Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Tuğba Akyüz

Tuğba Akyüz
@tugbakyzz
53 okur puanı
Nisan 2020 tarihinde katıldı
Oyuncakların elinden oyuncak olmuş bir cesetle kalacaksın sonunda.
Reklam
Allah’ın nimetlerini inkar ederken de Allah’ın nimetini kullananlar inkar etmeyi bile başaramazlar.
Sayfa 150
“Benim olacaklar” listesini uzatır da uzatırsın. O liste geçmez eline, geçse de kalmaz elinde. Birgün ecelin bıçağı gelir de keser emellerini
Sayfa 137

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Zor zamanlar diye dünyanın yarınlarını görüyorsunuz. Ufkunuz ölümün berisinde kalıyor. Ölüm sonrasına dair kaygınız yok. Zor zamanlar ondan sonra başlıyor ama uyuyorsunuz. “Ne olur ne olmaz!” Kaygısıyla biriktiriyorsunuz. İstifliyorsunuz. Servetten umuyorsunuz kurtuluşunuzu. İtibar yükseltme derdine düşüyorsunuz. dahası olursa , kendinizi garantide görüyorsunuz. Sizin zor zamanlar için ayırdığınız her şey , zor zamanlara yetişemeyecek. Elde etmek için çırpındıklarınız elinizden düşecek. Yığmaya kalktıklarınız üstünüze devrilecek. Kıtlık dönemi gelecek. Kimsenin kimseye faydasının olmadığı “şiddetli bir gün “ göreceksiniz. Servet ve evladın, itibar ve soyluluğun kar etmediği devirlerde bulacaksınız kedinizi. Muhafaza ettiğiniz az bir miktar kalacak elinizde. Dünya sonrasına ayırdığınız az vakitler gerçek ömür olacak size. Ahiret sonrasına ayırdığınız az vakitler gerçek ömür olacak size. Ahiret kaygısıyla harcadığınız az miktarlar ziyafet diye konulacak önünüze. Çok önemsedikleriniz önemsizleşecek, önemsiz sandıklarınız çok önemli olacak. Çok eme ik verdikleriniz eriyecek, az emek verdiğiniz kulluğunuz servetiniz olacak. Dünyanızı genişletmek için yaptığınız yatırımlar boşa çıkacak, dar vakitlere sıkıştırdığınız secdeler size ebedi genişlik olacak.
Sayfa 133
Dünya , biçtiğin ekini sapında bıraktığın yerdir. Başını secdelere koyarsın toprağa tohum saçar gibi, ama ekinini göremezsin. Doğruluğunu dürüstlüğünü koyarsın şehrin kaldırımlarına; pek az müşteri çıkar sana. Ter dökersin helalin için , sabrını koyarsın taşın altına, meyvesini hemen deremezsin. Ömrün erir, yüzün kırışır, kalbin yırtılır ama vaad edilen karşılığı hemen bulamazsın. Biçtiğin ekin sapında kalır. “Az bir miktarını yersin!” Ahiret harmanından ümitlenerek ektiklerinden şimdi çok azını tadarsın. Şimdi tattıkların harmanda tadacaklarının yanında çok azdır aslında. Aldanmayasın. Asıl ziyafet için hasat zamanını bekleyeceksin. Ekinin başaktan ayrıldığı “fasl günü”nü gözleyeceksin.
Reklam
“Biçtiğiniz ekini sapında bırakacaksınız.” Vakti gelince bu hayat başağından olgunlaşmış bir dane gibi kopacağınızı bildiğiniz halde, danenin hep sapta kalacağına inanacaksınız. Sizin gibi nicesini kendi ellerinizle toprağa koyduğunuz halde, kendinizi bu dünyanın sıcacık yatağında kalıcı sanacaksınız. Biçtiğiniz ekin sapında kalacak diye oyalanacaksınız. Her an kendi ölümünüzü ekiyorsunuz tarlaya ama siz onu kendiniz için hiç biçilmeyecek sanacaksınız. Her ayrılıkta ölüm ekini biçtiğiniz halde ölümü kavuşmalarınızın kuytusunda unutacaksınız. Her elemde ölüm acısını tattığınız halde ölüm kılıcını kınında bırakacaksınız.
Sayfa 131
Umutlar ekip hüsranlar biçeceksiniz. Sevda diktiğiniz yerde veda bulacaksınız. Lezzete kavuştuğuz sofralarda elemler tadacaksınız. Ama öteden beri yapılagelenleri yapacaksınız. Hüsranınızı görmeyeceksiniz. Öteden beri yapılageldiği gibi vedalarınızdan ders çıkarmayacaksınız. Elemi görecek ama ölüme kör olacaksınız. Hep buradaymış, hep burada kalacakmış gibi yapagelenlerin yaptığını yapacaksınız. Ölümden bahsedecek ama ölmeyeceksiniz. Ahiretin lafını edeceksiniz, ahireti bilmeyeceksiniz. Sizden sonrakiler de öteden beri yapageldiğinizi yapmayı sürdürecek. Bu defa siz mezarda; onlar hayatta olacak ama onlar da uyanmayacak. Sizden öncekiler sizi uyandıramadığı gibi , siz de onları uyandıramayacaksınız. Böyle gelmiş böyle gidecek. Öteden beri yapılagelenler öteden beri yapılageldiği gibi yapılagelecek.
Sayfa 130
Öteden beri yapageldiğinizi yaparak avunacaksınız. Öteden beri yapıla gelenleri yapıyor olmakla teselli bulacaksınız. Hep hayatta kalışınıza, hep başkalarının ölmesine şaşırmayacaksınız. Siz yaşıyor iken başkalarının ölmüş olmasına aldırış etmeyeceksiniz. Öteden beri yapılagelenleri yapacaksınız ama öteden beri yapılagelenleri yapanların başına gelecek olanı başınıza gelmez sanacaksınız. Ekip biçeceksiniz. Alıp vereceksiniz Acıkıp doyacaksınız. Gidip geleceksiniz. Uyuyup uyanacaksınız.
Sayfa 130
Hayat gemin delinmişse, belki hızır konuk olmuştur hayatına. Huzurun kıyısından köşesinden delinmişse, bil ki korsanlara kaptırmak istemiyor seni Rabbin. Musa gibi, bekle! İtiraz etme. Gördüklerinin aslı başka. İşin içinde işler var. Yusuf’un yokluğunu hissediyorsan, güzel bulacaksın , güzel olacaksın demek ki.
Sayfa 124
Korkular ve hüzünler taşıyorsun başında. Ekmek kaygısı, ekmeğini huzurla yemekten alıkoydu seni. Hüzünlerinden ötürü lokmanın tadını alamadın. Rızık kaygısını baş belan ettin. Kuşlara bıraktın kaygısızca yemeyi, içmeyi. Kuşların ne yarın endişesi oldu ne de düne dair kederi. Sen ise bugünün huzuruna yarınlardan korkular taşırdın. Bugünün aşına dünden acılar kattın. Sonraların endişesi ve dünün kederiyle şimdi’nin huzurunu dağıttın. “Yarın ne olacağım?”kaygısı başındanhiç eksik olmadı. Geçmişte yitirdiklerinin hüznünü baş derdin yaptın. Dünün fotoğraflarında sararıp solan yüzünden gam sıçradı yüreğine. Kuşlar kadar kaygısız uçamadın.
Sayfa 98
Reklam
Kadının varlığını cinsel detaylara indirgemek, kızlarını diri diri toprağa gömen cahiliye adetinin modern yansımalarıdır. Kadınların ve erkeklerin kişilikleri çekici ve cilalı bedenlerinin toprağına diri diri gömülür. Kadın ruhu kimliksiz tenlerin parıltısında , sadece şehvet malzemesi kılınmış beden parçalarının sığlığında yağmalanır. Mini eteklerin açıkta bıraktığı ince e uzun beden parçaları saygın olarak görülmenin vazgeçilmez malzemesi olarak sunuldukça , kadının yüzünde beliren kişiliği görünmez hale gelir,silikleşir ,önemsizleşir. Bacaklarına endekslenerek “tanınır” kadınlar, göğüs dekolteleri üzerinden kıymet kazanırlar. Gerçek kimlikleri ile ya da , izzetli kişilikleri ile “burada” bulunamazlar. Kadınlar kendini var kılmanın biricik yolu olarak dişiliğini ortaya koyuyor. Sadece “dişi” olmaya indirgeniyor. “İnsan”olarak kimliğini ortaya koymaktan utandırılıyor. Kadın, sadece bedensel varlığı içine “gömülü”kalıyor. Tensel hazları, kişiliğinin üzerine toprak gibi atılıyor.
Cinselliğin kuşatması altında kadının kendisini kalbiyle ortaya koymasına, erkeğin kadını kişiliği üzerinden tanımasına fırsat tanınmaz. Gerek de görülmez.
Sana değer vermeyen ellerde bırakma elini. Seni değerlendiremeyen gözlere satma gözlerini. Sözüne değmeyen kulaklara bırakma sesini.
Sen kendine kimin baktığı yerden bakıyorsun? Hangi bakışlarda arıyorsun güzelliğini? Dünya güzelliğine itilesi, kıymeti ete kemiğe indirilesi biri diye mi değer biçiyorsun kendine? Genç ve güzel olduğu sürece el üstünde tutulan,gözde edilen, yaşlanıp elden ayaktan düşünce gözden düşecek bir meta olarak mı tanımlıyorsun kendini? Rabbinin nazarında ara kıymetini.
Kim sonsuz diri kılmaya değer görür kurumuş kemiklerini?
170 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.