Rastgele bir kapıyı çalmak, hikayenin artık tek başına ta­şınamayacak kadar ağır olduğunun işaretidir. Bir delirme hali gibi, aklın, yol bulamamaktan bir hal olmuş başı terk etmesi gibi, bir göz kararması hali gibi... Tuhaf ve anlamsız; rastgelebir kapıyı çalmak.
Sayfa 83 - PDFKitabı okudu
-Ne faydası var bize kitap okumanın? Başkalarının hayatlarını bilmemizin bize ne faydası var? Okumayarak da bir çıkış yolu bulamaz mıyız sence? -Aslına bakarsan, okumamanın nelere yol açtığı üzerine düşünmek daha sağlıklı geliyor bana. Bir kere, okumayanlar okuyanlardan daha iyi yaşıyor kesinlikle. Gamsız, umarsız, yüksüz... Bilmenin ağırlığı altında ezilmiyorlar. Baksana, hayatları kocaman bir esneme. Kaygıları sadece fizikî durumlara dair. İç dünyalarında endişeye, şüpheye yer yok. Bu ne demek biliyor musun, içlerinde hayata dair bir dokunuşa, bir içlenişe dahi yer yok. İç yüzü olmayan bir hayat. Ne tuhaf ve ürpertici değil mi? Buna kim razı gelir? Sırf bu yüzden okumanın insana katkıları saymakla bitmez.
Sayfa 26
Reklam
Hayatının mahvolacağını bildiğin anda, bunu göze alarak, aynı şekilde durabiliyorsan, işte bu vicdandır. Bizim tanımladığımız vicdan varoluşa dair meşakkatli ve uzun bir yol. Bedel ödeyeceğini bile bile tutunduğun bir dal, bir tavır biçimi.
Sayfa 29 - Ercan Mehmet ErdemKitabı okudu
Yol yitince ya yürüdüğün yeni bir yoldur ya yol seni yok etmiştir. Yol beni yok etmişse yeni bir ben olanağı yok mudur?
Her yeni anne bir bebektir..
“Beslenmeyi öğrenmesi, adımları, yenilenip duran benliği ve bedeniyle ip cambazı gibi dengeyi bulma keşifleriyle bebekliğin her aşamasını yaşar. Ben de öyle yapacağım, kendi ellerimden tutup yol yordam bulacağım.”
Çınar Yayınları, “Matruşka nedir?” bölümü.
Goethe’nin Çeviri üzerine A’dan Z’ye söyledikleri…
Goethe der ki; “Aslında altını çizdiğimiz cümleler, bize en uygun hitap eden sözler değil midir?”.. (Bu kitapta A’dan Z’ye sıralı bir şekilde Goethe’nin eserlerinden alınmış bütün sözleri bulabilirsiniz. İlgimi en çok çekenler ise, şüphesin onun “ÇEVİRİ” konusuna dair söylemiş olduğu sözleriydi:) 1. “Çeviride, çevirilmesi imkansızın sonuna kadar dayanmalı; işte ancak o zaman bir yabancı milletin ve yabancı dilin farkına varılmış olunur”. 2. “Çeviride ne olursa olsun, yabancı dille doğrudan doğruya savaşa girmeye kalkmamalı. Çevirilemeze kadar dayanıp, bunun karşısında saygı duymalı, çünkü her bir dilin değeri ve karakteri işte oradadır”. 3. “Bir milletin yabancı eserleri kendi diline çevirmesi, onun en önemli kültür adımıdır”. 4. “İki çeviri ilkesi vardır: Biri ister ki, yabancı bir milletin yazarı bize getirilsin; o kadar ki onu bizimkiymiş gibi görebilelim. Buna karşılık öteki bizden yabancıya doğru yol almamızı ve onun şartlarına, dil tarzına, özelliklerine alışmamızı ister”. 5. “Çeviricilere, bize o hazineleri günlük çevremize taşıyan aracılar oldukları için ne kadar saygı duymalıyız. Çünkü o şeylere yabancı, tuhaf hayaller olarak hayret etmiyor, onlardan evimizin ekmeği gibi yararlanıp tat alıyoruz”. 6. “Çeviricileri, meslekten çöpçatanlar olarak görmeliyiz; yarı peçeli bir güzeli bize son derece sevimli diye överler ve orijinale karşı önüne geçilmez bir eğilim uyandırırlar”...
Sayfa 108Kitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.