Desem ki vakitlerden bir nisan akşamıdır
Rüzgarların en ferahlatıcısı senden esiyor
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini
Ormanların en kuytusunu sende görmekteyim
Senden kopardım çiçeklerin en solmazını
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm
Sende tattım yemişlerin cümlesini
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;
Nimettensin, nimettensin.
...
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi fark edemezsen
Rüzgarların nehirlerin kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme müsterih ol
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gök kubbede
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.
İnsanlar acıyla büyür. Yaşam, bedende değil ruhtadır. Ölüm yalnızca bedenden kurtuluştur. Zihninizde neyin bedensel olmadığını ayıklayın. Gelecek için endişe etmeyin çünkü gelecek diye bir şey yoktur. Sadece şimdi vardır. Onun için yaşayın.
" Çünkü ben bu dünyanın nasıl bir yer olduğunu görünce üstüme öyle bir hüzün çöktü ki altında bir çiçek gibi ezildim. Onun içinde bu masmavi dünyada ne kokum kaldı ne de rengim. Ben bir defterin iki sayfası arasında değil milyonlarca insanın arasında kurutulmuş bir çiçeğim. "