Tuğba

248 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 3 days
"Tuhaf: Davranışlarıyla, görünüşüyle anlaşılmaz bulunan, alışılagelenin dışında, değişik kimse. Anlaşılması güç tutum, davranış. Alışılagelene uymadığı için bilinmeyen, yadırganan, gülünç bulunan, şaşkınlık uyandıran şey; acayip; garip. Bir eylemin, değişik veya şaşırtıcı bir biçimde yapılması. Hayat tuhaflıklarla doludur ve katlanılabilir olmasını bu tuhaflıklara borçludur." Bu kitap tuhaflıklarla ve tuhaflarla doludur ve hissettirdiklerinin tüm gerçekliğini ve gerçeküstülüğünü bu tuhaflıklara borçludur. Tuhaflıkları seviyorum; tuhaf kitapları, tuhaf kitaplardaki tuhaf karakterleri, tuhaf kitaplar yazan tuhaf yazarları seviyorum. Bu tuhaf yazarların tuhaf karakterlerinin olduğu tuhaf kitapları beğenen tuhaf biri olmayı da seviyorum bazen. Kırmızı zamanlardan gelmiş Zaman Dayı'yı da. Menekşe kokusuyla Hüsran'ı da :) tüm deliliğiyle Halat'ı da seviyorum. Sevmek için gerçek olmalarına ihtiyaç duymadan seviyorum.
Kırmızı Zaman
Kırmızı ZamanMine Söğüt · Can Yayınları · 20221,822 okunma
Reklam
448 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Gül gibi sevilmemiş kadınlar... Gül gibi sevilmemiş kadınlar bir gün gül gibi sevilse de gül gibi sevilmenin ne olduğunu hissedemez hiçbir zaman. Gül gibi sevilmemişliğin oluşturduğu o küçük boşluk yıllar içinde gittikçe büyümüş, sonrasında da gül gibi sevilmemiş o kadın boşluktan ibaret kalmıştır çünkü. Varlığı kocaman bir boşluktur artık. Ona duyulan her sevgi, her nefret bu boşluğun içinde kaybolmaya mahkumdur. Bir tek Umut örtebilir bu boşluğun üstünü. Gül gibi sevilmemiş bir kadının sevildiğini hissetmesinin tek yoludur Umut. ... Sanem gül gibi sevilmemiş bir kadın. Kızının adı "Gülsün" :)
Aşıklar Delidir ya da Yazı Tura
Aşıklar Delidir ya da Yazı TuraAyfer Tunç · Can Yayınları · 20182,869 okunma
96 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 2 hours
"Herr Sommer hep yollardaydı. Sabahın erken saatlerinden karanlık iyice bastırıncaya kadar çevreyi dolaşırdı. Herr Sommer'in yolları arşınlamadığı bir tek gün bile olmazdı bütün yıl." ... "Peki, bu gezintiler onu nereye götürüyordu ki? Bu sonu gelmeyen yürüyüşlerinin amacı neydi? Hangi nedenle ve hangi amaçla arşınlayıp duruyordu çevreyi Herr Sommer, günde on iki saat, on dört, on altı saat süreyle?" Herr Sommer'in öyküsü ama onun öyküsünü hiç okumadan. Sonu gelmeyen bu gezintilerin onu bir yere mi götürdüğünü yoksa onu bir yerlerden mi uzaklaştırdığını bilmeden... Neden veya neyden kaçtığını hiç öğrenemeden. Onu hiç anlamadan, onu hiç dinlemeden, onu hiç tanımadan onun öyküsü. Yarım bile sayılamayacak kadar eksik, tamamlanmanın bile ötesinde fazla... Onun öyküsü ondan duyduğumuz tek net cümleden ibarettir belki: "E, beni rahat bıraksanıza artık!" Rahat bırakalım en iyisi :)
Herr Sommer'in Öyküsü
Herr Sommer'in ÖyküsüPatrick Süskind · Can Yayınları · 2017281 okunma