AS’ 1.Bölüm, Orta Doğu’da Kanlı Bir Savaş
… alıntı…
Eski pikaba binip güneye, Pakistan sınırına doğru yol aldılar. Şehrin çıkışında Cevad, sert bir frenle aracı sarsarak adeta yolun kenarına attı ve Amerikan askeri konvoyunun geçişini beklediler. Yerli halk yıllardır, Amerikan askeri ülkelerinde kalsın fakat sokağa çıkmasın istiyordu. Giderlerse Taliban'ın başlarına tekrar musallat olacağından korkuyorlardı fakat her sokağa çıkışları da şovenist bir kaos yaratıyordu.
Adsız, bir sigara yakıp dumanını camdan dışarı üfledi. Esen sıcak çöl rüzgarıyla terli yüzüne ince kumlar yapıştı. Boynundaki Peştu'n şalıyla yüzünü silip gözlerini kırpıştırdı. Cevad sıcaktan hiç etkilenmiyor gibiydi, misafirine bakıp bıyık altından güldü. Adsız, sigarasını arabanın yer yer boyası açılmış kaportasına bastırıp söndürdü ve izmariti sokağa fırlattı.
(Siktiğimin samyeli!)
Hangi aklıselim kişi Tanrı'nın belki yarattığına dahi pişman olduğu ve haliyle unuttuğu bu yerküre cehennemine, üstelik de bu cehennemin radikal zebanileri olan Taliban'ın elinden esir kaçırmaya güle oynaya gelirdi ki? Biraz gergindi elbette. Kırık dökük teybi kurcaladı, Ahmad Zahir'den bir şarkı çalsaydı hiç fena olmazdı, Peştu'nca konuşan bir Pakistan kanalına denk geldi, ya haber ya reklam saatiydi ki neredeyse yarım saat boyunca hiçbir müzik ezgisi dinleyemeden yol aldılar…