Etrafımdaki yangından kaçmak için kendimi rasgele bir eve atmıştım. Fakat asıl yangın beni orada da yakaladı. Kendi elimle kapadığım kapının arkasında yandım. Hem ne ümitsiz ve çaresiz bir yanış!
Sabahattin Ali'nin kalemini gereksiz ağır bulsam da tüm kitaplarına küçük küçük gözyaşları dökerken buluyorum kendimi...
Maria'nın çok mutlu öldüğünü düşünüyorum, çünkü o dünyada rastlamak istediği kişiye rastladı ve bu dünyaya ondan bir iz bıraktı bir kadın için en gurur veren şeylerden biri olduğuna eminim.
Raif efendi hakkında bu düşüncelerimi yazarken nankörlük mü etmiş olurum bilemem ama yeterince çabalamadı memleketine döndükten sonra Maria mektuplarına cevap vermediği için çok başka şeyler düşündü. Oysa Maria prag'a giderken de hastaydı, hemen vazgeçmek yerine hastalığının tekrar nüksettiğini düşünebilirdi ama o bunu tercih etmedi aklına gelmedi bile çünkü en basit ve kendine en yakın yolu seçti kaçmak gerçeklerden olaylardan kaçmak.
Gerçi etrafları tarafından anlaşılmayan, haklarında daima yanlış hükümler verilen insanların zamanla bu yalnızlıklarından bir gurur ve acı bir zevk duymaya başladıklarını biliyordum, fakat hiçbir zaman etrafın bu hareketini haklı bulacaklarını tasavvur edemiyordum.