Tuğba

Tuğba
@tugbabintisalih
Şahsî not defteri.
204 syf.
·
Not rated
·
Read in 7 days
İslami Feminizmler
İslami FeminizmlerZahra Ali
8.7/10 · 72 reads
Reklam
Hanane Al-Laham ile 2011’de Şam’da gerçekleştirilmiş bir söyleşiden:
+Son olarak, siyasi yönetimde dinin yeri hakkında ne düşünüyorsun? -Laik devleti savunuyorum. Tarih bize tüm teokrasilerin başarısız olduğunu gösterdi. Neden? Çünkü herkes Allah’ın Sözleri’ni uydurmaya başladı. Allah’ın Sözleri saptırıldı, Allah gaddar gösterildi. Bizim uygar ve laik bir yönetime ihtiyacımız var. İlla İslâmî sloganlara ihtiyacımız yok, adaletsizliklerin son bulması yeterli; vatandaşların hak ve onur sahibi olması, gençliğin onurlu bir geleceğinin olması, daha iyi, daha adil, insan onuruna saygılı yarınlara yönelmeleri. İran Devrimi bizi çok mutlu etmişti, çünkü pasifist bir halk devrimiydi. Onlara inanmıştık. Bu devrimi yok eden, bir lidere tam anlamıyla itaat edilmesiydi, otoritarizmdi. Diktatörlükle sonuçlandı. Tüm diktatörler arasında en kötüsü, dinî diktatördür, çünkü her şeyi Allah adına yaptığı iddiasındadır, bu da her türlü eleştiriyi imkânsız kılar.
Sayfa 190 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Kelime anlamı “yol” olan şeriat, Müslüman inanışa göre, Hz. Muhammed’e vahiyle bildirildiği şekliyle takdiri ilahidir. Fıkıh, yani içtihat bilimi ise insanların İslâm’ın kutsal metinlerinden, yani Kuran ve Sünnet’ten (hadislerde bildirildiği haliyle Peygamber’in davranışları, gelenekler) yola çıkarak kurallar koyma girişimidir. Başka bir deyişle, şeriat kutsal, evrensel ve ebedi iken fıkıh insani ve -diğer tüm içtihat sistemleri gibi- değişmeye mahkumdur. Fıkıh, çoğu zaman, popüler Müslüman diskurlarda olduğu kadar akademik ve hukuki uzman ve siyasetçiler tarafından da, hatalı bir şekilde şeriatla özdeşleştiriliyor ve bu çoğunlukla ideolojik art niyetlerle yapılıyor. Bu sebepledir ki İslâmcıların ve bazı başka kimselerin “şeriat otoritesi” (dolayısıyla kutsal ve mutlak) addettikleri, gerçekte fıkhın, yani hukuki ekstrapolasyon ve spekülasyonun bir sonucudur (dolayısıyla insanidir ve hata payı vardır).
Sayfa 104 - İletişim YayınlarıKitabı okudu

Reader Follow Recommendations

See All
Tarihin bu noktasında, İslâm topraklarında pek çok kadının Kuran’ın ruhani mesajının özgürleştirici hükmünün farkına vardıklarını söylersek çok da yanılmış olmayız. Özgürlüklerinin önündeki engelin İslâm olmadığının gayet farkındalar. Bu diskur geçerliliğini yitirdi, çünkü kutsal olanın adıyla kendilerine yapılan manipülasyonun farkına varanların sayısı gitgide artıyor. 
Sayfa 64 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Müslüman kadınlar, haklarının büyük çoğunluğundan, bilhassa kendilerine İslâm tarafından verilmiş olanlardan bihaber. Aslında insanların zamanla kutsallaştırılmış olan yorumlarına dayanan, ancak Allah’ın buyurduğu iddia edilen ayrımcılıkları da bu bilgisizlikten dolayı kabul ediyorlar.
Sayfa 63 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Reklam
234 öğeden 16 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.