21 Eylül 1919 tarihinde, Balıkesir’in kuzey bölgesinde başlayan birinci Anzavur İsyanı, 16 şubat 1920’de yine aynı bölgede ikinci defa başgösterdi. Bu iki isyan, askerî birliklerimiz ve millî müfrezelerimizle bastırıldı. 13 Nisan 1920 tarihlerinde Beypazarı‘na kadar yayıldı. Bu sırada Anzavur, 11 Mayıs 1920’de top ve makineli tüfeklerle donatılmış beş yüz kişilik bir kuvvetle, üçüncü defa olarak Adapazarı ve Geyve dolaylarında zayıf bir millî müfrezemize saldırmak şekliyle yine ortaya çıktı. Anzavur, gönderdiğimiz millî müfrezelerimize, düzenli ordu birliklerimize durmadan saldırdı. 20 Mayıs 1920 tarihinde, Geyve Boğazı yakınlarında yenildi ve kaçmak zorunda kaldı.
Düzce dolaylarındaki isyan olayı önemliydi. Abaza ve Çerkesler’den meydana gelen dört bin kişilik büyük bir kalabalık, Düzce’yi basarak hapishaneleri boşalttılar ve çarpışma ile oradaki süvari müfrezemizin silâhlarını aldılar. Hükûmet memurlarını ve subayları hapsettiler.
Türk ve dünya tarihine "Çanakkale Muharebeleri" olarak geçen ve tarihte benzeri az olan bu hadise, 28 Temmuz 1914'te başlayan ve 1918 Ekim sonunda biten Birinci Dünya Harbinin özel ve önemli bir faslıdır. Bu muharebeler, 19 Şubat 1915'te ve Çanakkale Boğazı'nın Ege Denizine açılan ağzına karşı Ingiliz ve Fransız
3 Kasım saat 21:00'den itibaren, Budapeşte tamamen kuşatılmıştı. Yüzlerce saldırı tankı yavaşça başkente doğru ilerliyordu. "Bir saldırıya koz vermemek amacıyla" yerel Macar kumandanlar ve isyancı grupları ateş açmama eri almışlardı. Sabah saat üçle dört arasında bir taşra İhtilalci Kurulu temsilcisi Sovyet birliklerinin
Silahlı Mukavemet
assas biçimde hazırlanan ikinci Sovyet müdahalesi birincisinden daha etkin oldu. Olayın çözümü BM Özel Komisyonu raporundan şu şekilde özetlenebilir: 3 Kasım saat 03:00'te Budapeşte'yi kuşatan Sovyet tankları Soroksar Caddesi'nde, ağır sanayinin merkezi Csepel Adası'nı ikiye bölerek Tuna'nın sol
18 Nisan Çarşamba
Berlin sürekli bombalanmakta, şehrin göğü kızıl renge bürünürken Başbakanlık binası da alev alev yanmaktadır. Sovyet birlikleriyse Berlin’e doğru süratle ilerlemeye devam etmektedirler. Hitler’in Propoganda Bakanı Goebbels’i bakanlığın merdivenlerinde yakalayan bir gazeteci Goebbels’in yanına sokuldu ve “Roosevelt öldü!” dedi.