"Sen tuhaf bir kızdın. Dikkatimi çekmişti. Hem neşeli hem olabildiğine içine gömülü. Derin hüzünlerin varmış gibi gelmişti hep. Öyle der psikologlar da hep biliyor muydun? Bir yerlerde okumuştum. Fazla şakaya vuran insanların bunu içindekilerle yüzleşmekten korktuğu için yaptığını söylerler. İçine bir şeyler atan insanın kendini dışa vurmamak için seçtiği yol olduğunu söylerler."
Sayfa 135 - Armoni YayıncılıkKitabı okuyor
Kafka'nın eserlerine saygı gösteren tanınmış filozoflar, şairler, oyun yazarları ve romancılardan oluşan, ejderhayı andıran uzun mu uzun bir alay ortaya çıktı Albert Camus, Jorge Luis Borges, itala Calvino, Philip Roth, Vladimir Nabo-kov ve Gabriel Garcfa Marquez gibi tanınmış romancı­ların her biri yazılarında Kafka'nın eserlerine ( hayatı ve çevresine d eğil) ilişkin anlayışlarını, tam nedenselliğin sınırlamalarıyla ettikleri mücadeleyi ve buna k attıklarını kendi yöntemleriyle ifade etmişlerdir. Bu y azarların eserlerinde kşinin bireysel deneyimine vurgu yapıl­ması ve bireysel kaderin o lumsallığının kolektif deneyimde yeniden ortaya çıkması, hikayenin nedensellik lişkisinde incelikli, tuhaf, kendine özgü ve yepyeni değişikliklere yol açmıştır. Böylece yeni bir nedensellik i lişkisi doğmuş oldu.
Sayfa 135 - Ketebe yayınları subat 2024Kitabı okuyor
Reklam
İstemiyorum Yahudi kızıyla evlensin! Yahudi olduğundan değil, Alaman da olsa istemiyorum! Önemi yok aslında...Ama ne bileyim. Torunlar bir tuhaf olur gibime geliyor.'' ''Nasıl bir tuhaf!'' ''Bilmem! bir tuhaf....
Sayfa 151 - İthaki YayınlarıKitabı okuyor
Zararlı alışkanlıkların üstesinden gelmek konusunda en etkili araçlardan birinin "ön-taahhüt" olduğunu yıllar önce sosyal bilim­cilerden öğrenmiştim. Tarihin en eski hikâyelerinden birinde, Ho­meros'un Odysseia'sında karşımıza çıkan bir tekniktir bu. Bir za­manlar oradan geçen denizcilerin hepsinin ölümüne yol açan bir böl­geden bahseder Homeros. Denizciler tuhaf bir nedenle ölüyordur: Okyanusta yaşayan iki siren -kadınla balık karışımı hayli çekici var­lıklar- şarkı söyleyerek onları okyanusta yanlarına katılmaya çağı­rıyor, ateşli bir macera için okyanusa dalan denizciler ise boğuluyor­lardır. Ama günlerden bir gün hikâyemizin kahramanı Odysseus bu baştan çıkarıcıları nasıl alt edeceğini bulur. Gemi sirenlerin bulun­duğu bölgeye yaklaşmadan önce ellerini ayaklarını bayrak direğine sıkıca bağlatır. Hareket edemez hale gelir. Sirenlerin sesini duyunca okyanusa dalmak için yanıp tutuşsa da, yerinden kıpırdayamaz.
Sayfa 29 - Metis Yayınları
Arkadaşım MacGregor’ın arabasıyla çıkmışsak –onun deyimiyle kumsala küçük bir gezinti– gece yarısına doğru kendimi tuhaf bir muhitte, yabancı bir salonda, kucağımda bir kızla bulurdum. Kız genellikle hiç umursamadığım biri olurdu çünkü MacGregor benim kadar bile seçici değildi. Bazen arabasına binerken ona, “Tanrım, yeter, usandım artık... Bir yerlere küçük bir gezinti yapalım sadece... Sheepshead Korfezi’ne ne dersin?” derdim. Daha bir kilometre bile yol katetmeden arabayı aniden kaldırıma yanaştırıp beni dürterdi. “Şuna bak şuna,” derdi, kaldırımda yürümekte olan kızı göstererek. “Tanrım, şu bacaklara bak!” Ya da – “Baksana, onu bize katılmaya davet etmeye ne dersin? Bir arkadaşını da çağırır belki?” Ve ağzımı açmama fırsat vermeden kıza el sallayıp her zamanki açılış konuşmasına başlardı, ki herkes için aynıydı. On seferin dokuzunda gelirdi kız. Fazla uzaklaşmadan, kızı serbest eliyle yoklayarak, ona bize eşlik edecek bir arkadaşı olup olmadığını sorardı. Kız mesele çıkarırsa, tanıştıktan bu kadar kısa bir süre sonra o şekilde dokunulmaktan hoşnut kalmazsa, “Tamam, in aşağı öyleyse... Senin gibilerle harcayacak zamanımız yok,” der, arabayı kaldırıma yanaştırıp kızı dışarı iterdi. “Böyle amcıklarla işimiz olmaz, değil mi Henry?” derdi, yavaşça kıkırdayarak.
Tuhaf bir mahluktu insanoğlu. Belki de en büyük gücü, başka çıkar yol olmadığını hissettiğinde, araziye uyum sağlamasıydı.
Sayfa 323Kitabı okudu
Reklam
Bir şeyin nasıl değil neden yapıldığını öğrenmek istiyordu. Bu utandırıcı olabilir. Birçok sey hakkında 'Neden' diye sorarsan ve bunu sürdürürsen, sonunda epey mutsuz olabilirsin. O zavallı kızın ölmesi onun açısından daha iyi oldu. Evet, ölmesi. Neyse ki onun gibi tuhaf insanlara sık rastlanmıyor. Çoğu yılanın başını küçükken nasıl ezeceğimizi biliyoruz. Çivi ve tahta olmadan ev inşa edemezsin. Bir evin inşa edilmesini istemiyorsan, çivilerle tahtaları sakla. Bir insanın siyasi açıdan mutsuz olmasını istemiyorsan, bir meseleyi iki farklı açıdan sunma ki kaygılara kapılmasın; tek bir açıdan sun. Daha da iyisi, hiçbir açıdan sunma. Bırak savaş diye bir şey olduğunu unutsun.Hükümet verimize, kadroları fazla şişkinse ve vergi manyağıysa, insanların onunla ilgili kaygı duymasındansa hükümetin bunların hepsi birden olması daha iyi Huzur, Montag. İnsanlara en popüler şarkıların sözlerini, eyalet başkentlerinin isimlerini veya lowa'da geçen sene ne kadar mısır yetiştiğini hatırlayarak kazanacakları yarışmalar vereceksin. Onları yanmaz verilerle dolduracaksın, gerçekleri boğazlarına tıkıştıracaksın, öyle ki kendilerin tıka basa doymuş ama onca veri sayesinde kesinlikle zeki hissedecekler. O zaman, düşündükleri hissine kapılırlar...hareket etmedikleri halde hareket ediyormuş gibi hissederler. Ve mutlu olurlar, çünkü o türden gerçekler değişmez. Onlara bir şeyleri yorumlamaları için felsefe veya sosyoloji gibi kaygan zeminli şeyler vermeyeceksin. O yol melankoliye çıkar
Erkeklerin tuhaf bir biçimde güdümlenmeye ihtiyacı var zira. Tek başlarına karar verebilme, inisiyatif alabilme potansiyelleri neredeyse yok. Sorumluluk? Sanmıyorum. Birinin onlara akıl vermesi, yol göstermesi lazım. Dolayısıyla karşı taraftan kendi insiyatifi ile bir şey yapmasını bekliyorsanız, daha çok beklersiniz. Bazen tanrının kadınları doğurmaktan ziyade bu iş için yarattığını düşünüyorum. Erkeklerin yaşamda tutunmalarına yardım etmeleri için yani. Fena proje değil. Ceo maaşı bağlasan yerin.
Sayfa 321Kitabı okudu
İstenmeyen davranışı cezalandırmak yerine istenen davranışı pekiştir. Çünkü ceza, nefret ve kızgınlığa neden olur ve yabancılaşma ve kaçınma yaratır. Peki istenen davranışın pekiştirilmesi yani ödüllendirilmesi insanlarla ilişki kurmada tek yol olduğunu mu söylüyorum? Hayır bu tuhaf olur. Bu sadece hoş bir baharat;tüm ziyafet ya da ana yemek bile değil. Ancak, az sayıda insanın direnebileceği, sıklıklıkla gözden kaçan bir lezzet.
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.