Velmal, Freya’yı bileğinden yakaladı ve onu geçide sürüklemeye başladı. Omzunun üzerinden son bir defa Tom'a baktı. Gözlerinde vahşi ve zafer kazanmış bir ifade vardı. Hemen arkasındaki Freya biraz daha bekledi ve o da Torna baktı. Duyduğu minnet, gözlerinden okunabiliyordu. Sonra Velmal geçidin içine daldı ve Freya’yı da beraberinde götürdü. Gözleri kör eden bir parıltıyla yok oldular.Tom, hâlâ açık olan geçide doğru koştu ve içeri baktı. “Hayır!” diye bağırdı. Annesini daha yeni bulmuşken bir kez daha kaybetmişti.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Kitabı açıp Torna gösterdi. Tom, kitabın sararmış sayfalarına bir göz attı. O kadar eskiydi ki yazılar birbirine girmiş, okunmaz hale gelmişti. Fakat Tom’un dikkatini çeken bir resim vardı: Biri kız, diğeri erkek iki gezgin. Kızın kısa, koyu renk saçları vardı. Oğlan ise sol elinde bir kılıç taşıyor ve tokası mücevherle süslü bir kemer takıyordu.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Aynı Adam
Ben dünyaya doğru yürümekle meşhurum kökten dallara yürüyen sular gibi Yürürüm kömür ocaklarına, çapalanan tütüne yürürüm hüzün ve ağrılar çarelenir. Dağların esmer ve yaban telaşından kurtula diye torna tezgahlarında demir. Yürürüm çünkü ölümdür yürünülmeyen yürürüm yürüyüşümdür yeryüzünün halleri Kanla dolar pazuları tarladakinin hızar gürültüsü içinde türkülenir bir öteki gökleri göğsümden aşırtarak yürürüm yağlı kasketimin kıyısında nar çiçekleri.
Ve o anda madenin girişi, dev bir patlamayla yerle bir oldu. Fıskiye gibi gökyüzüne yükselen toprak ve kaya parçaları, başlarına yağmaya başladı. Yerin derinliklerinden devasa bir yaratık çıktı. Canavarın karnından akan yapışkan madde, başında bulunan ve hastalıklı, yeşil bir ışık yayan taşlar yüzünden yemyeşil görünüyordu. Canavar, pörtlek gözlerini Torna dikti. Uzun, yapışkan vücudu, mavi bir zırhı andıran sert kabukla korunuyordu. İki yanından bir sürü ince bacak çıkan gövdesi, jilet kadar keskin görünen kıskaçlarla son buluyordu. “Trema,” dedi Tom yutkunarak. “Peşinde olduğumuz Canavar bu!”
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Freya önüne çıkan herkesi tekme ve yumruklarıyla yere sererek ilerliyordu. Ölümcül vuruşlarını gözle takip etmek çok zordu ama her bir darbenin sesi onun ne kadar kuvvetli bir savaşçı olduğunu Torna açıkça anlatıyordu. Eğer iyilik için savaşıyor olsaydı Tom ona hayran olabilirdi. Ama Freya gücünü neden masumlara zarar vermek için kullanıyordu? “Bizden ne istiyor?” diye sordu Dylar. Bu sorunun yanıtı Tom için son derece açıktı. Freya hızla sunağa doğru ilerliyordu. “Kalkanı istiyor,” dedi.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Krabb’ın dev gibi gövdesi, karşısında dikiliyor ama ona saldırmıyordu. Artık onda bir farklılık vardı sanki. Daha önce öfkeyle parlayan gözleri artık onu öldürmek ister gibi bakmıyor, kıskaçları ise az öncekinin aksine hareketsiz duruyordu. Canavarın yaralı kıskacından akmaya devam eden yeşil zehri görünce Tom her şeyi anladı. Velmal, Krabb’ı zehir sayesinde kontrol ediyordu! Ve Tom onu yaralayıp zehri akıtınca kötü büyü de onunla beraber yok olmuştu. Yeniden iyiye dönen Krabb da yerdeki inciyi alıp Torna vermişti. Tom böylesine muhteşem bir canlıyı yaraladığı için çok üzülmüştü, kendinden utanıyordu.
Beyaz Balina YayınlarıKitabı okudu
Reklam
322 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.