Bana bir Trabzon lazım birde Trabzonu anlayan🙂 Hayırlı cumalar , Mutlu sabahlar 🙃..
238 syf.
·
Not rated
·
Liked
Genç Erbakan ve Milli Görüş Tarihine Eklenebilecek Birkaç Şey..
Kitap Erbakan Hoca'nın ilk 43 yılını yani milletvekilli olduğu döneme kadar olan süreci anlatıyor. Başka kitaplarda bulamayacağınız belirli bilgileri içeriyor. Bunun sebebi yer yer Erbakan Hoca'nın Özel Kalemi İbrahim Titiz Bey'den de alıntılar yapıyor. Bunun haricinde Hoca'nın Medya danışmanları olan Mustafa Kurdaş ve Mustafa
Genç Erbakan
Genç ErbakanTacettin Çetinkaya · MGV Yayınları · 01 okunma
Reklam
Osmanlı hükümetinin, Doğu Anadolu vilayetlerinden bir buçuk milyon kadar Ermeni naklettirmiş olduğunu ve bunlardan altı yüz bin kadarının yollarda kısmen öldürülmüş ve kısmen de açlık ve sefaletten ölmüş olduklarını kabul edelim. Fakat Trabzon, Erzurum, Van ve Bitlis vilayetlerinin Ruslar tarafından istilası sırasında, oralarda oturan Türk ve Kürtlerden acaba ne kadarının Ermeniler tarafından en barbarca cinayetlerle öldürülmüş olduklarını ve ne kadarının göç sırasında telef olduğunu bilen var mı? işte biz haber verelim ki, bu yüzden ölen Türk ve Kürt'ün miktarı muhakkak bir buçuk milyonu geçer.
Sayfa 412Kitabı okudu
192 syf.
·
Not rated
I. Selim veya bilinen adıyla Yavuz Sultan Selim (d. 10 Ekim 1470 - ö. 22 Eylül 1520), Osmanlı İmparatorluğu'nun 9. padişahı ve 88. İslam hâlifesidir. "Hâdimü'l-Haremeyni'ş-Şerîfeyn" (iki kutsal caminin hizmetkârı) unvanına ve divan edebiyatındaki "Selîmî" mahlasına sahiptir. I. İsmail, bilinen adıyla Şah İsmail
Şehzade
ŞehzadeGökhan Çelik · Yediveren Yayınları · 202215 okunma
Atsız, baba tarafından Gümüşhane'nin Çiftçioğulları, ana tarafından Trabzon'un Kadıoğulları ailesindendir. Hem baba hem ana tarafından denizci bir ailenin çocuğudur.
Trabzon görseli ektedir
Reklam
Mustafa Suphi ve Yoldaşlarının Katli
[...] Mustafa Kemal, Suphi ve beraberindekileri Ankara'da istemediğini Karabekir'e kesin olarak iletti. Kars'ta resmi törenle karşılanan grup, daha önce planlandığı gibi Ankara'ya değil Erzurum'a yönlendirildi. Bunun üzerine Karabekir ve Erzurum valisi Hamit Bey, heyete karşı bir 'halk tepkisi' tezgâhlayarak yolculuk güzergâhlarında çeşitli hakaret ve saldırılara uğramalarını sağladı. İkili bir yandan güzergâhtaki yerlerin mülki amirlerine heyete kalacak yer ve yiyecek verilmemesi konusunda emirler gönderiyor, bir yandan da Suphi'ye güvenlik konusunda güvence veriyordu. Suphi ve beraberindekiler, ('Onbeşler') son olarak 28 Ocak gecesi Trabzon'dan bir tekneye bindirildiler. Daha sonra onlara yaklaşan ikinci bir teknedeki tetikçi kayıkçılar kâhyası Yahya tarafından öldürülüp Karadeniz'e atıldılar. 15'lerin katliyle ilgili olarak şimdiye kadar farklı iddialar ileri sürülmüş, olaydan Ankara hükûmetinin, Bolşevik yönetiminin, İttihatçıların ya da şahsen Yahya Kahya'nın sorumlu olduğu söylenmiştir. İttihatçıların sorumluluğuna dair iddialar ciddiye alınabilecek türden olsa da, suikast büyük olasılıkla Ankara hükûmeti tarafından düzenlenmişti.
Sayfa 186 - Mustafa SuphiKitabı okuyor
Yani Türkiye son derece deneyimli diplomatlara sahipti Ama onların çoğu İstanbul hükümetine bağlıydı. Bu durumda Ankara kimleri gönderecekti? Mevcut Hariciye Vekili (Dışişleri Bakanı) Yusuf Kemal (Tengirşek) bu görüşmelere başkanlık edecek vasıfta bir diplomat olarak görülmüyordu. TBMM Başkanı Mustafa Kemal, arkadaşı İsmet Paşa'yı önerdi... Fakat İsmet Paşa bakan değildi. Mustafa Kemal bu işin de kolayını buldu. Yusuf Kemal'i istifa ettirip yerine İsmet Paşa'yı getirdi. Böylece asker İsmet Paşa önce "bakan", ardından da "diplomat" oluverdi (Bu formül 12 Mart 1971 darbesinden sonra Orgeneral Faruk Gürler'i cumhurbaşkanı yapmak isteyen darbeciler tarafından da aynen uygulanacak ama bu kez siyasi partilerin dik durmaları sebebiyle yürümeyecekti). İsmet Paşa böylece 26 Ekim 1922'de de Dışişleri Bakanı olarak Bakanlar Kurulu'na girdi. Trabzon Milletvekili Hasan Bey (Saka) ve Sinop Milletvekili Dr. Rıza Nur başta olmak üzere, kendisine yardımcı olmak üzere 25 kişilik bir heyet oluşturuldu (Temsilciler Kurulu). Artık Lozan'a gidecek "Türk Murahhas Heyeti" hazırdı.
Güneş Losyonu
Ünlü Trabzon türküsünde "Konakta mı büyüdün/ Çok beyaz gel­din bağa" denildiği gibi, güneşte yanmak köylü ve amelelere mahsus, beyaz tenli olmak da soyluluk ve zenginliğin işaretiydi.
Sovyetler 7 Ha­ziran 1945 günü yeni bir anlaşma için 2 şart öne sürdü: Özellikle Kars, Ardahan ve Doğu Anadolu’nun Ermeni toprağı olduğu ve vaktiy­le Türkiye’ye haksız olarak verildiği gerekçesiyle Sov­yetler Birliğine iade edilme­sini istedi. Hatta Trabzon ve Gümüşhane de bu listenin içindeydi. Rusya, Boğazlar­da üs kurmak istediğini söyledi.
Sayfa 200 - Lopus YayıneviKitabı okudu
Reklam
Trabzon'un Fetih Yıldönümünde Sümela Manastırında Ayin
Sümela Manastırı, 1923 yılında yapılan nüfus mübadelesinin ardından boşaltılarak ibadete kapatılmıştır. Kültür ve Turizm Bakanlığından alınan özel iznin ardından 88 yıl boyunca ibadet yapılmayan Sümela Manastırı, 15 Ağustoz 2010 Pazar günü tarihi günlerinden birini yaşar. Manastırda yıllar sonra Patrik Bartholomeos yönetiminde bir ayin yapılır. Ayinin tarihi için 15 Ağustos gününün seçilmesi oldukça dikkat çekicidir. Zira 15 Ağustos 1461'de Fatih Sultan Mehmed Han'ın Trabzon'u fethederek Bizans İmparatorluğu'nun uzantısı olan buradaki Rum İmparatorluğu'nun varlığına son verdiği çeşitli tarih kaynaklarında zikredilmektedir.
Sayfa 315Kitabı okudu
111 syf.
5/10 puan verdi
·
Read in 6 days
1936’da Selanik’teki bir mülteci kampında doğan Andreadis’in hem anne, hem baba tarafından kökeni Trabzon. “Pontos’taki Evim”de, kampta geçirdiği çocukluk yıllarında büyükannesinin kendisine anlattığı aile tarihini ve 20li yaşlarının başında dinlediği bu hikayelerin peşinden köklerini aramak amacıyla Karadeniz bölgesine gelişinin hikayesini
Pontos'taki Evim
Pontos'taki EvimYorgo Andreadis · Belge Yayınları · 20075 okunma
272 syf.
·
Not rated
·
Read in 16 days
Merhabalaarrr. Varlıklı bir ailenin eğitimli kızı Ayten yanlış bir evlilik sonucu iki ay içinde eşinden ayrılarak evine geri döner. Günlerini ablası ve yeğenleriyle birlikte geçirirken içindeki sevgi boşluğunu dolduracak biri ile karşılaşır. Onun peşinden İstanbul'dan Trabzon'a gidip zor şartlarda bir hayat düzeni kurmaya çalışır. Ta ki uğruna şehir değiştirdiği adamın onu aldattığını görene dek. Aniden İstanbul'a döner ve orada doktor Macit ile tanışıp başka bir hikayeye atılır ama yine de mutluluğu bulamaz. Kurgusu, dili ve akıcılığı ile kendisini öyle okutturuyor ki kitap. Ayten'in yaptığı yanlış seçimlere kızarken kitabı bitiriyorsunuz. Sürekli elime aldığım ama bir türlü başlayamadığım devam kitabı da var. Ben başta karakterin adını Serap sandım ama Aytenmiş. Neden Kızıl Serap dendiğini de sonlara doğru anlıyorsunuz. Ayten'e bolca kızarak ama elimden bırakmadan iki günde bitirdiğim bir eserdi. Türk klasiği severlere tavsiye ederim.
Kızıl Serap
Kızıl SerapBurhan Cahit Morkaya · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 2023167 okunma
📍 Sera Gölü, Trabzon
Memleketim. Memleketim ne kadar geniş : dolaşmakla bitmez, tükenmez gibi geliyor insana. Edirne, İzmir, Ulukışla, Maraş, Trabzon, Erzurum. Erzurum yaylasını yalnız türkülerinden tanıyorum ve güneye pamuk işleyeniere gitmek için Toroslardan bir kerre olsun geçernedim diye utanıyorum.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.