Eğer bir yazar bir köle olmayıp, özgür bir insan olsaydı; yazması bekleneni değil, kendi canının istediğini yazabilseydi; yapıtının temelini herkesçe kabul edilen görüşler üstüne değil, kendi duydukları üstüne kurabilseydi; ne olaylar örgüsü olurdu, ne komedya, ne tragedya, ne de aşk öyküsü.
Şiir ve Tragedya Kuramı
Empedokles'in Temeli Saf yaşamda, doğa ve sanat birbirleriyle uyumlu bir karşıtlık içindedir. Sanat, doğanın çiçek açışıdır, tamamlanışıdır. Doğa ancak farklı ama uyumlu olan sanatla birlikteliğiyle göksel olur. Her şey tam anlamıyla olabileceği şey olduğunda ve her şey bir diğeriyle birleştiğinde, tikel olarak olabileceği şeyi tam anlamıyla olabilmesi için sahip olmak zorunda olduğu kusurunu bir diğeri giderdiğinde, tamamlanma gerçekleşir ve göksel olan tam orada yerini alır. Organik ve sanatsal olan insan, doğanın olgunlaşmasıdır; aorgik doğa, saf biçimde kendi eşsizliğinde yetişmiş insan tarafından duyumsandığında, ona mükemmellik duygusu verir. Ama bu yaşam sadece duygularda yardır bilgide değil.
Reklam
Din; düşük zekâlılar için bir lütuf, orta zekalılar için bir oyalanma aracı, üstün zekâlılar için ise bir silahtır.
Sayfa 216·Kitabı okuyor
Tragedya Ve Komedya
“Bütün mutlu aileler birbirine benzer; mutsuz her ailenin mutsuzluğuysa kendine hastır.” Kont Lev Tolstoy- Anna Karenina
Sayfa 30·Kitabı okuyor
…bir insanı mahkum etmenin en kolay yolu, onu “özgür olduğuna” inandırmaktır.
Sayfa 203·Kitabı okuyor
Sadece kilise, sevgili hanımlar, Haram lokmayı kolayca hazmedebilir.
Sayfa 112·Kitabı okuyor
Reklam
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.