Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplumsal yozlaşma, içinde geliştiği ortamın rengini alır.
Sayfa 17 - Žeplin KitapKitabı okudu
Aşk egoyu Yener adlı 1 bölümde insanla bireysellikle hayatın anlamı ile ilgili yazılar yer alıyor . Memleketimizdeki günlük Hayatlar önceki kuşaklardan kalan değerlerin etkisi ve yozlaşma gibi konulardaki yazılardan ise Derya'dan habersiz mahirler bölümü ortaya çıktı . Barış çığlığı adlı bölüm evrensel kültür ve insanlığın ortak değerleri ile
Reklam
18. yüzyılda resmi gösteriler, izinli şenlikler, Hıristiyanlaştırılmış tören düzeni öncelikle şehirlerde, geleneksel eğlenceleri alt etti. Teşebbüsün ucu ister istemez, karnaval zamanı danslarla, oyunlarla, şölenlerle ‘iğrenç bir yozlaşma’ sergilemekle suçlanan gençlik birliklerine, yarışmalarına, oyunlarına, krallarına, geçici kurallarına ve charmerı’lerine de dokundu. 17. ve 18. yüzyılda o güne dek hiç olmadığı kadar toplumsal yapıya sızan devlet, bu tür grupların kısmi ve sınırlı da olsa bir nüfuza sahip olmasını hoş göremezdi artık.
Son elli yıla baktığımız zaman siyasi yapıdaki yozlaşma toplum bilincinin gelişmesi yönünde olmadı. Bu da araştırmayan, okumayan, her şeye inanan ya da erkek tarafından baskılanan bir kadın modeline doğru gidişi yarattı. Bu toplumsal gidişat, ensestin yarattığı felaketlerle beraber son dönemde aile içi şiddette de yansımalarını gösterdi. Türkiye'de 2014 yılında 294 kadın öldürüldü. Şiddetin 6 gün "çalıştığını", sadece 1 gün "tatil yaptığını" ortaya koyuyor bu rakam. Yani şiddet 7 günün 6'sında eylemdeydi.
Doğan KitapKitabı okudu
Son elli yıla baktığımız zaman siyasi yapıdaki yozlaşma toplum bilincinin gelişmesi yönünde olmadı. Bu da araştırmayan, okumayan, her şeye inanan ya da erkek tarafından baskılanan bir kadın modeline doğru gidişi yarattı. Bu toplumsal gidişat, ensestin yarattığı felaketlerle beraber son dönemde aile içi şiddette de yansımalarını gösterdi.
Doğan KitapKitabı okudu
Osmanlı-Türk toplumsal yapısını özgün bir tarihsel miras olarak yücelt­mek ve bunun üzerine bir 'bize özgü sosyalizm' tahayyülü inşa etmek, asıl Kemal Tahir'in ( 1910-1973) yoludur. Usta romancı, edebiyatının yanı sıra nesri ve sohbetiyle bu fikri işlemiştir. Osmanlı devleti, -elbette "yozlaşma" öncesinde-, sahiden "kerim devlet"tir ona göre: Sömürü yoktur. devlet artı­ğa kamu işleri için el koyuyordur. Devlet insancıl, adildir, emperyalist mütecavizlikten de uzaktır. Zaten Anadolu (Akdeniz-Ege havzası dahil) tarıma el­ verişsiz, verimsiz "cenabet" topraklardır, zenginleşmeye, servet birikimine, özel mülkiyetin teşekkülüne elvermez. Buraların tarıma elverişli tutulabil­mesi için hep devletin bayındırlık faaliyetine muhtaç olunmuş, o da mecbu­ren 'sosyal' devlet gibi bir karakter kazanmıştır. Ağalar, "köyde devletin gö­zü-kulağı" olan, devlet karizmasını kişileştiren alicenap despotlardır. Yorgun Savaşçı'da (1965) "feodal senyör değil bir çeşit memur" der ağa için. Batı'da­ kinin aksine "Doğu'da ağalık vermekledir" zaten. Devletin ve ağalığın zayıf­lamasıyla ortaya çıkan eşkıyalık, Kemal Tahir'in gözünde ezilenlerin başkal­dırısından ziyade yozlaşma emaresidir.
Sayfa 602 - İletişim Yayıncılık
Reklam
Polanyi'ye göre toprağın, emeğin ve paranın meta olarak tahayyülünün engellenmemesi "toplumun çöküşüyle sonuçlanır." "Sistem bir insanın emek gücünü kullanırken kendiliğinden, o etiketin iliştirildiği fiziksel, psikolojik ve ahlaki bir 'varlık' olan insanı da kullanmış olur. İnsanlar kültürel kurumların koruyucu kalkanından yoksun bırakılırsa toplumsal etkilere maruz kalarak bozulurlar; ahlaki yozlaşma, sapıklık, suç ve açlık gibi nedenlerle toplumdaki yerlerinden edilir, tükenirler."
Sayfa 67 - Özel Temellük ve Toplumsal Servet
Bir gerçek de şöyle ki; Eski hak kitaplardan var olup zamanımıza kadar gelen değiştirilmiş İncil ve Tevrat; Batı bunu kabul etmese de, insanlık için bu kitaplarda yanlış yönde saplantılar değişmeler vardır ve dolayısıyla ellerindeki değer ölçüleri de yanlıştır. Düşünce kriterleri bozuk olduğu için dünyayı kötü yönde etkilediler. İyilikten yoksun
Sayfa 19 - E-KitapKitabı okudu
…sömürgeleşme, kültürel yozlaşma, kötü Batılaşma gibi deyimlerle açıklanan protestolar salt bizim toplumsal tarihimize özgü değildir. Benzer süreci yaşayan bütün toplumlarda, benzer tepkilere rastlanır.
Üstelik, ülkede kültür emekçisi yok. Halk, derin bir uykuda. Cehalet hızla yayılıyor. Toplumsal yozlaşma ve yoksulluk artıyor, ülke hızla fakirleşiyor. Ahlaki, zihnî ve ekonomik çöküşe doğru hızla yol alıyoruz. Ülkenin yardımına ihtiyaç duyduğu eğitimli insanlar nerede?
Sayfa 108Kitabı okudu
133 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.