396 syf.
8/10 puan verdi
·
Read in 7 days
Gustave Flaubert - Madame Bovary
Gustave Flaubert'in, "Madame Bovary: Taşra Hayatı" esas adıyla 1856 yılında yayımlanan eseri realizm akımına ön ayak olmasıyla bilinmektedir. Gustave Flaubert bu eseri 5 yılda tamamlamıştır. Eser, romantizm akımına da bir eleştiri niteliğindedir. Eser ilk yayımlandığında müstehcenlik nedeniyle Gustave Flaubert'e dava açılmıştır
Madame Bovary
Madame BovaryGustave Flaubert · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 201933.5k okunma
592 syf.
·
Not rated
kitap küçük bir kasabada geçiyor. Hikayenin derinliği de var ama konu bana o kadar ilginç gelmedi. Belki yönetim biçimi arasındaki farklılıktan dolayı da olabilir, yine de konu bana cazip gelmedi açıkçası. Kasaba hem birbirine çok bağlı, hemde bir o kadar değil gibi gözüken. Onlarca yıllık kökenine dayalı bir hikaye aslında kasabanın. Yani kasaba küçük ama hikayesi de bir o kadar büyük. Kitap bana fazla akıcı gelmedi ne yazık ki, hikayenin detayları birbirine çok bağlıydı ama fazla detaydan dolayı bir yerden sonra olaydan kopuyordum. Son 100 sayfa oldukça keyifli gitti ama oraya gidene kadar çoook uzun detaylar okumam gerekti. Bağlantıları kurup yapbozun tüm parçaları oturduktan sonra keyifle bakması kısmı kalmıştı yani o son 100 sayfa da. Kelebek etkisinin bir parçası görülüyordu sanki. Kitabın konusu, "Sadece bir adam tüm kasabayı bir arada tutuyordu ve o adam artık yoktu. Şimdi ne olacak?" tarzı bir konuydu. Sadece kalan boş bir koltuk herkesin hayatını değişik, umulmadık noktalara getirmişti
Boş Koltuk
Boş KoltukJ. K. Rowling (Robert Galbraith) · Doğan Kitap · 20131,805 okunma
Reklam
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 4 days
Sizce Hayatın Anlamı Var mı?
Kitaplığınızda yer açın, çünkü Hyunam-Dong Kitabevi'ne davetlisiniz. :)) Kitabın kapağını gördüğüm anda beni sıcacık bir hissiyatla karşılayacağını anlamıştım. Ve nitekim ki, tam hissettiğim gibi oldu. Daha kapağını açtığım anda gerçekten kendimi Güney Kore'deki Hyunam-Dong Kitabevi'nde buldum. Kitabın başkahramanı Youngju, tüm
Hyunam-Dong Kitabevi
Hyunam-Dong KitabeviHwang Bo-reum · Athica Yayınları · 2024445 okunma
Ahlaksız Japon toplumundan doğan bir sosyal kötülük daha: “Yalnız Ölüm”
Kuzey Kore'nin Japonya aleyhtarlığına dair bir örnek: "Para için bir aileye ihtiyacınız yok" ve "Para için ebeveynlere ihtiyacınız var. Bu, Japon toplumunda derin kökleri olan "ahlakçı zihniyettir"; altın evrenselciliğe o kadar saplantılı hale gelmiştir ki, aile sevgisi ve şefkati bile soğumuştur. Sonuç olarak,
·
Not rated
Hayatsız bir Hayat.... Ayfer Tunç’un yeni romanı, tek başına bir kadının tüm dayatmalara başkaldırısı diye biliniyor medyada. Kuru Kız, toplumsal baskılardan özgürlüğe kaçış üzerine, bir roman. Hatta bir başarı öyküsü de denilenebilir. Kitabın adı içeriğini bilmeyenlere ilk olarak kız kurusunu çağrıştırıyor. Ama yazar karakterin meselesini sadece
Kuru Kız
Kuru KızAyfer Tunç · Can Yayınları · 20233,569 okunma
256 syf.
10/10 puan verdi
Nasıl bu kadar gecikmişim bu satırlarla buluşmakta. Bitmesin diye bazı cümleleri iki , üç kez okuduğum o nefis kitaplardandı kesinlikle. Ortaokul yıllarımdı yazarı tanıdığımda, Yüreğinin Götürdüğü Yere Git , ve yıllar sonra elimde Anima Mundi.. Gözleri dolduran kalbi kıran bir şeyler var yazdıklarında. Elleriniz titreyerek tüm bu gerçekleri, benim de içimden geçenleri ne kadar acımasızca yazmış dedirtiyor size. Walter’ın kurgulanmış babası, Fournier’in gerçek babasıyla yarışır üstelik. Ebeveynliğin, ehliyeti olsa keşke.. Roma’ya taşınıp bir kitap yazana kadar iç dünyasını yorgunluğunu hayata dair şahane tespitlerini okuduğumuz Walter artık olaylar, aksiyonlar içindedir. Evine dönmek zoruna kalana kadar derinlikli cümlelere de hasret kalıyoruz 50-60 sayfa ama sonra tekrar başlıyor. Andrea’nın yazdığı mektuplar çok hisliydi. Kaç kez okudum bilmiyorum. Rahibe Irene ve onunla geçen huzurlu günler kitabı nihayet bir noktaya taşıyor. Arayışta Walter, tüm hayatını yaratıcısını bulmaya adamış ve ölümler üstüne bulduğu tebessüm, bilmiyorum bir kavuşma olabilir mi bu arayışına..
Anima Mundi
Anima MundiSusanna Tamaro · Can Yayınları · 2021553 okunma
Reklam
Teknolojik gelişmenin izleği tamamen farklıdır, içimizdeki sesi dinlemek değil, kontrol etmek ister. Tüm bu sesleri yaratan biyokimyasal sistemi anladığımız anda butonlar ve şalterlerle oynayabilir, sesi biraz açıp isteyince kısabilir, hayatı çok daha rahat ve kolay hale getirebiliriz. Dikkati dağılan avukata bir konsantrasyon hapı, suçluluk hisseden askere ve mutsuz eşe birer antidepresan verebiliriz ki bu müdahaleler daha başlangıç. Hümanistler bu yaklaşım karşısında sıklıkla dehşete düşse de peşin hükümlü olmamalıyız. Kendimizi dinlememizi öğütleyen hümanist tavsiye pek çok insanın hayatını karartırken, doğru kimyasalın doğru dozda kullanımı milyonlarca insanın ruh halini ve ilişkilerini düzeltmiş durumda. Bazı insanların kendini dinleyebilmesi, ancak içinde bağrışıp duran sesleri susturmasıyla mümkün olabilir. Modern psikiyatriye göre pek çok "iç ses" ve "özgün arzu" nörolojik hastalıklar ve biyokimyasal dengesizliklerin bir yan ürünü olmaktan ibarettir. Klinik depresyondan mustarip insanlar, biyokimyasal bir bozukluk yüzünden her şeyi karanlık camlar ardında gördükleri için umut vaat eden kariyerlerden ya da sağlıklı ilişkilerden vazgeçiyorlar. Bu yıkıcı sesleri dinlemektense susturmak daha hayırlı olabilir. Sally Adee iç seslerini susturmak için dikkat odaklayıcı başlığı kafasına taktığında usta bir nişancı olmakla kalmamış, kendisini çok daha iyi hissetmeye başlamıştı.
Sayfa 379Kitabı okudu
Günaydın... Hayırlı sabahlar...
Sabah çaylarınızı kahvelerinizi yudumluyorsanız hemen konuya girelim: Kelebek sana senin hayatını anlatıyor, hâlâ görmeyecek misin? Tırtıl kendi kozasını örüyor ve içinde yaşıyor. Burası onun kendi dünyası, etrafına bu kozayı kendi ördü. Siz de kendi bilinç potansiyelinizle, kendi karanlık kozanızı kendiniz ördünüz ve içindeki karanlıkta
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.