..Toplumsal roller, ailevi roller, akrabalık rolleri, cinsiyet rolleri binlerce yılda edindikleri esneklik sayesinde çok farklı toplumlarda, çok farklı kültürlerde bile insanlara ne yapacaklarını nasıl yapacaklarını, kimle yapacaklarını, karşılığında ne bekleyebileceklerini, derdi, acıyı, keyfi, eğlenceyi nasıl paylaşacaklarını, nerede kendisine
İstanbul Sözleşmesi
İstanbul Sözleşmesi...
Okudum, anladım. Anlamadım.
O kadar anladım ki ancak dil bilgisine gayet dikkat edilmiş (hatasız demiyorum) bir metin olduğunu söyleyebiliyorum.
O kadar anlayamadım ki herhangi bir yaptırımı olmayan, çok önemli maddelerine “çekince” koyulabilen, taraflardan birinin istediği zaman tek taraflı olarak fesih edebileceği bir
Woolf
Virginia Woolf (d. 25 Ocak 1882 - ö. 28 Mart 1941), İngiliz yazar ve modernist edebiyatın önde gelen figürlerinden biridir. Eserleri arasında romanlar, kısa hikayeler, denemeler, günlükler ve eleştirel çalışmalar bulunur. Woolf, çağının geleneksel edebi kalıplarını sorgulayan ve yenilikçi bir yazı stili geliştiren önemli bir yazardır. sanatsal ve entelektüel bir aileden gelmektedir. Kadın hakları, cinsiyet rolleri ve toplumsal eşitlik gibi konular, eserlerinin merkezinde yer alır. Özellikle kadın deneyimini ve psikolojisini derinlemesine ele alarak, iç monologlar ve bilinç akışı tekniğini kullanarak karakterlerin iç dünyalarını ortaya koyar. En ünlü eserlerinden bazıları arasında "Mrs. Dalloway" (1925), "To the Lighthouse" (Deniz Feneri) (1927), "Orlando" (1928) ve "A Room of One's Own" (Kendine Ait Bir Oda) (1929) yer alır. Bu eserler, feminist teori ve modernist edebiyatın önemli örnekleri olarak kabul edilir. Virginia Woolf, aynı zamanda "Bloomsbury Grubu" olarak bilinen entelektüel bir topluluk olan Bloomsbury Çemberi'nin üyesiydi. Bu grup, edebiyat, sanat ve felsefe alanlarında etkili olmuş ve modernist hareketin gelişimine katkıda bulunmuştur.
Woolf, ruhsal sağlık sorunlarıyla da mücadele etmiş ve 1941 yılında depresyon nedeniyle yaşamına son vermiştir. Ancak, edebi mirası günümüzde hala değerli ve etkili olarak kabul edilmektedir.
Aile kavramıyla, toplumsal cinsiyet tanımları ve pratikleriyle, günlük hayatımızda bize roller biçen bütün etiketlerle derdim var.
Medya programcıları gündemi ve gündem üzerinde ne kadar süreyle düşünülmesi gerektiğini belirleyerek, yeni duyarlıklar üretmeye koyulmuş yayınları öne çıkararak algıyı yönetmek istiyorlar. Bununla birlikte, yoğun bir tartışma programında bile hemen her kanalda ekrana birden dolarların ya da para sayma makinelerinin gelişi de ilginç. Böylece,