ki bağlamsal olarak da, karakterlerin bakış açısı ile de vermek istediği güçlü fikri benimsetmeyi başarıyor. Özellikle tiranlık meselesi ve ele alınış biçiminden derinden etkilendim. Anarşizm söz konusu olduğunda bireyi ve toplumu çözmenin, anlamanın, yaşama uygulayabilmenin bambaşka yönleriyle karşılaşıp, düşünmenize sebebiyet veriyor. Bugün birçok şeyi bize gösterildiği gibi düşünüp, sadece dar çerçeveler üzerinden elimizdeki resmi sığdırmaya çalışıyoruz ona. Herkes kendi fikirlerinin arkasında durmayı, kendi ihtiyacına yönelik çerçeve bulmayı/yapmayı bilmeli sonunda. Fikirler ve aksiyonlar dileriz….
Anarşist Banker
Anarşist BankerFernando Pessoa · Can Yayınları · 20201,479 okunma
Reklam
Kral, tiran, devlet adamı, yönetici, efendi, akıllı, doğru hep aynı şeydir. Krallık, tiranlık, devlet işleri, efendilik, doğruluk ve akıl bilgisi de aynı bilgidir.
Son 150 yılda Batılı olmayan toplumlar çeşitli sömürü ve müdahalelere maruz kalmışlardır. Emperyalizm (istimar), tiranlık (istibdat), ekonomik sömürü (istismar) ve kültürel kolonyalizm (istihmar), 3. dünya halklarında derin yaralar açarak “modernizasyonun” sözde kaçınılmazlığını meşru kılmıştır. Dolayısıyla 3. dünyanın modernizasyonu, özel mülkiyet ile başlayıp, makineleşme ile güçlenen sürecin tarihsel uzantısından başka bir şey değildir. Makinenin zorunlu olarak ürettiği artı ürün, ulusal sınırların dışına çıkarak dünya pazarlarına açılmayı gerektirmektedir. 18. yüzyılda kapitalistler makinelerin, teknoloji ve bilimin kontrolünü ellerine geçirdiklerinden beri insanın kaderi belirlendi. Dünya yüzündeki her insan, üretilmiş malları tüketmek için bir tüketiciye dönüştürülmeliydi. Asyalı ve Afrikalılar üretim fazlası Avrupa mallarını tüketmek zorundaydılar.48
Yavuz Sultan Selim’in, İran Şahı İsmail’e gönderdiği mektuplar. "Ben ki, Osmanlıların hükümdarı, gazilerin serdarı, kahramanların efendisi, bütün iman düşmanlarını yıkan, ezen yüzyılımızın firavunlarına, zalimlerine dehşet saçan, kibirli ve zalim Kralların önünde baş eğdiği, Sultan Murat Han oğlu, Fatih Sultan Mehmet oğlu, Sultan Bayezıd
Tiranlıktan mustarip olan her kişi, boyun eğme zincirinde yöneten/yönetilen olarak iki ayrı grup oluşturmaktan ziyade, bir sosyal topluluğun tamamının iliklerine dek işleyerek, her bireyin bir başkasına tiranlık yapma iznini kendini tanıma zevkiyle kendinden geçtiği bu suç ortaklığı zincirinde birbirinden intikam alır.
Sayfa 42 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
Homm.
Tiranlık piramit biçiminde bir boyun eğişin yapılandırılmasıdır. Herkes hiyerarşik üstüne kaygıyla itaat eder ve bu, tiran yalnızca kendi karar verici olarak kalana dek aşağıdan yukarı devam eder. Ama bu dikey gösterim suç ortaklığının yatay zincirini ve bir tiran yönetimindeki insanların birbirlerine adeta zevkten esriyerek takdim ettikleri acıma duygularının rolünü maskeler. Bir tiranin bize zorbalık etmesine tahammül ederiz çünkü bir başkasına tiranlık etme zevkini kendimize hak görürüz: "Tiran uyruklarını birbirlerine kırdırarak kulluklaştırır. " Tiranlığı ayakta tutan "demokratik" yapısıdır.
Sayfa 42 - Cogito / YKY YayinlariKitabı okudu
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.